Şehit Yusuf Çavuş İO
  PARAGRAF ANLAMI
 

                                                             PARAGRAF ANLAMI


Şiir değiştirir insanı. Bir okuyucu sevdiği şairi tanımadan başka, tanıdıktan sonra başka insandır. Çok sevdiğiniz, hoşunuza giden şiirlerle ilk karşılaşmalarınız düşünün. Gece ise uykunuz açılmıştır. Bir daha, bir daha okumak, ezberlemek, yakınlarınıza dinletmek istersiniz okuduğunuz şiiri. Yaşama istekleriniz artmıştır. Bir coşku, bir katkıdır yaşamınıza. Artık değişmez, zenginleşmiştir yaşamınız.

 

1.Paragrafın konusu nedir?

 

A)     Şiirin insan hayatını etkilediği*

B)      Şairleri tanımak gerektiği

C)      Şiir okumanın bir ihtiyaç olduğu

D)      Şiirin hoşça vakit geçirttiği

 

 

 

 

 

 

      Bir güvercin kadında okşuyorum

      Göklerin maviliğini,

      Serçelerin cıvıltısıyla siniyor içime,

     Ağaçların yeşilliği,

     Bulutların ipek gölgesi

     Çocukların yüzünde ışıldıyor.

 

2.Şiirin konusu ne olabilir?

 

A) Doğanın önemi               B) Çocuk sevgisi

C)Yaşama sevinci  *              D) Özgürlük isteği

 

 

 

 

             

       Havada bir dost eli okşuyor derimizi,

       Boynu bükük adalar tanıyor sanki bizi,

       İçimize çevirip nemli gözlerimizi,

       Geçtik yabancı gibi yakınından Rodos’un.

 

 4.Dörtlükte anlatılan nedir?

 

A)     Deniz havasından etkilenmeleri

B)      Yalnızlık üzüntüsünden gözlerinin yaşarması

C)      O yerleri önceden gezip görmüş oldukları

D)      Adaların kaybedilişine üzülmeleri*

 

 

       Bir garip ölmüş diyeler

       Üç günden sonra duyalar

       Soğuk su ile yuyalar

       Şöyle garip bencileyin

 

5.Dörtlüğün teması nedir?

A) Ölüm                         B) Yalnızlık*

C) Ayrılık                       D) Yoksulluk

Çırağın ağzı burnu boya içindeydi. Onun on misli iş çıkaran ustanın parmaklarında boyadan eser bile yoktu. Ara sıra çırakla şakalaşıyor, çırak sadece gülüyor. Gözünü fırçanın ucundan kıl kadar bile ayırmamaya çalışıyordu.

6.Bu paragrafın başlığı aşağıdakilerden hangisidir?

 

A) Beceriksiz çırak                 B) Dikkatli çırak

C) Usta ile çırağı *                    D)Becerikli çırak

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Her eserden yeni bir öz getirmesini, orijinal olmasını istemek hakkımızdır. Fakat etki altında kalmak orijinal olmaya mani değildir ki...”Orijinalin tarifi taklit edilmeyendir.”

7.Aşağıdakilerden hangisi parçada vurgulanmak istenen düşünceyle aynı doğrultuda değildir?

A)     Roma’nın en erişilmez devri Yunan etkisiyle doludur.

B)      Bir yazar : “Geothe’yi okuyorum,çünkü etkileniyorum.”diyordu.*

C)      Şeyh Galip etki altında kaldığını gururla söylemiştir.

D)      Klâsikler etki altında kaldıklarını itiraf değil, iddia edelerdi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sırtına bal sürüp tavus tüylerinin üstünde yuvarlanan ve sonra tavus meclisine girmeye yeltenen meşhur karganın talihine güven yoktur. Böyle tipler , sahip oldukları yaradılış iradesinin dış plânda taklitçisi, sahte özenişlerle, bilhassa şiir sahasında hemen enselenmeye mahkūmdurlar.

8.Yukarıdaki paragrafta anlatılmak istenen nedir?

A)     Başkasından etkilenmeyen şair yoktur.

B)      Taklide dayalı eserler orijinallerinden kolaylıkla ayırt edilebilir.*

C)      Tavus kuşu gibi, şiiri süslemeye çalışmak boşunadır.

D)      Şairler mutlaka büyük sanat adamlarından etkilenmelidir.

 

 

Hiçbir şairin, hiçbir sanatçının tek başına bir anlamı yoktur. Onun anlamı değerli, ölmüş ozan ve sanatçılarla olan bağına göre ortaya çıkar. Ona tek başına değer biçemezsiniz; karşıtlık ve benzerliklerini belirtmek için ölmüşler arasına yerleştirmeniz gerekir onu.

 

9.Yukarıdaki paragrafta vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Şair başkalarından etkilenmemelidir.

B)      Şairin değerlendirilmesi diğer sanatçılarla karşılaştırılırsa güçleşir.

C)      Şairlerin değerlendirilmesi zamana bırakılmalıdır.

D)      Şairin değeri diğer sanatçılarla karşılaştırılınca ortaya çıkar.*

 

 

 

 

 

 

Geçen gün şiir defterimi karıştırıyordum. Fuzûli’nin bir beytini buldum. O beyti pek beğenmişim ki defterime yazmışım. Fuzūli Divanı’nı  da daha yeni okudum. Üç ay oldu olmadı. O beyti büsbütün unutmuşum. Neden?Çünkü güzel bir söz ama gerçekten konusu yok, gerçekten manası yok.

10.Yukarıdaki paragraftan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Yazar çok şiir okumaktadır.

B)      Yazar güzel bulduğu beyitleri not eder.

C)      Fuzūli Divanı başarılı eselerden biridir.

D)      Konusu ,anlamı olmayan şiirler unutulur.*

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dün akşam gördüğüm oyun iyi miydi,değil miydi? Bir şey söyleyemeyeceğim. İyi olmasa da tutmalıyız, övmeliyiz o oyunu, bizim de onun için Bir yandan da Türkçe ne yazılırsa, yermeye, kötülemeye kalkıyoruz. Yazarlarımızı böyle boyuna kırarsak Türk tiyatrosu nasıl kurtulur?

 

11.Yukarıdaki paragraftan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A)     Milli tiyatro kurulmasını isteyenler ardır.

B)      Yerli oyunlar en azından bizi anlattığı için sevmeliyiz.

C)      Milli tiyatronun kurulması için yazarlarımızın memnun edilmesi gerekir.*

D)      Türk tiyatrosunun kurulması isteniyorsa yazarların eksiklikleri açıkça söylenmeli.

 

Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü Türkiye Cumhuriyeti’dir. Fakat yaptıklarımızı asla kâfi göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz.

 

12. Paragraftaki en belirgin duygu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Heyecan                        B) Güven*

C) Övünme                        D) Sevinç

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                 Söz ola kese savaşı

Söz ola kurtara başı

Söz ola ağulu aşı

Bal ile yağ ede bir söz

 

13.Dörtlükte söz ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi belirtilmemiştir?

A)     Anlaşmayı sağladığı

B)      Kısa olması gerektiği*

C)      Can kurtardığı

D)      Hayatı tatlandırdığı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

            Uyandım uykudan aradım seni

        Sağıma soluma bakındım anne

        Geceler çok soğuk, sessiz ve karanlık

        Anne, anne,anneciğim.

14. Mısralarında dile getirilen duygular aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Korku- yalnızlık

B)      Korunma- fedakârlık

C)      Sevgi- özlem*

D)      Üzüntü- ayrılık

 

 

 

 

 

 

            Arkadaşıma: “Şu sokaktan geçelim .“dedim.  Şimdi çocukluğumun ve uzun yılların ardında kalan yağmurlu bir sabah, son defa olarak çıktığım o sokaktan girecektim. Kaldırımda oynadığım, uçurtma uçurduğum, cam kırdığım sokak, ilk arkadaşlık, ilk tatlı hayaller... Bir masal dünyasına açılan kapının önündeymişim gibi tereddüt içindeyim. Bir iki adım sonra bende yaşayan bir âlem ya yıkılacak ya devam edip gidecekti.

 

15.Yazara çocukluğunu hatırlatan, aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Camları kırık eski evler

B)      İlk çocukluk arkadaşı

C)      Çocukluğunu geçirdiği sokak*

D)      Yağmurlu bir sabah vakti

 

 

 

 

 

 Ben    her şeyden önce, yaşamış olduğuma delil   olması için bir eser meydana getireceğim... Benim için yaşamak, tek başına bir mutluluk değil, sürekli bir çalışma ve gayret demektir... Vaktinden önce acılarla pişmiş bir meyveyim ki varlığımda toplanan lezzeti, şairin ilâhi kalbinde göstereceğim.

 

16. Yazar “yaşamayı” nasıl değerlendiriyor?

A)     Toplum değerlerine uygun şiirler yazmak biçiminde

B)      Güzel eserler vermek için çaba göstermek biçiminde*

C)      Topluma kendini kabul ettirmek biçiminde

D)       Hayatın zorluklarına göğüs germek biçiminde

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Günlük hayatımıza gittikçe büyüyen ekonomik ,sosyal ve politik boyutları ile girmekte olan çevre problemlerine  daha akılcı çözümler bulmalıyız. Bu nedenle çevrenin , insan ,sağlık, refah ve mutluluğunun temel unsuru  olduğu bilincinin  hem milli hem de milletler arası alanda yaratılması gerekmektedir.

 

17.Paragrafa göre, çevre konusunda insanların bilinçlendirilmesinin amacı nedir?

A)     Ekonomik şartları iyileştirmek.

B)      İnsanlarla sağlıklı ilişkiler kurmak.

C)      Milletler arası politik üstünlük kurmak.

D)      Toplumların huzur ve mutluluğunu sağlamak.*

Uçun kuşlar uçun doğduğum yere,

        Şimdi dağlarında mor sümbül vardır.

        Ormanlar koynunda bir serin dere,

        Dikenler içinde sarı gül vardır.

18.Dörtlüğün teması nedir?

A)     Sıla özlemi*

B)      Doğa sevgisi

C)      Ayrılık endişesi

D)      Yalnızlık korkusu

 

 

 

 

 

 

          Sakın bir söz söyleme, yüzüme bakma sakın!

          Sesini duyan olur, sana göz koyan olur.

          Düşmanımdır seni kim bulursa cana yakın

          Anan bile okşasa benim bağrım kan olur.

19.Dörtlüğünde şaire hâkim  olan duygu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kıskanma *                          B)Kırgınlık

C) İmrenme                             D) Şüphelenme

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Atatürk, her şeyi kanun, nizam, akıl ve mantık içinde yapmak istiyordu. Bazen sabrı tükeniyor, kendine sadık bildiği silah arkadaşlarına dert yanıyordu. Hatta bazen, paşalara, amirlere giderek onları kendi çizdiği hat üzerinde yürütmeye çalışıyordu.

20.Parçadan Atatürk ile ilgili aşağıdakilerin hangisinden söz edilemez?

A)     Başkalarını yönlendirmesinden

B)      Prensiplerinden taviz vermemesinden

C)      Kararlarını tek başına almasından*

D)      Üzüntülerini arkadaşlarına anlatmasından

 

 

 

 

21. “Tarancı şiirlerinde, insan ömrünün  gençlikten olgunluğa doğru giden akışında bin bir değişmeye uğrayan duygular, heyecanlar, arayışlar kaynaşır durur. Özellikle gece, durgunluk, ölüm, yalnızlık, aşk, sarhoşluk, hüzün, çocukluğa özlem...” paragrafında Tarancı’nın şiirleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A)     Sevinç ve iyimserlik ön plândadır.*

B)      Duygu ve  heyecanlar iç içedir.

C)      Çeşitli temalar işlenmiştir.

D)      Yeni arayışların izleri görülür.

 Tiyatrosu olan bir memlekette, kötülükler, hatalar sürüp gitmez. Çünkü hayatın bir örneği olan sahnede aktörler insanlığa ayna olurlar. Biz kendimizi onlarla görürüz. Onlar bize  ne olduğumuzu, ne olmak istediğimizi, ne olmaktan korktuğumuzu gösterirler.

22.Parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Tiyatronun eğitimde önemli rol oynadığı*

B)      Kötülüklerin tiyatro ile önlenebileceği

C)      Aktörlerin hayatımızı canlandırdığı

D)      Tiyatro sahnelerinde gerçeklerin yansıtıldığı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yenilik getiren her büyük sanatçıda eskiye bakan bir taraf vardır. Maziyi inkâr ettiğiniz an sanat kendiliğinden durur.

 

23. Aşağıdaki atasözlerinden hangisi, paragrafta belirtilen düşünceyle çelişir?

A)     Atalar sözünü tutmayanı, yabana atarlar

B)      Atanın sanatı oğula mirastır.

C)       Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı.*

D)      Sanatı ustadan görmeyen öğrenemez.

 

 

 

 

 

 

 

  Oyun , çocukların ruhī eğitiminde önemli bir yer tutar ve gelişmelerini sağlar. Oyundan ve oyuncaklardan mahrum bazı çocukların, gelecekte asık yüzlü, somurtkan ve çekilmez kişiler oldukları görülmüştür. Oyunlar, aşırı olmadığı sürece çocuklar için vazgeçilmez eğlence kaynaklarıdır.

24. Parçada asıl vurgulanmak istene nedir?

A)       Oyun ve oyuncaktan uzak bütün çocukların somurtkan olduğu

B)        Çocuğun, hayatı bir oyuncak gibi gördüğü

C)        Her türlü oyunun çocuklar için önemli olduğu

D)        Oyun ve oyuncağın,çocuğun ruhsal gelişimi için gerekli olduğu*

 

 

 

 

 

 

 

 

       Boşuna koşma çocuk,

       Sahil boyu balıklarını

       Artık göremezsin!

       Kalbi kırık dalgaların

       Deniz küskün,

       Balıklar yitik.

       Balıklar meçhule sürgün!

       İnsanlar umursamaz,

       İnsanlar düşüncesiz.

       Deniz tükeniyor gün be gün!

       Boşuna koşma çocuk!

 

 25.Şair nasıl bir ruh hâli içindedir?

A) Hüzünlü  *                    B) Telâşlı

C) Şaşkın                          D) Heyecanlı

 

 

 

 

 

 

 

   Anadolu halk edebiyatında en kuvvetli duygu, gurbet duygusudur. Bütün halk türküleri ve şiirleri uzaklarda bulunan sevgiliye,anaya,kardeşe acı acı seslenir.  Gurbet duygusu, sevgi ile ayrılı ve birleşme özlemini bir araya getirir. Başlangıçta insanları birbirine bağlayan o kutsal his, sevgi vardır. Sevgiyi tanımayanlar ayrılığın acısını da bilmezler, özlemezler ve gurbet hissi duymazlar.

26.   Paragrafa göre,Anadolu halk edebiyatının temeli aşağıdakilerin hangisine dayanır?

A)     Sevgi duymaya*

B)      Özlem çekmeye

C)      Ayrılık acısına

D)      Kavuşma isteğine

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Öylesine tatlı, öylesine huzurlu bir geceydi. Bir yanda ciğerlerimizi dolduran ıhlamur kokusu, diğer yanda  ıhlamur ağaçlarının  dalları arasından bizi  süzmekte olan ay dede ve yanı başımızdan akan dereciğin çığıltısı...

 

27.Parçada hangi duyumuzla ilgili bir ayrıntıya yer verilmemiştir?

A) Dokunma *                     B) İşitme

C) Görme                           D) Koklama

 

 

28. Aşağıdaki cümlelerden bir paragraf oluşturulduğunda sırlama nasıl olmalıdır?

 

I.                     Hafızamızın bir köşesine yerleşmiş çok eski zamanlara ait hatıralar vardır.

II.                   Gönlünüze hoş ve esrarlı rüzgârlar estirirler.

III.                 Her hâlde herkesin böyle hatıraları mevcuttur.

IV.                 Zaman zaman bunlar unutulmaya yüz tutmuş köşelerinden çıkarlar.

V.                   Onların geçek mi, rüya mı olduklarını bile ayırt edemeyiz.

 

A) I- V- III- IV- II*                 B) II- I- III- IV- V

C) V- I- II- III- IV                 D) IV- I- V- III- II

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 Yeşil alanlar azaldıkça insanların değerleri çoğalıyor. Nefes alıp vermek zorlaşıyor, yaşamak zorlaşıyor kısaca. Sadece insanlar mı sıkıntıda... çiçekler de şikayetçi bu durumdan. Güller, karanfiller, hanımelleri... Hele karanfilleri zor zaptediyorum. Bıraksam hemen fırlayıp köşedeki binaya saldıracaklar. Önerine çıkan arabaların camlarını tuzla buz edecekler.

 

29..Paragrafa göre aşağıdakilerden hangisi doğrudur?

A)     Çiçek çeşitlerinin gittikçe çoğaldığı

B)      Sıkıntısız insan sayısının gittikçe arttığı

C)      Düzensiz yapılaşmanın mutsuzluğa sebep olduğu*

D)      Çiçeklerin insanları mutlu ettiği

 

 

 

 

 

 

 

 

 

       Doğduğumdan beridir âşıktım istiklâle

       Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lâle

       Yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum

       Kesilir belki fakat çekmeğe gelmez boynum

30. Dörtlüğe göre şair için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)     Hürriyetine son derece düşkün olduğu

B)      Sağlam karakterli ver kararlı olduğu

C)      Gerektiğinde canını esirgemeyeceği

D)      Her duruma kolaylıkla uyum sağladığı*

Bana gerçekçilik nedir,diye sorarsanız, insanların gördüğünü  aynen kopya etmesi değildir derim. Gerçekçilik doğaya, insana ve olaylara kendi gözümüzle bakmak ve yenidünya görüşü kazanmaktır. Yoksa kupkuru bir olayı olduğu gibi vermek gerçekçilik değildir.

 

31. Paragrafa göre aşağıdakilerden hangisi, gerçekçi sanatçının özelliği değildir?

A)     Gördüğü her şeyi olduğu gibi anlatmak.*

B)      Olaylara ve varlıklara değişik bir gözle bakmak.

C)      Doğa ve insanlar hakkında yorumlar yapabilmek.

D)      Yeniliklere ve gelişmelere açık olmak.

 

 

 

 

 

 

 

 Kendisine gerçekten güvenen adam, kendisini beğenmeyenlerin sözlerini öfke ile değil, olsa olsa şaşırarak karşılar. “Neymiş? Acaba yanılmış mıyım? Yaptığımı doğru sanıyordum, değil miymiş?” böyle düşünür önce. O sözleri ille doğru bulur demiyorum;inceleyip onların çürüklüğünü görür, gösterir, ama sinirlenmez.

 

32.Aşağıdakilerden hangisi kendine güvene bir insanın özelliğidir?

A)     Tenkitlerin doğruluğunu kabul eder.

B)      Her türlü tenkide açıktır.*

C)      Yanıldığına hemen inanır.

D)      Tenkitlere anında tepki gösterir.

 

 

 

 

 

        Kısacık bir manolya ağacının yanındaydı. Bir manolya, önünden gelip geçenlere her gün neler anlatır... Güz, bu ağaçların insan yüreğine çok yaklaştığı bir mevsim. Kadın kapıya varmanın verdiği rahatlıkla yanaklarının uçuk pembesini,parıltısını yeniden kazandı. O düşünce çizgileri de birden bire kaybolmuştu. Güneş azalmış, kapının önüne gölgelerin koyuluğu birikmişti.

 

 (33. ve 34 .sorular paragrafa göre cevaplandırılacaktır)

33.   Paragraftan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A)     Güz mevsiminin insanları daha çok duygulandırdığı

B)      Kadının rahatlamış olduğu

C)      Manolyanın çok sevilen bir ağaç olduğu*

D)      Olayın akşam yakın bir zamanda geçtiği

 

 

34.  Paragrafta geçen aşağıdaki sözlerden hangisinde fizikī ve ruhī durum birlikte verilmiştir?

A)     Manolya ağaçlarının kısa olması

B)      Manolyanın bir şeyler anlatması

C)      Ağaçların insan yüreğine yaklaşması

D)      Kadının içinin rahat, yanaklarının pembe olması*

 

 

 

 

 

 

 

 

“Ah be çocuk... Beni köyüme, Gündüz Dede’min kulübesine götürdün işte... Havasında iğde kokusu olan o küçük  patikadan, dilimde bu türkü ile ona gittiğim günlere götürdün. Çok yaşa sen emi... “

 

35.Yukarıdaki sözleri söyleyen kişi aşağıdakilerin hangisini söyleyemez?

A)     Köyünden uzak yerde yaşadığı

B)      Çocukken bolluk içinde yaşadığı*

C)      Hatıralara önem verdiği

D)      Duygulu bir insan olduğu

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

  Canı çok sıkılıyordu. Bu gece de onu uyku tutmamıştı. İçini dökecek, sırlarını paylaşacak bir dost aramayı düşündü. Saatine baktı. Gece yarısına yaklaşıyordu. Bu saatte de kimse aramazdı ki. Daldı. Eski günleri ve arkadaşları bir bir gözünün önüne gelmeye başladı. Ne kadar severdi onları. Gülümsedi. Ayağa kalktı. Balkona çıkıp, temiz hava alamaya karar verdi.

36. Paragrafta sözü edilen kişi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)     Zaman zaman uykusuz kaldığı

B)      Sıkıntılarını paylaşmak istediği

C)      Geleceğe umutla baktığı*

D)      Arkadaşlarını çok sevdiği

 

 

 

       Sevgi nedir?

Sevgi akan sudur,

Sevgi mutluluktur.

Sevgide kin ve nefret olmaz

Çünkü dünyayı döndüren sevgidir.

37.Şiirden, aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A)     Hayatın sevgiyle güzelleştiği

B)      İnsanların sevgiyi özlediği*

C)      Sevginin kin ve nefreti yok ettiği

D)      Sevginin insanları hayata bağladığı

 

 

 

 

 

 

 

       Bakıp imreniyorum akınına

       Şehrin üstünden geçen bulutların.

       Belki gidiyor onlar yakınına

       Rüyamızı kuşatan hudutların.

38.Dörtlüğün şairi için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Özlem duyduğu*              B) Kıskanç olduğu

C) Mutlu olduğu                  D) Coşkulu olduğu

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yirmi birinci yüzyılın gençleri ve orta yaşlıları, bizim yüzyılın yanlışlıklarına düşmesinler. Yahya Kemal’in söylediğinin de, Pir Sultan’ın söylediğinin de şiir olduğunun; birinin saksı çiçeği, diğerinin kır çiçeği olduğunun bilincinde olsunlar.

39.Paragrafa göre yazar ne istiyor?

A)     Halk şiirine lâyık olduğu değerin verilmesini

B)      Şairlerin ve eserlerinin iyi bilinmesini

C)      Yeni neslin, şiiri bilinçli değerlendirmesini*

D)      Yahya Kemâl ve Pir Sultan’ın tanıtılması

 

 

 

 

 

 Hiç şüphesiz ki dünya daha güzel olabilirdi,olmalıydı. Damlaları zincire gibi birbirine halkalanmış, gene zincir gibi şakırtılı ve ağır bir yağmur altında ovayı geçerken ıslak ruhumla,ürpertici bir sis içinde böyle düşündüm. Dünya muhakkak daha güzel olmalıydı. O güzel olsaydı, insanların ruhu da güzel olurdu.

40. Parçanın yazarı için aşağıdakilerden hangisi söylenir?

A) Duyarlı *                      B) Şaşkın

C) Karamsar                    D) Bezgin           

 

 

 

       Sen Mehmetçiksin,

Önümüzde ışık, gönlümüzde aşk,

Doğarsın bu yurda adak olarak,

Hürriyeti öpen dudak olarak,

Yürekte sen varsın,başta sen varsın.

 41.Şiirde, Mehmetçik ile ilgili olarak aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir?

A)     Yurdu için kendini feda edebileceğinden

B)      Hürriyete değer verdiğinden

C)      Kahramanlığının dünyaca bilindiğinden*

D)      Milletçe sevildiğinden

 

 

 

 

 

 

Her şeyde keşfedilmemiş bir taraf vardır. Gözlerimiz her şeyi bizden öncekilerin zihnimizde bıraktığı  hatıralarıyla görmeye alışıktır.  Halbuki en ufak bir şeyde bile meçhul bir taraf vardır. İşte onu bulalım. Yanan bir ateşi veya ovadaki bir ağacı tasvir etmek için bu ateşin ya da ağacın önünde hiçbir ateşe veya ağaca benzemeyecek bir taraf  buluncaya kadar duralım. Orijinallik budur.

42.Yazara göre,orijinali bulmak için aşağıdakilerden hangisi gereksizdir?

A)     Son derece dikkatli olmak.

B)      Varlıkları iyi incelemek.

C)      Ayrıntıları dikkate almak.

D)      Bizden öncekilerin görüşlerine uymak.*

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Seviniriz Tuz gölünün yanına varınca . Çünkü  Ankara’ya artık yaklaşmışızdır. Eğer geceyse ve yaz sonu ise ve Tuz gölü donmuşsa, ay ışığı da varsa doyumsuz görüntüyle karşılaşırsınız. Tuz gölü, ay ışığında gümüş gümüş parlar. Uçsuz bucaksız bir aydınlıktır. Bir pırıltıdır gümüşümsü.

(39. ve 40. sorular paragrafa göre cevaplandırılacaktır)

 

43.Tuz gölünün en çok dikkati çeken özelliği nedir?

A)     Ankara’ya yakın olması

B)      Gece gümüş gibi parlaması*

C)      Tuz tabakasının buza benzemesi

D)      Uçsuz bucaksız görünmesi

 

44.Paragarftaki anlatım biçimi için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A)     Açıklamalı

B)      Tanımlamalı

C)      Hikaye edici (öyküleyici)

D)      Tasvir  (betimleme)*

 

 

 

 

 

 

Bu ülkede toprak bir masal sultanı kadar cömert. Kıraçlardan altın başaklar fışkırtır sağnak. Tek kökten koca bir orman doğar. Çöllerden çiçek bahçelerine geçilir. Yaz yağmurları hem tabiatın yüzünü güldürür, hem insanın. Ama kışlar kurak, baharlar boğucudur ve yağmur her bölgeyi aynı cömertlikle başaklandırmaz. Kuzeyi, Himalaya’nın kasırgaları tarar; güneyi,Asya güneşinin alevi. Musonlar kesilince açlık başlar. Sıcak,damarlardaki kanı, erimiş kurşuna çevirir; toprak bakırlaşır,ölümü arzular insan.

45.Paragrafta sözü edilen ülke ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)     Halkının her zaman mutlu yaşadığı*

B)      Verimli topraklarının da olduğu

C)      Zengin bir bitki örtüsünün bulunduğu

D)      Değişik iklim özellikleri taşıdığı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

        Annesi oğluna:

--Başın gökte, burnun havada olmasın; kendini gökteki kartallarla arkadaş tut, yerdeki karıncalara eş tut. Gül ol göğüslerine, tel ol başlarına taksınlar, demiş.

46.Paragrafa göre aşağıdakilerden hangisi, annenin oğlunda görmek istediği bir özellik değildir?

A)     Kibirli ve gururlu olması*

B)      Yükseklere ulaşmayı hedeflemesi

C)      Alçak gönüllü olması

D)      Sevilen bir insan olması

 

 

 

       Yorgun yüreğine kanat olurum,

Dizginden boşalan bir at olurum,

Sen Şirin , ben yine Ferhat olurum,

Zaman denen ejderhanın içtiği

Gençliğimi yeter ki sen bul getir...

47.Şiirle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A)     Coşkulu söyleyişin hâkim olduğu

B)      Gençliğe özlem duyulduğu

C)      Zamandan şikayet edildiği

D)      Her çağın güzel yönlerinin bulunduğu*

 

 

 

 

 

 

 

 

Şiir, nesirden bambaşka bir kimliktedir. Musikiden başka türlü bir musikidir diyeceğim. Şiirde”nefes” ve “ses” iki temel öğedir.  Dizenin ayakları yerden kopmazsa ve uçmazsa ya da ister en hafif perdeden olsun, ister gür olsun kulağı bir ses gibi doldurmazsa gerçek şiir değildir.

48.Paragrafta, şiirle ilgili olarak anlatılmak istenen nedir?

A)     Nesirle bazı ortak özelliklerinin bulunduğu

B)      Musiki ile iç içe olduğu*

C)      Okuyucuya göre değer kazandığı

D)      Etkileyici bir sesle okunması gerektiği

 

 

 

 

 

 

 

 

 Şehirler mevsimi unutmuştur. Mevsimler değişir de kimsenin haberi bile olmaz. Çünkü onlardan bir haberci, bir işaret yoktur şehirlerde. Şehrin kendisine has akışı, yapıları, kurumları, ciddiyeti, hırpanī soğukluğu ve öldüren kalabalıkları bahara  ve onu işaretçilerine yer bırakmamıştır. Yalnız bahara mı? Bütün mevsimlere... Mevsimlerin değiştiğini takvimlerden izler şehirliler. Ne gülünç değil mi? Kış ,bahar, yaz ve sonbahar... Nelerle gelir bunlar, ortalığı nasıl değiştirir,dünyayı hangi renklere boyar... Takvim sayfalarında “Baharın ilk günü, kış başlangıcı”filan yazar...Siz de inanırsınız.

 

49 Paragraftan, şehirde yaşayan insanlarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A)     Mevsimlerin tadını çıkaramadıkları

B)      Doğal güzelliklerden mahrum oldukları

C)      Mevsimlerin geldiğini takvimden öğrendikleri

D)      Mevsimlerin özelliklerini bilmedikleri*

 

 

       Bir dünya düşünürüm

İlk günden beri;

Açılmış da masallar gülü

Hırsın, kinin kapısı kapanmış.

Yüzlerdeki gülümseme çocuku,

Gözlerde sevginin ışığı yanmış.

50.Aşağıdakilerden hangisi şairin istediği bir dünya değildir?

A)     Kavganın ve düşmanlığın yer almadığı

B)      Dostluk ve sevgiye ihtiyaç duyulan*

C)      Huzur ve güven içinde yaşanılan

D)      İnsanların birbirine sevgi beslediği

 

 

 

 

 

 

Kitaplar, yükselmek ve yükseltmek isteyen her insana kendisinden evvelki neslin bıraktığı noktadan ilerlemek imkânı verir. Her yazar, ilmî ,edebî,felsefî, sosyal araştırmalarını, gözlemlerini bildirir. Bu bağ, bir medeniyet zinciridir.

51.Paragrafa göre kitapların işlevi nedir?

A)     Kuşaklar arasındaki farkı ortadan kaldırması

B)      Yazarla okuyucuyu birbirine yaklaştırması

C)      Uygarlığın devamını ve gelişmesini sağlaması*

D)      Bilimsel tartışmalara açıklık getirmesi

 

 

 

 

 

 

Annesinin elinden bir an kurtulan çocuk, karşı kaldırımdaki köpek yavrusuna doğru koştu. Telâşlanan annesi: “....”diye seslendi.

52.Paragrafta boş bırakılan yere, aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun değildir?

A)     Yavrum buraya gel,nereye gidiyorsun?

B)      Ay ne güzel köpekmiş öyle!*

C)      Çocuğum,köpeğe yaklaşma!

D)      Aman yavrum,gitme oraya!

 

 

 

 

 

 

       Bağrında duyarsın kimi kez, bir yanışı;

Bir kor düşürür sevgilerin her anışı.

Çarpıntı ve baş dönmesi vermezse yazık!

Altmışından sonra yılların tırmanışı!

53.Dörtlüğün teması nedir?

A)     Ayrılık üzüntüsü

B)      Gençlik yıllarına duyulan özlem*

C)   Sevgiliye duyulan özlem   

D)   Pişmanlık duyma

 

 

Meşelerin yaprakları kan kızıla çalar, palamutlar yağmur gibi yağar yarlardan, yarpuzlar kurur. Toy kuşları turnaların peşine takılır. Irmağın suyu titreye titreye çekilir. Deli poyraz azgınlaşır. Güz gelir.

54.Paragrafta, güz mevsimi ile ilgili olarak aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir?

A)     Palamutların dökülmesinden

B)      Turnaların göç etmeye başlamasından

C)      Yarpuzların kurumaya başlamasından

D)      Ağaçların yapraklarını dökmesinden*

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

         Bir  kasabam vardı eskiden

Sarı sularına

Yeşil gölgeler düşen

Sarı sularında

Beyaz ördekler yüzen bir ırmak geçerdi içinden.

55.Şiire göre, şair için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A)     Eski günleri özlediği*

B)      Kasabanın gelişmesini istediği

C)      Irmak kenarında gezmeyi sevdiği

D)      Kasabalıları mutlu görmek istediği

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Van Gogh, hani şu empresyonist anlayışın öncüsü dâhi ressam... Devrindeki diğer ressamların aksine hayatı boyunca tek tablo satabildi; onu da yok fiyatına. Şimdi tek resmiyle köyler,kasabalar satın alır. Peki döneminde yaşayan insanlar onu niçin ekmeksiz veya çaresiz bıraktı.

56.Paragrafta yöneltilen sorunun cevabı aşağıdakilerden hangisidir?

A)     O dönemde resim sanatının önemini bilmediklerinden

B)      Ekonomik durumları iyi olmadığından

C)      Resimleri sanat değeri taşımadığından

D)      Eserleri yeni bir anlayışı ilk örnekleri olduğundan*

 

 

Halkımız masal ve destanlarında, ninnilerinde daima derdinin ve arzusunu ifade etmeye çalışmıştır. Onun için halk edebiyatı incilerine yalnız sanat eserleri gözü ile değil, aynı zamanda tarihimizin ayrı ayrı devirlerini aksettiren, geçip geldiğimiz yollardan haber veren tarihi senetler gözü ile bakmalıyız.

5.Paragrafa göre, halk edebiyatı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)     Halkın duygularını anlattığı

B)      Eserlerinin yalnız sanat eserleri olmadığı

C)      Tarihi olayları ansıttığı

D)      Nesir türüne önem verildiği*

 

 

 

 

 

 

 

          Mevlâ’yı seversen gelme peşime,

Arkada yavrum var kaçamam avcı.

Su başında susuz can vermekteyim,

Yavrularım susuz içemem avcı.

58.Şiirin teması nedir?

A) Acıma duygusu              B) Anne fedakârlığı*

C) Avcılık tutkusu               D) Suya özlem

 

 

 

 

 

 

 

Karşı duvardaki tahtalara ok talimlerinin çeşitli nişangâhları çizilmiş, köşedeki çınarın dallarına kılıç eğitiminde kullanılan inceli kalınlı tellere sarılmış kar keçeleri, urganlar, içi yapağı dolu torbalar asılmıştır.

59.Paragrafla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenir?

A)     Açıklama yapıldığı

B)      Benzetme yapıldığı

C)      Tasvir (betimleme) yapıldığı*

D)       Övgüye yer verildiği

 

 

 

 

 

 

 

         Acıya dönüşmüş gülüşü yıldızların

Kumrular uçup gitmiş saçaklardan

Yaşantımın yorgun tuvalinden

Silmiş çarpıcı renkleri zaman

60.Şair için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Üzgün                             B) Kararsız*

C) Yalnız                             D) Bitkin

 

 

 

       O, toplumdaki çarpıklıkların, kötülüklerin düzeltilmesi için, göklerden medet umar gibiydi. Kainatın bilinmeyen köşelerinden gelen uzaylı dostlar vasıtasıyla, dünyayı güzelleştirme hayalleri kurardı.

 

61.Paragrafta sözü edilen kişi İçin aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Hayalci *                   B) Gerçekçi

C) Kararlı                     D) Çalışkan

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sanat, hayat ve tabiatın doğrudan doğruya bir kopyasını yapmak, bir fotoğrafını almak değil, hayatın ve tabiatın içindeki esrarı ortaya çıkarmak, onunla ruhumuz arasında bağ kurarak hayatın ve tabiatın tefsirini yapmaktı.

62.Aşağıdaki yargılardan hangisi, paragraftaki düşünceye uygun düşmez?

A)     Hayat ve tabiat başlı başına sanattır.*

B)      Sanatçı, gördüğünü değil, anladığını anlatan insandır.

C)      Sanat eseri görülene değil, bilinmeyene tutulan aynadır.

D)      Sanatçı gördüğüyle yetinmeyen insandır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

          İnmiş yere göğün gizli ordusu

Sarılmış her yanım, kurulmuş pusu.

Gecenin kabaran bu uğultusu,

Evin çatısını sökecek gibi.

63.Dörtlükte, aşağıdakilerden hangisi tasvir edilmiştir?

A)  Savaş                                  B) Karanlık

C) Deprem                                D) Fırtına*

 

 

               Selâm Türkiye!...

Acısını canımda

Sevincini kanımda duyduğum,

Kara ekmeğim,billûr suyum!

          Hasretim, özlemim, bereketim

          Selâm, canımdan aziz bildiğim memleketim!

 

64.Şiire hâkim olan duygu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sevgi   *                      B) Sevinç

C)Özlem                         D) Ümit

 

 

 

 

 

 

            Bugün içinde bulunduğumuz boşluk maziyi iyi tanıyamayışımızdan kaynaklanmaktadır. Bu itibarla bizden öncekilerin neler düşündüklerini, neler tavsiye ettiklerini bilmek, yazdıklarını okumak, tartışmak zorundayız. Neden bu şekilde düşünüyorlardı, nerelerde hata yapmışlardı? Çare? Zindanımızı yıkmak, mimarı ve işçisi cehaletimiz olan zindanı. Önce kendimize vurduğumuz zincirleri kırmalıyız.

65.Paragraftan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A)     Mazinin tecrübelerinden faydalanılmalıdır.

B)      Gelişmek isteyen toplumlar öncelikle cehaletten kurtulmalıdır.

C)      Tartışma, toplumun gelişmesine yardım eder.

D)      Düşünce ve inançlara saygı gösterilmelidir.*

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

I.                     Bu hayallerle oyalanırken parka geldiğimi fark ettim.

II.                   Sisli bir güz sabahı evden çıktım.

III.                 Yol boyunca yaz günlerinin sere serpeliği geçti aklımdan.

IV.                 Parktaki güvercinler sanki yaza özlem şarkısı söylüyordu.

66.Yukarıdaki cümlelerle bir paragraf oluşturulduğunda sıralama nasıl olur?

A) II- III- I- IV  *                  B) III- I- II- IV

C) IV- III- II- I                     D) I- II- IV-  III

 

 

 

 

       Bak! Dünya renkler içinde,

Bu güzel dünya içinde,

Sevin sevinebilirsen,

İnsanlığın haline karşı.

 

67.Şair için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Duyarlı                            B) Karamsar

C) Sevecen  *                          D)Endişeli

 

 

 

 

 

 

 

Hayat riskler üzerine kurulu. Riske katlanmayı göze alamayan, büyük sıçramaları da yapamıyor. Büyük sıçramayı göze alanlar ise düşme riskini de kabul etmek zorunda kalıyor.

68.Paragraftaki düşünceye uygun atasözü aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Yol ile giden yorulmaz.

B)      At binenin, kılıç kuşananın.

C)      Yatan aslandan gezen tilki yeğdir.

D)      Korkak bezirgân ne kâr eder, ne zarar.*

 

 

 

 

 

 

Tarih hüküm vermez. Hadiseleri ve onlar hakkında verilen hükümleri tarafsızca kaydeder. Manalar ve sebepler üzerinde duran tarih değil, tarih felsefesidir. O da her olay ve her şahıs hakkında ayrı hüküm vermez, olayların sebebini araştırır.

69. Paragrafa göre tarih ile ilgili olarak aşağıda söylenenlerden hangisi doğrudur?

A)     Yorum yapmaz.

B)      Doğru ve yanlışları araştırır.

C)      Olayları geleceğe aktarır.*

D)      Toplumların düzenini sağlar.

 

 

 

 

 

       Yaşamak güzel şey doğrusu.

Üstelik hava da güzelse

Hele gücün kuvvetin yerindeyse

Elin ekmek tutmuşsa bir de.

Hele tertemizse gönlün,

Hele akar gibiyse alnın

Yaşamak güzel şey doğrusu.

70.Şair yaşamın güzelliğini aşağıdakilerden hangisine bağlamamıştır?

A)     İş güç sahibi olmaya

B)      Sağlıklı olmaya

C)      Şık ve temiz giyinmeye*

D)      Kötü duygulardan uzak olmayı

            (1) Hava kararınca bir yağmur başladı hafiften; sonra hızlandı,iplik iplik, sicim sicim.  (2) Hani derler ya bardaktan su  boşanırcasına. (3)Böyle yağmuru ilk defa görüyordum. (4) Sanırsınız gök delinmiş de bağ evinin çinko çatısını zorlayıp duruyor. (5) Hep sevmişimdir böyle günleri.

 71.Paragrafta yer alan cümlelerden hangi seçenektekiler, anlam yönünden birbiriyle çelişir?

A) 1- 3             B)2- 5           C) 3- 5*           D) 2- 4

 

 

 

 

 

 

             Derya kenarında ceylan avlarım

Ben gönlümü altın tele bağlarım

Gül yârimin göçü yüklenmiş gider

Ardı sıra bakar bakar ağlarım

72.Dörtlüğe göre, şair için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Üzgün                                   B)Çaresiz

C) Kaygılı                                  D) Öfkeli*

 

       

 

 

 

 

 

 

73.Aşağıdaki cümlelerle bir paragraf oluşturulduğunda hangisi ilk cümle olur?

A)     Hatta halk arasında hikâye denilince masal akla gelir.

B)      Halk hikâyeleri ile masal arasında benzerlikler vardır.

C)      Masallar genellikle düzyazı biçimindedir.*

D)      Halk hikâyelerinde ise nazım ve nesir iç içedir.

 

 

 

 

 

            Bahçede,  benden önce gelmiş olan çocuklar, ya oradan oraya koşuyor ya birbirlerine yüksek sesle bağırıyor ya da kümeler oluşturmuş sohbet  ediyorlardı. Ben, biraz mahcup, biraz saldırgan, çevreme bakınıp dururken, birden adımın çağrıldığını duydum.

74.Aşağıdakilerden hangisi yukarıdaki parçanın son cümlesi olarak kullanılamaz?

A)     Kalbim yerinden fırlayacakmış gibi heyecanlandım.

B)      Emin olmak için çağrının tekrarlanmasını bekledim.

C)      Ne yapacağımı şaşırdım.

D)      Kimi çağırıyorlar diye meraklandım.*

Sonsuza açılan pırıl pırıl gökyüzü ve üç yanımızı çevirerek enginle kucaklaşan deniziler, dünyamıza maviyi armağan etti. Her iki unsurun sonsuzluk çağrışımı, mabetlerimiz maviye gark etmiştir. O kadar güçlü bir mühür olmuş ki bu mavi, donunda Türk mavisi( Türkuaz) olarak anılmaya aşlamış.

75.Paragraftan, aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?

A)     Türk mavisinin kaynağının gök ve deniz olduğu

B)      Yurdumuzun yarımada olduğu

C)      Özgürlüğümüzün sembolünün gökyüzü olduğu*

D)      Mavinin camilerimizi de süsleyen bir renk olduğu

 

 

 

 

 

 

 

      Bilinmez dünya hâli bu

Zamanla değişebilir insan

Belki dönersin bir akşam vakti

Bulutlarla o uzak diyarlardan.

76.Şiirde vurgulana duygu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Hüzün                     B) Kırgınlık

C) Endişe                     D) Ümit*

 

 

 

 

 

 

 

 

 

            Kış mevsiminden hiç hoşlanmam. Soğuğuyla, ulaşımıyla, yiyecek ve giyecekleriyle insana bir sürü sıkıntılar verir. Oysa yaz mevsimi öyle mi? Bir kere üşüme diye bir sorununuz, donma diye bir korkunuz olmaz. Bunun için de kat kat giyeceklere gereksinmeniz yoktur. Yiyeceklerinizin büyük bir bölümü de yaz ürünleridir.

 77.Paragrafta, aşağıdaki anlatım yollarından hangisi kullanılmıştır

A)     Betimleyici anlatım

B)      Karşılaştırmalı anlatım*

C)      Öyküleyici anlatım

D)      Özetleyerek anlatım

 

 

 

 

 

 

 

            Elâ gözlerine kurban olduğum,

Yüzüne bakmaya doyamadım ben.

İbret için gelmiş derler cihana,

Noktadır benlerin sayamadım ben.

78.Dörtlükle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)     Güçlü bir sevgiyi ifade ettiği

B)      Abartma sanatından faydalanıldığı

C)      İnsanlara öğüt verildiği*

D)      Betimlemelere yer verildiği

 

 

 

 

 

 

 

            Bazı işlerden olumlu sonuçlar elde edilmek isteniyorsa, öncelikle o işe başlama gücüne ve girişimine sahip olmak gerekir. Daha sonra azimle ve sorumluluk duygusuyla çalışmaya devam etmek güçlükleri, tehlikeleri göze almak gerekir.

79.Bu parçada vurgulanan temel düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Dikkatli ve ölçülü davranan insanlar başarılı olurlar.

B)      Başarılı olmak isteyen kişiler, ilgilerine uygun işler yapmalıdırlar.

C)      Başarmak için girişken ve cesur olmak gerekir.*

D)      Yararlı işler yapan kişiler başarılı olurlar.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

            Bir gazetenin görevi, ülkedeki ve dünyadaki gelişmeleri zamanında ve doğru olarak yayımlamak, haberleri herhangi bir düşünceye bağlı kalmadan ve etkilenmeden yansız biçimde geniş halk kitlelerine duyurmaktır.

80.Bu parçada bir gazetenin sahip olması gereken özelliklerden hangisi vurgulanmaktadır?

A)     Tarafsız olma*

B)      Haberleri yorumlama

C)      İnsanları yönlendirme

D)      Güncel olma

 

 

 

81.Paragrafta,lâle ile ilgili olarak aşağıdakilerden  hangisinden söz edilmemiştir?

A)     Süs bitkisi  olarak kullanıldığından

B)      Çok kullanılan bir motif olduğundan

C)      Türk zevkini simgelediğinden

D)      Tarihî belge niteliği taşıdığından*

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bugün pazar. Okul yok... Birkaç günden beri yağan yağmur sabah durdu. Sonbahar dışarıda son bir ayrılık şenliği yapıyor. Uzaktaki sıra dağlar, sazlıklardaki sular, güneşe karşı gülümsüyor. Servilerde, siyah mezar taşlarında bile gizli bir gönül sevinci var. Kalbimi derin derin yokluyorum. Görüyorum ki alışmaya, hatta bu karanlık ve can sıkıcı memleketi biraz da sevmeye başladım.

82.Parçanın yazarı için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A)  Neşeli                              B) İyimser*

C) Uysal                                 D) Heyecanlı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

            Sel gibi akan bir kalabalık. Telâşlı bir yığın insan. Hepsi de âdeta koşuyor. Otobüsler, tramvaylar, dolmuşlar aynı kalabalığın uzantısı. Ağzını açıp tek kelime konuşacak birini bulamadan karışıyor kalabalığa. Bu hengâme içinde  eve bitkin dönüyor. Konuşma yeteneğini kaybettiğinden şüphe ederek duvarlara bir şeyler söylemek istiyor. Ama hiçbir şey söyleyemiyor.

83.Bu paragrafın konusu aşağıdakilerden  hangisidir?

A)     Gürültü ve kalabalığın insanı yorduğu

B)      Büyük kentte yalnız yaşamın zorluğu*

C)      Yorgunluğun çalışma isteğini kırdığı

D)      Aşırı kalabalığın işsizliğe yol açtığı

 

 

 

 

 

 

 

      Lâle, Türk kültüründe önemli yeri olan güzel bir çiçektir. O, yalnız bahçelerde yetiştirilmekle kalmamış; kumaşlardan işlemelere, örtülere, halılardan  tahta, deri, sedef ve taş işlerine kadar her yerde süsleme unsuru olarak kullanılmıştır. Özellikle çinilerdeki lâle motifleri, çiçek zevki ve lâle sevgimizin ölümsüzlüğünü gösteren zarif belgelerdir.

(84. ve 85. sorular parçaya göre cevaplandırılacaktır)

 

84. Paragrafın konusu nedir?

A)     Türk kültüründe süslemenin önemi

B)      Süsleme sanatında lâlenin yeri*

C)      Lâlenin eskiden beri yetiştirildiği

D)      Çiniciliğimizde lâle motifleri

 

 

 

 

 

85.Aşağıdakilerden hangisi bir anlatım yolu değildir?

A)     Hikâye etme (öyküleme)

B)      Tasvir etme  (betimleme)

C)      Örnekleme

D)      İnceleme*

 

 

 

 

 

 

            Bitmez tükenmez bir hazinenin merkezi olan İstanbul gibi bir kentte pek çok insan, tam bir kültür körü olarak dolaşıyor; elinin altında ne var ne yok haberdar bile değil. Oysa uygar dünyanın insanları, dünyanın dört bir yanını gezerek, gözlerini dikmiş, “güzellik”arıyorlar.

86.Paragrafta anlatılmak istenen düşünce nedir?

A)     İnsanlarımızın kültürsüz olduğu

B)      Halkımızın yaşadığı çevreyi iyi tanımadığı*

C)      Turizmin uygarlık ölçüsü olduğu

D)      İstanbul’un güzel bir kent olduğu

 

 

 

 

 

             Burada güneş

Orda yağmur

Güneşte de güzel dünya

Yağmurda da

Şükürler olsun tanrım

Şükürler olsun sana

Verdiğin hayat pırıl pırıl

87.Şiirin teması nedir?

A) Doğa sevgisi                     B) Mutluluk özlemi

C) Tanrı sevgisi                      D) Yaşama sevinci*

 

             Dokunur hatıra kendisin bilmez,

Asilzadelerden hiç kemlik gelmez,

         Sen iyilik eyle o zayi olmaz,

         Darılıp da başa kakıcı olma.

88.Aşağıdakilerden hangisi, dörtlükte öğütlenen bir davranış değildir?

A)     Kırıcı olmamak

B)      İyilik yapmak

C)      İyiliği başa kakmamak

D)      Hâl hatır sormak*

 

 

 

 

 

 

 

 

              Alınız!

Alınız gözlerimin önünden

Bu yeşil yeşil olmayan yosunu.

Ben kırmızı balık,

Al al kırmızı, turuncu turuncu

İstemiyorum hürriyetimin gömüldüğü

Bu kavanozu!...

 89.Şiirde balıkla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılır?

A)     Hiçbir yosunu sevmediği

B)      Kırmızı rengi sevdiği

C)      Yalnızlıktan bunaldığı

D)      Doğal çevresini istediği*

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“Gençken gösteriş olsun diye okurdum;sonradan biraz da kendimi yetiştirmek için okumaya, incelemeye başladım; şimdi ise vakit geçirmek,oyalanmak için yapıyorum bu işi; çıkarımı sağlamak aklımdan bile geçmedi. Kitaba karşı içimde, beni paradan çıkartan aşırı bir sevgi vardı;yalnız kendi ihtiyacımı karşılamak için değil, üç adım uzaktaki çevremi doldurmak, süslemek içindi bu sevgi....”

90.Parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?

A)     Kitap insanı eğitir, yüceltir.

B)      Okumanın kişiye olduğu kadar,geleceğine de yararı vardır.

C)      Kitap boş zamanı değerlendiren en güzel uğraştır.

D)      İnsan kişisel çıkarını sağlamak için de okumalıdır.*

 

 

 

            Toplum içinde yaşayan insan, onun meseleleri üzerine düşünmeden edemez. Bu aynı zamanda kendi varlığı üzerinde de düşünmek demektir. Çünkü fert dili, terbiye, bilgi ve kültürünü topluma, yani milletine borçludur.

91.Paragraftan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A)          Bireyin toplum sorunlarıyla ilgilenmek zorunda olduğu

B)           Kişi ve toplum sorunlarının iç içe olduğu

C)           Toplumun bireyi her yönden etkilediği

D)          Bireysel yeteneklerin gelişmesinin toplumsal gelişmeye bağlı olduğu.*

 

 

 

 

 

 

            Çok çalışmak beni yormaz da sonuç yorar. Ulaştığımı beğenmediğim için yorulurum. Bazen de çalıştığım için dinlenirim. Elde ettiğimden duyduğum hazdan dolayı. Her ikisi de güzel. Yorgunluk,dinlenmek için beni zorlar. Dinlenince de daha çok çalışmak isteği duyarım. Sonuçta.......

92.Düşüncenin akışına göre bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi daha uygundur?

A)     Yorgunluk beni emrine alır,istediği gibi kullanılır.

B)      Yorgunluğa yenilmeden çalışmaya devam ederim.*

C)       Ne yaptığımı bilmez hâle gelirim

D)      Hiçbirinden zevk almadığımı anlarım.

 

 

 

 

 

 

 

 

93.Aşağıdaki cümlelerin hangisi bir paragrafın giriş cümlesi olamaz?

A)     Bir toplumun çağdaşlığa açık olması, ilerlemenin ön koşuludur.

B)      Böyle bir  kültürün biçimlendirdiği kişilik modelinde temel karakter çekingenlik.*

C)      Dışa kapalı toplumlar yaratıcılıktan ve üreticilikten yoksun kalır.

D)      Kültürler, toplumun temel gereksinimlerine bağlı olarak, kişilik modelleri oluşturur.

 

 

 

 

 

 

 

Bir düşünüre sormuşlar: “Bir ülkeyi yönetmeye çağrılsaydınız,ilk işiniz ne olurdu?”  Şöyle cevap vermiş: “Önce dili düzeltirdim. Dil  kusurlu olursa düşünceler iyi anlatılamaz. Ülkenin töresi  ve kültür bozulur. Adalet bozulur. Halk ne yapacağını şaşırır.”

94.Paragrafın konusu nedir?

A)     Ülke yönetiminde dilin önemi*

B)      Töre ve kültürün korunması

C)      Düşünürlerin ülke yönetimine verdiği değer

D)      Millet hayatında dilin önemi

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sabahtan beri korkunç bir sıcak vardı. Akşam oluyordu,sıcak bile nemli değildi artık. Yorgunduk,ama dinlenebiliriz diye düşünüyorduk. Akşam karanlığında neler olacak kim bilir? Gece nasıl bir şey, neler getirecekti?Bu kısa gelecek,gece kadar karanlıktı bizler için....”

95.Yazara hâkim olan duygu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Endişe   *                               B) Korku

C)Umutsuzluk                           D) Sıcaktan nefret

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“Ben kimlere barbar diyorum biliyor musunuz? Konuşmanın hakkını vermeyenlere . gevezeler de öyle doğrusu; barbar onlar. Ama konuşmayı küçümseyenler de öyle; onlar da barbar bence.”

96.Parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Ulu orta konuşan insan uygar değildir.

B)      Uygar insan konuşan, konuşmadan duramayan insandır.

C)      Konuşmaya değer veren; yerinde ve zamanında konuşan insan uygar insandır.*

D)      Konuşmada anlamlı olup olmamak önemli değildir;önemli olan çevremizdekilerle sürekli konuşmaktır.

 

 

 

 

 

Köşeyi döner dönmez ciğerlerinize iğde kokusu dolar. Uzun süre nereden geldiği belli olmaz. Derken  iğde kokusunun netliği kaybolur. Hanımeli,ardından diğer kokuları duyar, zaman zaman bunları birbirine karıştırarak içinize çekebilirsiniz. Hâlâ görünürde bir şeyler yoktur. Bir an kulaklarınız , yüksekten hızla dökülen bir suyun sesini duyar, durur ,dinlersiniz.

97.Parçada hangi duyulardan yararlanılmıştır?

A)     Görme-koklama

B)      İşitme-koklama*

C)      Dokunma-işitme

D)      Görme- tatma

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazı yazmanın bir büyülü yanı vardır ve hiç kimse şimdiye değin onu, başkasına aktarabilecek bir formül bulamamıştır. Öyle sanıyorum ki, işin sırrı, yazarın önemli gördüğü bir şeyi aktarmaya itilmesi; o şeyin acı verecek derecede dışarıya çıkmak istemesidir. Yazar bunu duyuyorsa, çoğu zaman duyduklarını dile getirmenin uygun bir yolunu bulabilir.

98.Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Yazı yazmak bir yetenektir,başkasına öğretilemez.

B)      Yazı yazmak için gerekli olan, insanın söylemek zorunda olduğu düşünceleri olmasıdır.*

C)      Yeteneği olmayanlar, ne yapsalar yazmayı öğrenemezler.

D)      Yazar olabilmek için insanın yaşamında onu derinden etkileyen önemli olaylar olmalıdır.

 

 

 

 

 

 

99Aşağıdaki cümlelerden bir paragraf oluşturulduğunda sıralama nasıl olmalıdır?

I.                     Bu aynı zamanda aileler için de kârlı bir yatırım demekti.

II.                   Çünkü köyümüzde tahsil yapanların hepsi öğretmen olmuştu.

III.                 İlkokuldayken hepimiz öğretmen olmak istiyorduk.

IV.                 Üstelik öğretmenin maddi durumu iyi, itibarı yüksekti.

A) I-II-IV- III                            B) III- IV- I- II

C) I- IV- III- II                          D) III- II- IV- I*

 

 

             

                 Arkadaşlarını iyi tanı!

            Arkadaştır tanıtan insanı!

            Kitabın gibi arkadaşın da...

            İkisini de iyi seçmeli;

            Yer tutacaktır çünkü izleri.

100.Şiirden aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A)     Arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim.

B)      Kitaplar da dostlar gibi, iyi seçilmiş olmalıdır.

C)      İnsanlar değiştikçe kitapları ve arkadaşları da değişir.

D)      Çok kitap okuyan kişi, çok şey bilir.*

 

 

 

 

 

 

 

            Sanatı bir fabrika ürünü gibi gören bütün fikirlere karşıyım. Sanatın gerçekçi ve yararlı olabilmesi için dinî, millî ve ahlâkî özellikler taşıması gerektiğine inanıyorum.

 

101.Parçada sanatla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir?

A)     Evrensel bir nitelik taşıdığından*

B)      Tek düzelikle bağdaşmayacağından

C)      Topluma faydalı olması gerektiğinden

D)      Kültürel değerlerle iç  içeliğinden

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

            İnsan bir şeyi evvelden düşünürse, ondan dolayı telâşa düşmez. Çünkü o şeye karşı zaten uyanık bulunur. Dalgın adamlar, sersem adamlar daima her şeyden telâşa düşerler. Çünkü hayata dikkatleri yoktur. Hayata dikkat, insanın kendisini alıştırması lâzım gelen en iyi bir huydur.

102.Bu paragrafa en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Hayata dikkat                     B)Dalgın adamlar

C)    Acelecilik ve telâş             D) En iyi huy*

 

 

 

 

 

Yazar, geleceğin daha oluşmadığını, bu geleceği kendisinin kurması gerektiğini bildiği için yazmak ister. Yazmak çağrıda bulunmaktır,topluma bir şeyler götürme isteğidir.

103.Bu parçadan aşağıdaki sonuçlardan hangisi çıkarılabilir?

A)     Söyleyecek şeyi olmayan yazar olamaz.

B)      Yazar bugünden geleceği görür ve toplumu buna göre hazırlamak ister.*

C)      Yazar kendini çok iyi yetiştirmelidir.

D)      Bir yazar her şeyden önce iyi bir okuyucu olmalıdır.

 

 

 

 

 

 

 

Gösteriş için herkesten başka türlü giyinmek, acayip kılıklara girmek, nasıl pısırıklıksa, konuşmada bilinmedik kelimeler, duyulmadık cümleler aramak da bir medreseli çocuk gayretidir. Ah, keşke Paris’in zerzevat çarşısında kelimelerle konuşabilsem.

104.Bu parçadan aşağıdaki sonuçların hangisi çıkarılabilir?

A)     İnsanların istediği gibi giyinme özgürlüğü olmalıdır.

B)      Farklı olmak için acayip kılıklara girmek pısırıklıktır.

C)      Giyim gibi konuşma da insanların zevkine kalmış bir konudur.

D)      Konuşmada önemli olan doğallık ve anlaşılır olmaktır.*

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Stendhal gibi yazıyor diye bir genç yazarı övmek, çifte namussuzluk olur. Çünkü böylesi bir ustalık, hem hayran olunmaya değmez hem de sanıldığı kadar olanaksız değildir. Stendhal gibi yazmak için her şeyden önce,1830’da yazmak gerekir.

105.Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?

A)     Her büyük sanatçı kendi çağının ürünüdür.

B)      Başka bir sanatçıya benzetilmek, bir sanatçı için övgü kabul edilemez.

C)      Her çağ kendi sanatçısını yetiştirir.

D)      Bir sanatçı için taklit edilmek çok üzücüdür.*

 

 

 

 

Kına gibi derler o taraflarda iyi işlenmiş  topraklara. Selim’in bahçesi kına gibiydi. Dört yanında su basmasın diye bele kadar hendekler açmıştı. Tarlasının hemen üç beş adım ötesinde bir kuyu açmış, bir motor oturtmuştu. Motordan iki bilek kalınlığında gür bir su fışkırıyordu.

106.Yazar bu betimlemede daha çok hangi öğelerden yararlanmıştır?

A)     Görsel öğeler*

B)      İşitsel öğeler

C)      Tatmayla ilgili öğeler

D)      Koklamayla ilgili öğeler

 

 

 

 

 

(1)Heyecanım hiç geçmedi. (2)Şimdi de yazı makinesinin başına oturunca aynı biçimde kalbim çarpar.  (3)Acaba en güzel, en iyi nasıl ifade edebilirim diye kıvranırım. (4) Cumhuriyet dönemi babalarının çocuklarına bakış açısı farklıydı. (5) Gazetecililik,laiklik ve çağdaşlık mücadelesi ile aydın olma sorumluluğu olarak değerlendirilirdi. (6)Şimdi bu anlayış biraz değişti.

107.Bu parça iki paragrafa bölünmek istense, ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?

A) 2                  B) 3                C) 4   *             D) 5

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Çocuklarınız, sizin çocuklarınız değil. Onlar, kendi yolunu izleyen yaşamın oğulları ve kızları.  Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler. Sizinle birlikte olsalar da sizin değiller. Onlara sevginizi verebilirsiniz ama düşüncelerinizi değil, çünkü onların kendi düşünceleri vardır.

108.Bu parçada dile getirilmek istenen duygu ve davranış özellikle  aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Çocuklarınızı dilediğiniz kadar sevebilirsiniz;ama onlara bir eşyanıza olduğu gibi sahip olamazsınız.

B)      Çocuklarınız dünyaya sizden geldiler;ama sizin için gelmediler.

C)      Çocuklarınızdan sizin yaşadığınız gibi yaşamasını, sizin düşündüğünüz gibi düşünmesini bekleyemezsiniz.

D)      Çocuklarınızdan sizin gibi düşünmelerini bekleyemezsiniz;çünkü onlar sizin yaşadığınız dünyada yaşamayacaklardır.*

 

 

 

Gülmece yazılarıyla tanındığım için, başladığı günden beri”Bizimkiler”e güldürü damgası vuruldu. Amacım salt güldürmek değil. Hiçbir zaman temeli olmayan gülmece yapmadım. Muz kabuğuna basılıp düşünce de gülünür;ama sağlıklı değildir. Biz dizide günlük gerçekler üzerine örülmüş mesajlar sunuyoruz. Bir tarafta uygarlık ve demokratik ilkelerle son derece çelişen zorbalık; diğer tarafta yumuşak, kurallara uyan kentli ailesi. Bu gerçek öğeleri üzerine kurduğumuz dizi, dramatik öğeleriyle güldürüyor ve düşündürüyor.

109.Bu parçada gülmeceyle ilgili olarak anlatılmak istenen nedir?

A)     Gülmece insanları güldürürken,kimi sorunlar üzerinde düşündürmelidir de.*

B)      Yetenekli bir gülmece yazarı konu sıkıntısı çekmez.

C)      Belli bir kültür birikimi olan yazar, her şeyde güldürecek bir yan bulur.

D)      Gülmece yaşanan gerçekliği yansıtmalıdır.

 

 

 

 

 

 

 

Her ayak bastığı yere güller, asmalar diken, her dost bildiğine katmerler, ortancalar götüren Selim! Yurdumuzun neresinde işlenmemiş bir parça toprak, gen bir tarla görsem seni anarım! “Selim olsa,derim. Bu tarla Selim’in eline geçse!...”

110.Parçada Selim adlı köylünün hangi özelliği üzerinde durulmamıştır?

A)     İncelikli, çalışkan oluşu

B)      Yaşamını ve çevresini iyiye,güzele doğru götürmek istemesi.

C)      Çalışmayı delicesine sevmesi

D)      Efsane kişiliği*

 

 

 

 

Güzel, ustaca yazı yazmak herkesten beklenemez. Ama doğru ve iyi yazmak, belli bir eğitim görmüş herkesten beklenir. Kimi kişiler ve bilim adamları, yazar ya da sanatçı olmadıkları için kendilerinden doğru ve iyi yazmanın beklenemeyeceğini ileri sürerler. Bu, kabul edilebilecek bir “mazeret” değildir. Herkes anadilini iyi bilmeli, doğru kullanmalıdır.

111.Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?

A)     Anadilimizi doğru kullanmalıyız.

B)      Güzel, ustaca yazı yazmak herkesten beklenemez.

C)      Yazar ya da sanatçı olmayanlar doğru ve iyi yazamaz.*

D)      Belli bir eğitim görmüş herkes doğru ve iyi yazmayı bilmelidir.

“Niye kitap okumuyorlar” demek,    “Niye piyano çalmıyorlar”demek gibi bir şeydir. Kafayı kitap okumaya alıştırmak, parmakları piyano çalmaya alıştırmaktan kolay değildir. Ona göre yetişmek, ona göre hazırlanmak lâzım gelirdi. Okumak, bir kitaptan alınan elemanlarla kendine manevî bir dünya yapmak, onun içinde tek başına yaşayabilmek demektir. Bu tâ çocukluktan başlayarak uzun alışkanlıklar ve egzersizler neticesidir.

112.Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A)     Kitap okumanın bir alışkanlık olduğuna

B)      Okuma alışkanlığı edinmenin zorluğuna

C)      Okuma alışkanlığı edinmenin uzun bir hazırlık gerektirdiğine

D)      Okumanın güç bir sanat olduğuna*

 

 

 

 

 

 

Çağın getirdiği gelişmeye uyum sağlayabilmek için, bütün fertlerin bilinçli bir şekilde yetişmesi ve  eğitimden payını alıp, kendini aşmanın lüzumunu hissederek eleştiriye açık olması gerekmektedir.

113.Paragrafa göre kişiden asıl istenen nedir?

A)     Çağa uyum sağlaması

B)      Eğitimden payını alması

C)      Bilinçli şekilde gelişmesi*

D)      Eleştiriye açık olması

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

....Bir ozan gerçek büyük şiiri, ancak içinde doğup büyüdüğü kaynaktan beslenerek yaratabilir. Şiir bir yaratıdır, bir “icat” edilmiş sözdür, anadilden yaratılmış bir söze yükselmedir. Yaratıldığı dile de çevrilemez dersem sakın yadırgamayın.

114.Bu paragrafın başına aşağıdakilerden hangisi getirilemez?

A)     Herkes büyük şiir yazamaz.

B)      Şiirin doğal kaynağı anadildir.

C)      Büyük şiir sadece coşkuyla yazılamaz.

D)      Şiir çeviride kaybolan bir sanattır.*

 

 

 

Kalabalığın büyük yapıtları beğenişi ile azlığın beğenişi arasında ayrılık vardır. Yığınlar Donkişot’un değirmene saldırması karşısında kaba kaba sırıtmaya hazırlanırken, azlık o olayda, insanlığı kemiren dertlerin depreştiğini görmesini bilir.

115.Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine varılamaz?

A)     Büyük yapıtları okurken önemli olan geniş yığınların göremediğini yakalayabilmektir.*

B)      Sanat eğitiminden geçmemiş kalabalıklar büyük yapıtları doğru algılayamaz.

C)      Bir romanda verilmek istenen mesajı kavranmak bir eğitim işidir.

D)      Büyük bir sanat ürününü eğitilmiş insanların algılamasıyla, kalabalığın algılaması bir olmaz.

 

 

 

 

 

 

Konuşma dili zaman zaman, yüz el, kol, baş ve beden hareketleriyle bütünlendiği için daha hareketli, daha dolgun biçimler altında görünebilirse de bunu, onun yazı dili kurallarına baş eğmeyeceği anlamına almamak gerekir. Konuşma diliyle yazı dili arasında kuruluş bakımından fazla bir ayrılık gözetmek bu nedenle gereksizdir.

116.Bu parçada anlatılmak isteneni içeren yargı aşağıdakilerden hangisidir?

A)     İnsan konuşma diliyle duygularını, düşüncelerini daha kolay anlatabilir.

B)      Konuşma dili de yazı dilindeki kimi kurallara uymak zorundadır.*

C)      Konuşma dili,yüz el, kol, baş ve beden hareketleriyle bütünleşmiştir.

D)      Konuşma dilinin yazı dilinden ayrı kuralları vardır.

 

 

 

 

 

Yeni yetişen insanlarımıza düşünmeyi öğretemiyoruz. Düşünmek, bütün beceriler gibi, öğretilebilen, geliştirilebilen bir yetenektir. Düşünmeyi öğretmek, kavramları öğretmekle başlar. Genç insanlarımıza eğitim verirken, yalnız kendi kalıplarımıza göre düşünmeyi öğretmek, sadece onlar için değil, bütün toplum içinde zararlıdır.

117.Bu paragrafta, önemle vurgulanan aşağıdakilerden hangisidir?

A)      Düşünmeyi öğretmek, temel kavramları öğretmekle başlar.

B)       Düşünme, doğuştan gelen bir yetenek değildir.

C)       Gençlere özgürce düşünebilme yeteneği kazandırılmalıdır.*

D)       Eğitimde düşünmenin payı büyüktür.

El halısında desen; göz değmesin diye nazar boncuğu; serilen eve bolluk ve bereket getirsin diye bereket ağacı; birlik beraberlik, dirlik ve düzenlik getirsin diye zincir hâline gelmiş halkalar şeklinde gösterilir.

118.Parçada vurgulanmak istenen düşünce nedir?

A)     Halı desenlerini herkes kendine göre yorumlayabilir.

B)      Halıdaki desenlerin kendine özgü bir anlamı vardır.*

C)      Halı dokunurken şekiller kendiliğinden ortaya çıkar.

D)      Bütün desenler birbirine bağlı zincir şeklindedir.

 

 

 

 

 

 

 

   

          Gençler!

Güzel olan her şeye layıksınız.

Özgürlük bir güzelliktir.

Alkole,sigaraya,uyuşturucuya tutsak olmayın!

119.Parçada anlatılmak istenen temel düşünce nedir?

A)     Zararlı alışkanlıklar insan özgürlüğünü de kısıtlar.*

B)      Gençler bütün güzelliklere layıktır.

C)      Güzellikler, özgür bir ortamda değer kazanır.

D)      Herkes, güzel ve güzelliğe tutsak olmalıdır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

           Saf gönlüm uyandıkça bu rüyaya inanmış;

Her tatlı teselliye çocuklar gibi kanmış...

Bilmez ki yarın dönse de kuşlarla çiçekler,

Onlarla giden günlerimiz dönmeyecekler.

120.Şair nasıl bir duygu içindedir?

A) Hüzünlü*                          B) Endişeli

C) Karamsar                         D) Öfkeli

 

 

 

 

 

 

 

 

Okuyucularımdan kimileri bu satırları okumak yorgunluğuna katlanır da benim, sanat ürününü bütünüyle kavramak isteyişimin yanı sıra,zaman zaman parçanın güzelliğiyle de ilgilendiğimi görürlerse bu onları şaşırtmamalıdır.

121..Bu paragrafı geliştiren ve sürdüren bir yazı için aşağıdakilerden hangisi en uygun başlık olur?

A)     Parçanın güzelliği

B)      Bütün ve parça

C)      Bütünün uyumu*

D)      Sanat ürününün kavranması

 

 

 

 

 

 

 

          Hep aydınlık günlerimiz olmalı

Milletçe, ele ele beraber,

Bütün köylerinde güzel yurdumun,

Okumayan,yazmayan kalmamalı.

Bu vatan, cennet vatan

Kalkınmalı, kalkınmalı.

122.Şairin asıl isteği nedir?

A)     Hayatın neşeli ve güzel olması

B)      Birlik ve beraberlik içinde yaşanması

C)      Herkesin eğitimden geçmiş olması

D)      Ülkenin her yönüyle gelişmesi*

 

 

 

 

 

 

Bu dünya hepimizin... Yaşanılacak başka bir dünya yok!... kirliliğe karşı top yekûn bir gayret sarf         edilmezse, gelecek nesiller canlı çiçekler yerine plâstik çiçeklerle avunacaklar; çiçeği saksıda, ormanı tabloda seyretme talihsizliğini yaşayacaklardır.

  (123. ve 124. sorular parçaya göre cevaplandırılacaktır.)

          

123.Parçanın yazarı için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Ümitsiz                     B)Kırgın

C)Çaresiz                        D)Kaygılı*

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

124.Aşağıdakilerden hangisi parçada verilmek istenen düşüncelerden biri değildir?

A)     Çevre temizliğine önem verilmelidir.

B)      Gelecek nesillere güzel bir dünya bırakılmalıdır.

C)      Çocuklara çiçek ve orman resimleri yaptırılmalıdır.*

D)      Doğal güzellikleri korumak için birleşilmelidir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

           Hani benim yuvam, vatanım;

Hani orman, hani dağlar,ovalar?

Ben öterim;fakat kalbim kan ağlar;

kafes güzel;lâkin,benim zindanım.

125.Dörtlükten aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?

A)     Vatan özlemi

B)      Tutsaklık üzüntüsü

C)      Özgürlük isteği

D)      Arkadaş özlemi*

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Köklü bir geçmişi olan dilimiz,Fatihlerin ordularıyla, uygarlık alışverişleriyle ,eski yeni dünyaları kaç boy dolaşmış; kendi varlığından ince izler bırakmıştır. O, hâlâ Cezayir’de, Sudan’da, Macaristan’da...konuşulmaktadır.

126.Paragrafın konusu nedir?

A)     Kültürümüzün dünyadaki izleri

B)      Dilimizin geniş bir coğrafyaya yayıldığı

C)      Türkçe’nin köklü bir dil olduğu*

D)      Türk uygarlığının yayıldığı yerler

 

 

Okuma-yazma bilmeyen nice halk hikâyecileri ve şairleri varır ki, günlük dili estetik bir maksatla kullanırlar ve böylece toprağı altın yaparlar. Halk kültürü ile beslenmiş bir köylünün dilinde o pırıl pırıl parlar.

127.Paragrafta anlatılmak istenen düşünce nedir?

A)     Günlük dilimiz altın gibi değerlidir.

B)      Halk kültürüyle yoğrulanlar dili güzel kullanırlar.*

C)      Dilin güzel kullanılması, öğrenim seviyesine bağlıdır.

D)      Halk hikâyecileri ve şairleri en kültürlü kimselerdir.

 

 

 

 

 

 

          

           Sular kökler çekildi...yağdı kar,

Bir başka şarkıya başladı dallar...

Ağaç ne söylerse hoş söyler,kabul!

Gerçi şarkılığına bu da bir şarkı,

Gel gelelim nerde bu, nerde bahar....

128.Şiirden aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?

A)     Şairin kışı çok sevdiği*

B)      Ağaçların kıştan etkilendiği

C)      Ağaçların kişileştirildiği

D)      Şairin baharı özlediği

 

 

 

 

 

 

 

 

          Sen büyük şehrin çocuğusun,

Kıyıda köşede büyümedin bizim gibi

Daha bu yaşta.

Tramvaylar, köprüler gördün,

Trenlerde yolculuk ettin,

Görgüne sözüm yok.

Ama bakıyorum rahat değil çocukluğun.

Arabalar yolunu kesiyor,

Tele takılıyor uçurtman,

Akarsuların tepelerin yok.

 129.Şiirde asıl vurgulanmak istenen nedir?

A)     Doğal çevrenin her geçen gün bozulduğu

B)      Bugünkü çocukların daha rahat bir hayat sürdükleri

C)      Çocukların, çocukluğunu yaşayabileceği bir ortamdan yoksun oldukları*

D)      Küçük yerlerde doğal çevrenin daha iyi korunduğu

 

 

 

I-                    Rüzgâr, gelincik kırmızısı ,papatya sarısı ve turuncu dağ lâlelerinin üzerinden geçerken en güzel türkülerini söyledi.

II-                  Üzerinden gün eksilmeyen Anadolu bozkırları, başaklar olgunlaştıkça,otlar sarardıkça,sarının bütün tonlarını parlatmaya başladı.

III-                Ekinci ve akıncı olan cetlerimiz ayak bastıkları toprağı boş bırakmadı.

IV-                Türkiye denilince akla önce başak sarısı,ardından çini mavisi geliyor.

V-                  Her taraf baharda bir yeşil ekin denizi olup çıktı.

 

130.Yukarıdaki cümlelerle bir paragraf oluşturmak için sıralama nasıl olmalıdır?

A) II- IV- I- V- III                     B) III- II- V- IV- I

C)IV- III- V- I- II    *                 D)I- III- II- V- IV

 

 

 

 

 

 

 

                İşte böyle indi halılara

           Simav’ın dağ yüklü mor akşamları

           Her ilmekte bir ah

           Her oyada gözlerin nuru

           Bahçelerle bezenmiş halılarda

           Isparta güllerinin kokusu

131.Şiir için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)     Doğadaki renk ve şekillerin halılara işlendiği

B)      Halıların bir emek ürünü olduğu

C)      Halıya, halıyı dokuyanın duygularının işlendiği

D)      Türk halılarına büyük değer verildiği*

 

 

 

 

 

 

 

Zaman gece ayrısını geçiyordu. Issız avluda çıt yoktu. Her şey uykuda gibiydi. Soğuk bir rüzgâr , hafif hafif esiyor; kuru, boğuk seslerle ağaç dallarındaki son sarı yaprakları araştırıyordu. Arada sırada eğrilmiş bir kapının ardından hayvan sesleri geliyor, horozlar durup durup ötüyordu.

132.Bu parçada ayrıntıların seçiminde hangi duyulardan yararlanılmıştır?

A)     Görme- tatma-işitme

B)      İşitme- dokunma- tatma

C)      Dokunma- görme- koklama

D)      İşitme- dokunma-görme*

 

 

 

Yıllar öncesinin o güzel sokağını tanıyamadım. Kafesli pencerelerinden sarkan sarmaşık dalları, bahçelerinde renk renk güllerin açtığı ahşap iki katlı evler, kedilerin gölgesinde uyuduğu kapı boşlukları, kuşların cıvıldaşmada yarıştığı  yemyeşil ağaçlar, tertemiz  çamaşırların asıldığı bol güneşli bahçeler nerdeydi?Buğulu gözlerle kaç yıl geriyi arıyordum? Aradığım, çocukluğumun geçtiği o seçkin semt miydi, yoksa yitirdiğim yıllarım mıydı?

133.Bu parçada en belirgin duygu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Özenme                               B) Yerinme

C) Umutsuzluk                         D) Özlem*

 

 

 

 

 

 

“Yeşilliğe hasret gideceğim. Eskiden bahçeli evlerde otururduk, şimdi apartmanlarda oturuyoruz. Eskiden balkonlarımızda hatmiler,sardunyalar yetiştirirdik, şimdi kalorifer isinden çamaşır asamıyoruz. Eskiden salonumuzda  devetabanları vardı, şimdi naylon bitkiler.

134.Böyle söyleyen bir yazar için aşağıdakilerden  hangisi söylenemez?

A)     Geçmiş günlere özlem duyan

B)      Bulunduğu durumdan memnun olmayan

C)      Bahçeli evlerin yerine apartmanda oturmaktan mutsuz

D)      Anlattıklarıyla başkalarında acındırma duygusu uyandıran*

 

 

 

 

 

 

 

(1) Denemede öğretici olmak yetmez, bir de denemecilerin üslupçu olmaları, dilin bütün inceliklerinden yararlanabilmeleri gerekir. (2) Denebilir ki deneme şiirden sonra, daha doğrusu şiirle birlikte, az sözle çok söyleme sanatıdır. (3)Bunu ustaca yöneten denemecilerin başında Ahmet Haşim vardır. (4) Haşim denemelerini bir kuyumcu gibi işler.

135.Bu parçada numaralandırılmış cümlelerden hangisi bir tanım cümlesidir?

A) 1             B) 2  *            C)  3         D) 4

 

 

 

 

 

 

 

 

 

            “Bu sanatçının dilediğiniz hikâyesini seçin, seçtiğiniz hikâyenin istediğiniz bir yerinden bir kelimeyi çıkarın ya da onun yerine bir başkasını koymaya çalışın. Genellikle denemeniz başarıya ulaşmaz.”

136.Bu parçada sanatçının hangi özelliğinden söz edilmektedir?

A)     Çok az bir sözcükle özlü anlatma yönelmesi

B)      Kendine özgü sözcükleri sıkça kullanması

C)      Sözcükleri yerli yerinde kullanması*

D)      Cümlelerinde düşünce bağlantısının güçlü oluşu

 

 

 

 

 

 

 

 

İki kişi vardır şairin içinde. Biri şiir yazan, öteki yazılanları beğenen ya da beğenmeyen, değiştiren başka biri. Biri yaratıcı, öteki bir tür eleştirmen, güzel sandığı şiir örnekleriyle biçimlenmiş bir zevkin tutsağıdır. Bugün üstünde yıllarca çalışarak yazdığı kimi şiirlerden hoşlanmıyorsa, kusur şairde değil, şairin işine durmadan burnunu sokan bu ikinci kişidedir.

137.Yukarıdaki paragrafa uygun bir başlık konması gerekse aşağıdakilerden hangisi uygun düşer?

A)     Sanatçı ve eleştirmen

B)      Kendini eleştiren sanatçı*

C)      İçimdeki adam

D)      Sanat ve ruh sağlığı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kasımpaşa sulusepken karın altında, suya düşmüş köpek yavrusu gibi ıslaktı. Yarı beline kadar çamura gömülmüş, sanki titriyordu. Denizi bil denizlikten çıkmış, çamur dolu bir çukura benzemişti. Bu çamurun üstündeki bütün tekneler karaya oturmuşa benziyor. Karşı kıyı, çalımlı kubbelerine, dimdik minarelerine rağmen büyük depremlerin yığıntı kümelerini andırıyordu.

138.Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A)     Gözleme dayalı bir anlatım yolu seçilmiştir.

B)      Yer yer kişileştirmelere başvurulmuş.

C)      Benzetmelerden yararlanılmış.

D)      Varlıkların anlatımına nesnel açıdan bakılmış.*

 

 

Öylesine yaşar olduk ki, çarpık kentleşmeler görsel doyumu engeller oldu. Doğayla değil, beton yığınlarıyla yaşıyoruz artık. Denizin güzel mavilikleri kirletildi. Artık uygarlık ve doğa çelişkisini soluyoruz, kirlenen gökyüzünden... Ve çağdaş insanlar olarak doğanın en çarpıcı renklerini tablolarda ,saksılarda arıyoruz.

139.Yukarıdaki paragrafta,aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?

A)     Çarpık kentleşmenin görme zevkini yok ettiğine

B)      Gelişimdeki yanlışlığın hava kirliliğine neden oluşuna

C)      Doğayı korumak için çeşitli önlemler alınması gerektiğine*

D)      İnsanların artık doğa güzelliklerini evlerinde yaşatma isteğine

 

 

 

 

 

1.        Bu yüzden de

2.        Bu verimli topraklar

3.        Yıllardır

4.        Çift, çapa yüzü görmemiş

5.        Kısırlaşmıştı

6.        Ot bile bitmeyecek kadar

140.Yukarıdaki sözcük  gruplarının kurallı ve anlamlı sıralanışı hangisidir?

A)     2-3-4-1-6-5 *          B) 2-3-5-6-1-4

C)    3-5-4-2-1-6          D) 4-5-6-2-3-1

 

 

 

 

 

 

 

1-       Çok kalması gerekir

2-       Biçimde çok işler

3-       Bir kişinin gereken

4-       Yapması için o yerde

141.Yukarıdaki sözcük gruplarının  anlamlı ve kurallı sıralanışı hangisidir?

A) 3-2-4-1*                         B) 2-3-1-4

C) 4-2-3-1                           D)  1-2-3-4

 

 

 

 

1-       Onları tutacak yerde

2-       Söylediklerinizi duyurmak için

3-       Çenenizi tutmak daha hayırlıdır

4-       Kimseyi kolundan tutmayın

5-       Çünkü insanlar sizi dinlemeye istekli değillerse

142.Yukarıdaki cümle parçacıklarının anlamlı ve kurallı sıralanışı hangisidir?

A)     2-4-5-1-3 *                   B) 4-5-1-3-2

C)   3-4-5-2-1                      D)  1-3-2-4-5

 

 

143 Aşağıdaki cümle parçacıklarının anlamlı ve kurallı sıralanışı hangisidir?

1.        Terbiye edilen çocukların

2.        Aynı şeyi yaptıkları görülmüştür

3.        Kuvvetli  bir vicdana sahip olmadıkları

4.        Dayak ve işkence yoluyla

5.        Fırsat buldukça onların  da başkalarına

A)     4-1-3-5-2*          B) 3-2-5-1-4

C)   2-1-3-4-5             D) 5-2-3-1-5

 

 

 

 

 

 

144.. Aşağıdaki cümle parçacıklarının anlamlı ve kurallı sıralanışı hangisidir?

1.        Gördüğümüzden şikayet edeceğimize

2.        Tatsız geçen günümüz

3.        Her gün aynı insanları

4.        Bu insanları anlamaya ve sevmeye çalışsak

5.        Pekâlâ tatlanabilir.

A) 3-1-4-2-5*                    B) 4-2-3-5-1

C) 2-5-3-4-1                       D) 1-5-4-3-2

 

 

 

 

 

 

 

 

145.Aşağıdaki cümlelerden bir paragraf  oluşturulduğunda sıralama nasıl olmalıdır?

1-       Dün, onu bir kez daha okuyarak anılarımı tazelemek istedim.

2-       Yıllar önce sevdiğim bir şairin kitabını almıştım.

3-       ancak bu kitabı kitaplığımda nereye koyduğumu bir türlü hatırlayamadım.

4-       ya birine vermiş ya da bir yerlere sıkıştırmış olacağım.

 

A)     4- 2- 3- 1 

B)      3- 4- 1- 2

C)      1- 4- 2- 3

D)      2- 1-  3- 4*

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

1.         İnsanları namuslu  ve dürüst davranmanın zahmetine

2.         Dürüst bir hareket 

3.         Namusluca bir davranış

4.         Bir hoşnutluğun doğmasına yol açmazsa

5.         Katlandırmak kolay olmaz

6.         En ufak bir takdirde

 

146. Yukarıdaki cümle parçacıklarının anlamlı ve kurallı sıralanışı hangisidir?

 

A)     3-2-6-4-1-5*           B) 2-4-6-5-3-1

C)    4-3-5-6-1-2            D) 5-1-4-3-2-6

 

 

 

 

 

 

 

 

1.        sürekli bir bilgi

2.        için, çevreleriyle

3.        canlılar

4.        alışverişi yaparlar

5.        hayatlarını sürdürmek

 

147. Yukarıdaki cümle parçacıklarının anlamlı ve kurallı sıralanışı hangisidir?

 

A)     3-5-2-1-4*               B) 2-3-2-5-4

C)    1-5-4-3-2                D) 4-3-1-5-2

 

 

 

 

 

148. Aşağıdaki cümle parçacıklarının anlamlı ve kurallı sıralanışı hangisidir?

1.        İnsanı tırmalayan

2.        Mayası kötü olduğu için

3.        Dikenli bir çalıya benzer

4.        Kötülük eden bir kimse

5.        Elinden başka bir şey gelmediği için

A)     2-4-5-1-3*         B) 3-4-2-5-1

C)    4-2-3-5-1           D) 5-3-2-1-4

 

 

 

 

149. Aşağıdaki cümle parçacıklarının anlamlı ve kurallı sıralanışı hangisidir?

1.        Bir savaş adamı

2.        Bazılarının tanıdığı gibi

3.        Mükemmel

4.        Olarak tanımak yanlıştır

5.        Mehmetçiği yalnız

A)     2-5-3-1-4*              B) 3-5-1-2-4

C)    4-5-3-2-1               D)  1-3-5-4-2

 

150. Aşağıdaki cümle parçacıklarının anlamlı ve kurallı sıralanışı hangisidir?

1.        Gayreti sezilir

2.        Normal bir insanın

3.        Duygularını en hararetli

4.        Bir dille anlatma

5.        Mektubunda dahi

A)     2-5-3-4-1*                B) 3-5-4-1-2

C)    4-3-2-5-1                  D) 5-1-3-4-2

 

 

 

 

 

151. Aşağıdaki cümle parçacıklarının anlamlı ve kurallı sıralanışı hangisidir?

 

1.        Kurumuş yapraklar gibi

2.        Koşulların hızla değişmesi

3.        Havaya savurmaktadır

4.        Göreneğin önemini

5.        Alışkanlıkları

6.        Büyük ölçüde azaltmakta

A)     2-5-6-4-1-3*        B) 3-5-2-4-6-1

C)    3-5-6-2-1-4         D) 4-5-1-6-3-2

 

 

 

 

 

 

152. Aşağıdaki cümle parçacıklarının anlamlı ve kurallı sıralanışı hangisidir?

 

1.        Aradan birkaç dakika geçmişti ki

2.        Bir Pazar gecesi idi

3.        Kapının tıkırdadığını duydum

4.        Annemler de yatmışlardı.

5.        Hemen kalktım

6.        Erkenden yatmıştım

A) 2-6-4-1-3-5*                B) 3-6-4-1-5-2

C) 6-4-3-5-2-1                   D) 4-6-5-3-2-1

 

 

 

 

 

153. Aşağıdaki cümle parçacıklarının anlamlı ve kurallı sıralanışı hangisidir?

1.        Çevreme bakınarak bir sebep arıyorum

2.        Bir yerlerden hafif bir serinlik geliyor

3.        Bulamayınca hırkamı giyiyorum

4.        Pencereyi kapatıyorum

5.        Serinlik kesilmiyor

A) 2-4-5-1-3*             B) 2-5-4-3-1

C)  4-5-3-1-2              D) 1-5-4-2-3

 

 

 

 

154. Aşağıdaki cümle parçacıklarının anlamlı ve kurallı sıralanışı hangisidir?

1.        Kuşu salıverdi

2.        Uçmaya başladı

3.        Biraz okşadı sevdi

4.        Kuşlardan birini  çıkardı

5.        Kafesi aldı

6.        Ona bakakaldı

A)     5-4-3-1-2-6*           B) 4-5-3-1-2-6

C)    3-2-4-5-6-1             D)5-3-6-2-1-4

 

 

 

 

 

 

 

 

 

1.        – Beş milyon lira bozabilir misiniz?

2.        –Tabii, buyurun.

3.        –Hiç bozuk param yok.

4.        –Beni tanırsınız şurada ayakkabı boyacılığı yapıyorum.

5.        –Hiç mi yok?

6.        –Ne yazık öyle

155.Yukarıdaki cümleleri iki kişinin karşılıklı konuşması durumuna getiren en uygun sıralama hangisidir?

A)4-2-1-3-5-6*              B) 3-4-5-2-6-1

C) 5-2-4-1-6-3                C) 2-4-5-6-1-3

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Mutlu olmak isteyen kişi,yaşamı sevecektir,ona bağlanacaktır ona katlanacaktır. Gerçi “sürekli zevk duymak,hayatı bütünüyle sevmek ve üç boyutlu yaşamak biraz çılgınlığı gerektirir.” Bunu göze almalıdır.,bunu göze alabilenlerde ancak güçlülerdir. Mutluluğa ulaşmak için,çılgınlık sayılabilecek şeylerden korkmamalı.

156.Bu paragrafta anlatılmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Mutlu olmak için yaşamı sevmek gereklidir.

B)      Yaşamdan sürekli olarak zevk almanın olanağı yoktur.

C)      Mutluluk,yaşama bağlanarak,gerekirse çılgınlık yaparak elde edilir.*

D)      Güçlü insanlar,mutlu olmanın yolunu bulurlar.

 

 

 Dostlukları bozanların başında dost olmayanlar gelir. Kendi varamadığı cömert bir bağlılığı  başkalarında gördüler mi,ya ona inanmaz,ya duyguyu kıskanır ya da bu duygu birliğinin çıkardığı ayrılıktan,yarasalar gibi ürkerler. Sevmeyen insanlar,seven insanları hoş görmek şöyle dursun,bir kaşık suda boğmaya çalışırlar.

157.Bu parçada anlatılan, iki duygu aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Özlem – Kırgınlık

B)      Kıskançlık – Sevinç

C)      Dostluk – Üzüntü

D)      Dostluk – Kıskançlık*

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 “Halikarnas balıkçısı ile geçen saatleri düşünüyorum. Yaşamın sonuna doğru tanıdım onu, sigara içmem,bir sigara uzatmıştı, reddetmeye cesaret edememiştim. Denizlerden ve balıklardan söz ederdi bana, doğadan çiçeklerden söz ederdi....”

158.Yukarıdaki hangi anlatım yöntemine örnektir?

A)     Özel anlatım

B)      Nesnel anlatım*

C)      Dolaylı anlatım

D)      Tartışmacı anlatım

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

159. Aşağıdaki cümle parçacıklarının anlamlı ve kurallı sıralanışı hangisidir?

 

1.        Elektrik düğmesini el yordamıyla bulup çevirdim

2.        Bir mum aramaya başladım

3.        Bahçeyi geçip eve girdim

4.        Gene el yordamıyla ilerleyip kibriti buldum

5.        Elektrik yanmadı

A) 3-1-5-4-2*               B) 2-1-5-3-4

C) 4-3-5-1-2                  D) 1-4-3-2-5

 

 

 

 “Zamanımız çocukların ve gençlerin bilgileri ancak okuldaki edindikleriyle sınırlıdır. Kendiliklerinden çeşitli konularda bilgi sahibi olmak eğilimini göstermiyorlar. Halbuki elde edilen düne göre daha ayrıntılı ve bol öğretmen olanakları var. Bizim çocukluğumuzda ise olanaklar çok azdı. Doymak bilmeyen eğilimimizi avutmak için ne çocukça Çarelere başvururduk. Elimizdeki coğrafya kitaplarını didik didik eder,haritaları oyun malzemeleri olarak kullanırdık.”

160.Yukarıdaki anlatımı güçlendirmek için aşağıdakilerden hangisi seçilmiştir?

A)     Karşılaştırma*

B)      Tanık gösterme

C)      Örnekleme

D)      Öyküleme

 

 

 

 

 

 

 “Nesnel anlatımda yazar,kendi duygu ve düşüncelerini olabildiğince yazıya yansıtmaz.”

161.Aşağıdaki tümcelerin hangisinde anlatım nesnel değildir?

A)     Bence sanatçı anlattığı kişileri  ruhunda  yaşamalıdır.*

B)      Yazar kahramanların konuşmalarını olduğu gibi aktararak romanını oluşturmuş.

C)      Bir insanın bilinci,ömrünün ilk yarısında biçimlenir.

D)      Hasta odaya girdiğinde,doktor hanım bir şeyler yazıyordu.

 

 

 

 

 

 

 

“Yakınlardaki bir köyden,dermansız iki ihtiyar birbirlerine dayanarak sık sık bu mezarı ziyarete gelirler. Demir parmaklığa yaklaşarak yere kapanır sonra diz çökerler. Uzun uzun,acı acı ağlarlar. Altında oğullarının yatmakta olduğu dilsiz taşa uzun uzun  bakarlar࠮ Taşın üzerindeki tozları silerler.”

162.Yukarıdaki parçada hangi anlatım yöntemine başvurulmuştur?

A)     Açıklama

B)      Öyküleme*

C)      Nesnel anlatım

D)      Özel anlatım

 

 

 

 

 

 

Şu karşı ki sandalı görüyor musun? Bakın sahile yaklaşıyor. Onu yürüten nedir? Kürekleri değil mi?

Ya şu uçan matılar! Kanatları yansa uçabilirler mi? Düşünce de böyledir...

163. Yukarıdaki paragrafı ana düşüncesine göre en iyi tamamlayan cümle aşağıdakilerden hangisidir?

A)     İnsan da düşüncelerini kendine saklamalıdır.

B)      İnsanlar ona sahip çıkmadıkça,onu paylaşmadıkça önemsizdir.*

C)      Onlarda yaşamın derinliklerin incelemelidir.

D)      İnsanları yönlendiren düşüncelerdir ancak.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 Romancı kişilerini dünyanın içine salar ve onlara bir görev yükler. Öğüt veren bir davaya bağlayan büyük bir toplum yasasını,insanca bir düşünceyi üne kavuşturan,kendini örnek alarak öne süren vb. roman kişileri vardır.

164.Bu parçaya göre,aşağıdakilerden hangisi roman kişilerinin görevlerinden değildir?

A)     Bir davanın,bir ülkünün savunucusu olması

B)      Bir düşünceyi yaşatıp üne kavuşturması

C)      Kendini örnek alarak öne sürmesi

D)      Okuyucuyu etkileyip onları egemenliğine alması*

 

 

 

 

 

 

 

 

Bir çekişme için kendini hazırlıklı hissetmiyordu. Daha önce bahis açmayı düşünmüş,fakat boyuna bir ertesi güne atmıştı. İşi güçleştiren samimiyeti idi ve kafası her meselenin karşısına bir itiraz dikmeye kendi kendini kontrol etmeye alışmıştı. Kuvvetinin de buradan geldiğini biliyordu.

165.Böyle tanıtılan bir kişi için en uygun söz aşağıdakilerden hangisidir?

A)     İnce eleyip sık dokuyan*

B)      Tuttuğunu koparan

C)      Çevresini ve kuralları hiçe sayan

D)      Vurdumduymazlığı ilke edinen

 

 

 

 

 

 

 “Müziksever bir arkadaşım: Bir parça dinlerken,bestecinin adını o an söylemesem de çağını söylerim en azından diyordu.”

166.Bu cümlede aşağıdaki yargılardan hangisine varılabilir?

A)     Her çağın,o çağda yaşamış tüm sanatçıları etkileyen özellikleri vardır.*

B)      Bir çağın özelliklerini bilmek,o çağın sanatçılarını tanımak için yeterli değildir.

C)      Her çağa belirleyici özelliğini veren sanatçılar vardır.

D)      Çağının özelliklerinin dışına çıkmayan sanatçı büyük sanatçı sayılmaz.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“Yazar,nasıl olurda yazarlık yeteneğini yitirir? Okumuş olduklarını hiç mi hiç okumamış,daha önemlisi,yazmış olduklarını hiç mi hiç yazmamış duruma nasıl gelebilirdi?

Yitiyor, yitebiliyor. Bir ozan veya yazar bir gün daha kötü hale gelebiliyor. Hatta,bir bakıma kendi eski yazdıklarının okur olma düzeyini tutturamamaya başlıyor.”

167.Bu parça hangi anlatım biçimine örnek olur?

A)     Betimleme

B)      Açılama

C)      Örnekleme

D)      Tartışma*

 

 

 

 

 

 

 

 “İki insanın gerçekten dost olabildiği yerde uygarlık vardır. İkisinin bile dost olamadığı yerde ise,aklın bulabildiği en güzel düzen de kurulsa ( kurulmaz ya) uygarlık yoktur. Dostlukta bilim gibi insanın hazır bulduğu değil yarattığı bir şeydir.”

168.Yukarıdaki  paragrafta özellikle vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Uygar kişiler en güzel düzeni kurabilen kişilerdir.

B)      Uygarlığın bulunduğu yerde düşmanlıktan söz edilemez.

C)      Dostluk bütün sorunları çözümleyen en uygar ve akıllıca davranıştır.*

D)      Uygarlığı oluşturan dostlukta bilim gibi insan aklının ürünüdür.

 

 

 

I.                     Bunun için bir süzgeç gerekir.

II.                   Bunların her ortaya attığını tutmamız doğru olmaz.

III.                 Bu memlekette benim gibi öz Türkçe ile uğraşanlar var.

IV.                 Bu süzgeç bir dergi olacaktır.

V.                   Sözcüklerin denemeleri bu dergide yapılacaktır.

169.Yukarıdaki cümlelerle bir paragraf kurulsa uygun diziliş aşağıdakilerden hangisi olur?

A)     II-I-IV-V-III

B)      V-I-III-II-IV

C)      III-II-I-IV-V*

D)      IV-V-III-II-I

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 Bir yargının doğruluğu veya yanlışlığı bilimsel yöntemlerle kanıtlanabiliyorsa yargı nesneldir.

170.Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisi nesnel bir yargı sayılmaz?

A)     Şefkat bütün annelerin ortak duygusudur.

B)      Gençler üzerinde gittikçe artan bir baskı var.*

C)      Kırmızı ışık gözleri çok yorar.

D)      Yeşil sebzelerde vitamin oranı,deniz ürünlerinkinden azdır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“Küçük olmak, güçsüz olmak demek değildir. Öyle küçükler vardır ki kendilerinden büyük olanlardan daha güçlüdür.”

171.Bu paragraf, aşağıdakilerden hangisinin açıklaması olabilir?

A)     Sinek küçüktür; ama mide bulandırır.

B)      Şimşek çakmadan gök gürlemez.

C)      Büyük lokma ye de  büyük söyleme

D)      Şahin küçüktür;ama turnayı gökten indirir.*

 

 

 

Dostluk olmayan yerde hiç bir insanca değerin gelişebileceğine inanmıyorum. Hiçbir din,hiçbir düzen dostluğa dayanmadıkça mutluluk getirmez insana. Dostluğa dayanmayan,hiçbir dostuna güvenmeyen insanlar;inanılmayacak,güvenilmeyecek insanlardır.

172.Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen kişiye ait bir düşünce olmayabilir?

A)     Dostluğun olmadığı yerde insanca düşünceler gelişmez.

B)      İnsanın mutlu olduğu düzenin temelinde dostluk vardır.

C)      Ortak çıkarlar,dostluğu kendiliğinden ortaya çıkarır*

D)      Dostluğa inanmayanlar inanılmayacak kişilerdir.

 

 

 

 

 

173.Aşağıdaki cümlelerden bir paragraf oluşturulduğunda sıralama nasıl olmalıdır?

I-                    Dün,  bir kez daha okuyarak anılarımı tazelemek istedim.

II-                  Yıllar önce sevdiğim bir şairin kitabını almıştım.

III-                Ancak bu kitabı kitaplığımda nereye koyduğumu bir türlü hatırlayamadım.

IV-                Bu kitabı yıllardır özenle saklıyorum.

V-                  Ya birine vermiş olacağım ya da bir yerlere sıkıştırmış olacağım.

 

A)     IV- V- II- III- I

B)      II- IV -I- III-V*

C)      I- II- III –IV -V

D)      II- IV –V –III -I

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“Demre’yi geçer geçmez doğanın ve iklimin değiştiğini görürsünüz. Nefis, mis gibi bir dağ havası sarar sizi. Olağanüstü bir sessizlik başlar. Arada bir keçi sesleri duyulur. Sonra bir yığın Likya mezarlarıyla karşılaşırsınız.”

174.Parçada hangi duyumla ilgili bir ayrıntıya yer verilmemiştir?

A) Dokunma *                           B)Görme

C) İşitme                                 D) Koklama

 

 

 

 

 

“Küf yeşili yaprağın üzerinde koyu benekler vardır. Yapraktan acı, kekremsi bir koku geliyordu. Adam yaprağa bakıyor, benekleri sayıyordu. Birden yaprağın üstündeki benekler kımıldandı. İrkildi adam. Gözlerine inanamadı. Koyu kestane sırtıyla minicik bir böcek! Sonra böceğin sırtındaki kabuk çatırdayarak yarıldı,altından tül gibi yarı saydam kanatlar çıktı. Uçuverdi böcek. Nemli, ılık bir esintinin içinde yitip gitti.”

174.Yazar, bu sözlerinde aşağıdakilerden hangisine değinmemiştir?

A)     Yaprağın kendine has bir kokusu olduğuna

B)      Böceğin kanatlarının zar gibi ince ve şeffaf olduğuna

C)      Yaprağın renginin küf yeşili olduğuna

D)      Yaprağın doğal renginde koyu beneklerin bulunduğuna*

 

 

 

 

 

 

 

“İnsanlık, her geçen gün insanlığından bir şeyler kaybediyor....Dünyanın karmaşıklığı, makinenin dev gücü karşısında insan ezilip gidiyor.”

175.Paragrafta boş bırakılan yere, aşağıdakilerden hangisi getirilirse, parça en uygun şekilde tamamlanmış olur?

A)     Savaşlar insanlığın yok olmasına sebep oluyor.

B)      Ama kültür değişimleri hızla geçekleşiyor.

C)      Uluslar birbirleriyle savaşıyor.

D)      Yaşamak, bir mutluluk getirmiyor ona.*

 

 

 

 

 

 

 

 

 

”İnsan sevgisinde kin ve nefretin yeri yoktur. Benimsenmesi gerekli ilke, yiğitlik, doğruluk ve güzelliktir. Bu prensipler benimsendiği zaman insan vicdanını, beynini ve bütün insanlık anlayışını geliştirir, olgunlaştırır. Bu yolda yürüyenler ne kadar büyük fedakârlık yaparlarsa o kadar yükselirler.”

176. Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

A)     İnsanlar daima yüksek, asil ve kutsal hedeflere yükselmelidir.

B)      İnsanların mutlu olabilmeleri yaşadıkları toplumların zenginlikleri ile doğru orantılıdır.

C)      Mutlu olabilmek için ön şart, ekonomik problemlerin çözümlenmesidir.

D)      İnsanlar, karşılıklı sevgi, saygı ve uyum içinde bütünleşirse daha çok yücelirler.*

“Eğer sürekli barış isteniyorsa, insan topluluklarının durumlarını iyileştirecek tedbirler alınmalıdır. Bütün insanlığın refahı, açlık ve baskının yerine geçmelidir. İnsanlar kıskançlık, açgözlülük ve kinden arındırılarak eğitilmelidir.”

177.Yukarıdaki paragrafta, aşağıdakilerin hangisi üzerinde durulmamıştır?

A)     Toplumların gelir düzeylerinin artırılması.

B)      İnsan eğitiminin ön plânda tutulması.

C)      Sürekli bir barış ortamı yaratılması için gerekli şartların neler olduğu

D)      Sürekli barış için toplumlar arası antlaşmaların yapılması.*

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Gemiler geçer rüyalarımda

Allı pullu gemiler,damların üzerinden;

Ben zavallı,

Ben yıllardır denize hasret.

 

178.Dörtlüğe göre şair için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Umutsuz                           B) Çaresiz

C) Umursamaz *                     D) Üzgün

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“Seneler var ki kuşlar gelmiyorlar. Daha doğrusu ben göremiyorum... Kuşları boğdular, çimenleri söktüler, yollar çamur içinde kaldı.

Dünya değişiyor dostlarım! Günün birinde gökyüzünde, güz mevsiminde esmer lekeler göremeyeceksiniz. Toprak anamızın koyu yeşil saçlarını göremeyeceksiniz. Bizim için değil ama çocuklar, sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizi için kötü olacak.”

179.Parçada konuşan kişi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)     Çevredeki yeşilliğin azalmasına üzüldüğü

B)      Doğadaki eski ve yeni durumları karşılaştırdığı

C)      Dinleyeni etkileyip kendine acındırdığı*

D)      Geçmiş günleri özlemle andığı

 

 

 

         “Ben ki düşünüyorum

           Var olduğum günden beri

           Silahlar bana dönük

           Savaşlar sizin için,gücünüz varsa artık

           Usumu tutuklayın

180.Yukarıdaki dizlerde işlenen ana duygu aşağıdakilerden hangisidir?

A)     İnsan var olduğundan bu yana düşünür.

B)      Usumuz tutuklanamayacağına göre düşünce engellenemez.*

C)      Savaşlar çıkarcı kişilerin yararınadır.

D)      Silahlar, düşünceyi engellemek için kullanılıyor.

 

 

 

 

 

 

“Bu kitabın yazarı, 1962 yılında adı ve soyadı uyaklı olsun diye Akyazı’da doğdu. Çocukluk devrinde, ayı oynatıcısı olmak istedi. Tefin işkence aleti olarak kullanıldığını sonradan öğrendi.  Haritalarda günlerce göçmen kuşların gittiği yerleri aradı. Onlara yazdığı mektupları göndereceği adresleri bulamadı... Çok cinayet işledi, elini şiire buladı, okuyup da etkilendiği tüm şairleri ve sevdiği dizeleri bir bir öldürdü. Kendi oldu... “İnsanları seveceksin.”sözünü benimsemese de, bazen -şu aralar sık sık-hayvanları, insanlardan daha çok takdir etmektedir.”

181.Kendisini yukarıdaki biçimde tanımlayan bir ozandan aşağıdaki davranışlardan hangisi beklenemez?

A)     İnsancıl, sevecen, işkenceye karşı

B)      Hayvanları seven, meraklı ,araştırıcı

C)      Kendine özgü bir sanat anlayışı olan, taklitçilikten kaçınan

D)      İnsanlara karşı hayvanları üstün tutan, başkalarından etkilenen*

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“Kitaplar bir odanın ya da kafanın süsü değildir. Onlar her uygar insanın günlük ekmeği gibidir. Ruhumuzu besleyen gıdalardır. En içten dostlarımız, arkadaşlarımızdır.”

182.Parçada hangi iki öğe arasında benzetme vardır?

A) kitap-oda                          B) kitap-kafanın süsü

C) kitap- ekmek *                    D) kitap-ruh

 

 

 

“Kendinden söz etmeyi kötü görmek, yasak etmek adet oldu. Çünkü kendinden söz etmek, her zaman kendini övmek gibi görünür. Kendini övmek de herkesin zıddına gider. Ancak kendisinden söz etmeyi yasaklamak, çocuğun burnunu silecek yerde burnunu koparmak olur.”

183.Parçaya göre “kendinden söz etmek”aşağıdakilerden hangisiyle aynıdır?

A)     Gerçekleri söylemek

B)      Kendini övmek

C)      Yasaklara uymamak

D)      Kendini çevresindekilere tanıtmak*

 

 

 

 

 

 

“Daha düne kadar çalışmalarımı doğru bulduğunu söylerdi. İşimde hep dürüst oldum. Bütün bunlara karşın dünkü toplantıda:”Çalışmalarınız ve davranışlarınızda yetersiz kalıyorsunuz.” demesin mi? Onca kişinin içinde...”

184.Paragrafta noktalarla gösterilen yerin, aşağıdaki deyimlerden hangisiyle tamamlanması uygun olur?

A)     Kolum kanadım kırıldı.

B)      Başımı derde soktu.

C)      Başımın derdine düştüm.

D)      Beynimden vurulmuşa döndüm.*

 

 

 

 

 

 

 

    “Gönül   Tanrı’nın tahtı

      Tanrı gönüle baktı.

       İki dünya mutsuz

       Kim gönül yıkar ise.”

185.Bu dörtlüğün teması aşağıdakilerden hangisidir?

A) Tanrı sevgisi                  B) İnsan sevgisi*

C) Yaşama sevinci              D) Mutsuz olma

 

 

 

“Her sanatçı gibi onun da eserlerini oluştururken çektiği sancıları, yaşadığı masalsı dünyayı bir iki anısından çıkartabiliyoruz. Ancak bir tavrı var ki onu anlamak güç. Eserleri hakkında başkalarının ne dedikleri sorulduğunda “Beni ilgilendirmez.”deyip çıkıyor işin içinden.”

186.Paragrafta sözü edilen sanatçı için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A)     Eleştirilmekten hoşlanmayan*

B)      Kendisine güvenen

C)      Açık yüreklilikle davranan

D)      Sözünü sakınmayan

“Yeşilliğe hasret gideceğim. Eskiden bahçeli evlerde otururduk, şimdi apartmanda oturuyoruz. Eskiden balkonlarımızda hatmiler,sardunyalar yetiştirirdik, şimdi kalorifer isinde çamaşır asamıyoruz. Eskiden salonlarımızda devetabanları vardı, şimdi naylon bitkiler”

187.Böyle konuşan bir kişi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)     Geçmiş günleri özlemle anan

B)      Eski ve yeni yaşayışı karşılaştıran

C)       Çevredeki yeşilliğin azalmasına üzülen

D)      Dinleyeni etkileyip kendisini acındıran*

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“Öykülerde, romanlarda insan vardır. İnsanların yaşadıkları serüvenler vardır. Öykü  ve roman bizi, kendi evrenine sürükleyebiliyorsa, o insanların gerçekten yaşadıkları ya da yaşayabilir güçte oldukları kanısını bize verebiliyorsa, mesele yoktur. Çünkü o eserler kalıcı olmaya hak kazanan eserlerdir.”

188. Parçaya göre bir saat eserini kalıcı  kılan en önemli etken hangisidir?

A)     İnandırıcılık*

B)      Sürükleyicilik

C)      İlginçlik

D)      Belgesellik

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

”Bir ulusun parasını yatıracağı en kazançlı iş, gençlerine süt, yiyecek ve öğretim sağlamaktır. Buna birde yasalara saygı, ülkenin geleneklerini tanıma ve özgürlük aşkı katarsanız, ulusal kalkınmanın temelini atmış olursunuz.”

189.Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A)     Bağımsız yaşama arzusu

B)      Öğretimin önemi

C)      Hukukun üstünlüğü

D)      Çalışmanın önemi*

 

Anadolu kilimlerinde çizgiler sert, renkler haşindir. Güneş doğarken yatağından kalkan, çamaşırını yıkayan, tezgâhına oturan, güneş batıncaya kadar koşan, yorulan, fırsat buldukça tezgâhına geçen Anadolu kadınının günlük çabası içinde çizgiler elbette yumuşak, renkler elbette duru olmayacaktır.”

190.Anadolu kilimlerinde çizgilerin sert, renklerin haşin olmasını yazar, hangi nedene bağlamaktadır?

A)     İnsanlarımızın özlediği renk cümbüşünü kilime geçirme isteğine

B)      İnsanımızın doğada gördüğü varlıkları, kilime geçirme düşüncesine

C)      Zor koşullarda yorulan insanımızın bu duygularını kilime yansıtmasına

D)      Doğa koşullarının sert ve acımasız olmasına*

 

 

 

 

 

191. parçaya göre insanımız, kilimin dokusuna hangi duyguyu katmıştır?

A) Hınç*                                        B) Özlem

C) Cömertlik                                D) Sevgi

 

 

 

 

 

 

 

192.“Her şey göz için, kulağa bir şey yok. O eskidenmiş, şimdi kulak da göz de gereğinden çok yoruluyor, acı çekiyor, çile dolduruyor. Güzellikler değil, çirkinlikler,acılar, kötülükler doluyor içimize, kulaktan, gözden , her şeyden...”diyen bir yazarın yaşama bakışını yansıtmayan seçenek hangisidir?

A) Endişeli                             B) Sevgisiz*

C) Umutsuz                            D) Karamsar

 

 

 

 

 

 

I-                    Vücuda getirmiş oldukları

II-                  Ulusların saygıyla anılmasını sağlayan

III-                Sanat ve uygarlık eserleridir.

IV-                Yüzyıllar boyu

193.Yukarıda sıraları değiştirilerek verilen cümle parçacıklarının anlamlı ve kurallı cümle oluşturan sıralanışı aşağıdakilerden hangisidir?

A)       II- I- III- -IV

B)        IV- I- II- III

C)        II- IV- I- III*

D)       I- IV- II- III                

 

“Bir geceydi. Sıcaktan kimse soluk alamıyordu. Kuşlar, böcekler, otlar, insanlar toprağa serilmişler, bu korkunç sıcağın elinde inliyorlardı. Sürmeli Mehmet Paşa, çadırından dışarı çıktı. Korkunç bir hışırtı duydu.”

 

192.Bu parçanın anlatımında yazar hangi duyusundan yararlanmamıştır?

A) Görme                             B) İşitme

C) Tatma *                             D) Dokunma

 

 

 

 

 

 

 

       Şiirlerim

       Sevgiyle barışla yoğurduğum,

       Bu benim güzel çocuklarım

       Armağan olsun yarınlara

       Çünkü yaşadım hep umutlarla.

193.Şiirde aşağıdaki duygulardan hangisi yer almaz?

A) Sevgi                             B) Barış

C) Umut                              D)Heyecan*

 

 

 

 

 

 

 

           “Çukurova bayramlığın giyerken,

            Çıplaklığın üzerinden soyarken,

            Şubat ayı, kış yelini kovarken,

            Cennet demek sana yakışır dağlar.

194.Dörtlükle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)     Çukurova ve şubat ayı kişileştirilmiştir.

B)      Baharda Çukurova’nın tasviri yapılmıştır.

C)      Dağların güzelliği dile getirilmiştir.

D)      Çukurova’da kışların çetin geçtiği belirtilmiştir.*

 

 

 

 

 

 

195.Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın giriş cümlesi olamaz?

A)      Dil, çeşitli gereksinimlerden, diğer insanlarla olan ilişkilerden doğmuştur.

B)       Böylece dil, bir ulusu belirleyen ayırıcı niteliklerin başında gelir.

C)       Dil, insanların geçirdiği bütün gelişim evrelerini geçirmiştir.

D)       Dil, insanların duygu ve düşüncelerini anlatmak için kullandıkları bir araçtır.*

“Burnuma sıcak ekmek kokusu geliyordu. Yazı bitince köşebaşındaki fırına gittim, fırından çıkan nar gibi kızarmış ekmeklerden en sıcağını aldım,ekmeğin sıcaklığını avuçlarımda hissettim. O kutsal ekmeği, kimselerin göremeyeceği bir yerde koklayıp öptüm. Bütün fırıncılara benden selâm olsun.

196.Paragrafta hangi duyumuzla ilgili ayrıntılara yer verilmemiştir?

A) Koklama                           B) İşitme*

C) Görme                               D) Dokunma

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yunus Emre’nin Anadolu’da on üç yerde mezarı olduğu  öne sürülüyor. “Olmaz öyle şey”demeyin. Halk bir sanatçıyı çok sever, çok benimserse bal gibi olur.

197. Yunus Emre’nin on üç yerde mezarının olmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

A)        Yunus Emre’nin yaşamı hakkında kesin bilgilerin olmaması

B)         Yunus Emre’nin diğer sanatçılarla karşılaştırılması

C)         Halkımız tarafından çok sevilmesi*

D)        Yunus Emre’nin tüm dünyada sevilmesi

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“Bakıyorum  zaman  bizden hızlı gidiyor. Bizler içimizdeki gençliğimizi koruyoruz ya da koruduğumuzu sanıyoruz. İşte sanatın gücü buradadır. Sonsuz gençlik demektir sanat. Mücap Ofloğlu da yaşı, zamana meydan okuyan kişilerdendir.”

198.Yukarıdaki paragrafta vurgulanmak istenen düşünce hangi seçenekte doğru verilmiştir?

A)     Sanat adamı, toplumu genç ve uyanık tutan kişidir.

B)      Sanat, kişiyi genç ve ölümsüz kılar.

C)      Genç kalabilmek için sanatçı ruhlu olmalıyız.*

D)      Sanatçılar, sanatı korumak için savaşan insanlardır.

 

 

 

“Şiir, her okumada insanı bir başka limana atabilmeli; yani her okuyan onda ayrı bir tat anlam bulabilmeli. Hatta belki de aynı insan başka okumalarda onda daha önce bulamadıklarını bulabilmeli. Evet, şiir bence budur.

199.Verilen paragrafa göre, şiirin en belirgin özelliği aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Şiirdeki anlam zenginliği*

B)      Konusundaki özgünlük

C)      Süslü ve canlı bir anlatım

D)      Şiirin biçimsel özelliği

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“Yaşamak gömülemez ki yeryüzüne”Hiroşima’yı bu dizeleri tekrarlaya tekrarlaya bıraktım gerilerde. Yaşamak gömülemez ki yeryüzüne! İnsanlar gömülür; ama yaşamak gömülemez, fışkırır ölümler, umutsuzluklar, yıkıntılar arasından.”

200. Yukarıdaki paragrafın konusu aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Yaşamın tükenmezliği*

B)      İnsanın ölümsüzlüğü

C)      Hiroşima’nın durumu

D)      İnsanın çaresizliği

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Aslında her roman bir özyaşam öyküsüdür; gerek yazarın kendisinin yer aldığı, gerek yarattığı kişilerin yaşamlarına, gizli saklı el attığı bir yaşam öyküsü Flaubert, “Madam Bovary benim, bu roman benim yaşam öykümdür.”derken bu gerçeği dile getirmiyor muydu? 

201. Bu paragrafın anlatımında aşağıdakilerden hangilerine başvurulmuştur?

A)     Tanımlama-tanık gösterme*

B)      Betimleme-alıntı yapma

C)      Tanımlama- örnekleme

D)      Öyküleme-tanık gösterme

 

 

       “Herkes haline göre yaşamalı

Şubatça, martça, nisanca

Ben çoktan gözlerimle yaşıyorum

Avuçlarımda bulut parçaları

202.Yukarıdaki dizelerde şair, aşağıdaki yaşam biçimlerinden hangisini vurgulamaktadır?

A)     Gerçeklerle haşır neşir olarak yaşama

B)      Doğa koşullarına uyum yollarını deneyerek yaşama

C)      Hayal ve gerçekleri birbirine karıştırarak yaşama*

D)      Gerçeklerden kaçma yolunu seçme

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Gecenin geç saatlerinde her şeyin sustuğu, havanın durulduğu anlarda bir köşeye çekilip şiir okurum. İçime Dolan dizlerde, onların atan kalbini duyarım. Bu duyuş, beni benden alır götürür. Kapalı pencereler ansızın açılır, uyuklayan perdeler uçuşmaya başlar. Odaya, ilkbahar meltemiyle birlikte taze bir ışık dolar. Bu dünyadan değilmişim gibi.....

 

203.Düşüncenin akışına göre, bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygundur?

A)     Gerçekleri görmeye başlarım.

B)      Kendimi hafiflemiş bulurum.*

C)      Kalkar olduğum yeri terke ederim.

D)      Uyuyakalırım

 

 

 

 

 

 

 

Sabahın sessizliği, insanların yarattığı araçlarla bozulmadan sokağa çıkınız. Sessizliği dinleyiniz. İçiniz doyulmaz bir haz, uçsuz bucaksız bir derinlikle dolacak. Gözlerinizi kapayıp bu derin sessizliğe kendinizi kaptırınız, kısa bir süre sonra dinlendiğinizi fark edeceksiniz,bu birkaç dakikayı kendinize.......

204.Düşüncenin akışına göre, bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A)     ayırmanın yersizliğini fark edeceksiniz.

B)      ayırınız ki güne sağlıklı başlayabilesiniz.*

C)      zamandan aldığınızı kızgınlıkla karşılayacaksınız.

D)      yapmadığınızın hayretini yaşayacaksınız.

 

 

Kitapta, sadece mor rengi seven, ülkesinde okullar ve çiçekler dahil her şeyin mor renkli olmasını isteyen bir kralın serüveni anlatılıyor. Öyle ki kralın mor renkten başak bir renge tahammülü yok. Fakat kralın tüm yasaklamalarına karşın halkı, farklı renkte,özellikle de kırmızı renkte gelincikleri sevmeye ve yetiştirmeye devam ediyor. Doğa   hiç  kral sözü dinler mi? O da kendi zevkini sürdürüyor. Pervasızca tüm renklerini ve tonlarını, mevsimlere göre sergiliyor bağlarında.

205. parçada insanlarda özellikle bulunması gereken hangi özellik vurgulanmak istenmektedir?

A)     Çocuklar, çok renkliliği sever.

B)      İnsanlar farklı şeylerden hoşlanırlar.

C)      Farklı olana ve olma isteğine hoşgörüyle bakmalıyız.*

D)      Farklılık doğanın kendisinde de vardır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 “Kendi başıma kitap seçip okumaya başladığım yaşı, tam olarak hatırlayamıyorum. Hatırladığım şu ki, okuyacağım kitabı evde olanların arasından kendim seçerdim. Satın alırken de kimi zaman kapağına bakar, kimi zaman içini karıştırır, kimi zaman da elimi uzatınca ilk dokunduğumu alırdım. Gece yarılarına kadar aç kurt gibi okurdum. Okuma tutkum şimdi de devam ediyor. Artık bugün kendimi yorumluyorum. Baskıdan, yönlendirilmekten hoşlanmıyorum. Kim bilir, küçükken  kitap seçiminde baskı yapılsaydı, belki de bugün bu tutkudan yoksun olurdum.”

206.Kendisini böyle tanıtan kişi, aşağıdakilerde hangisiyle nitelendirilemez?

A)     Yol gösterildiğinde kitap seçimini daha rahat yapabilir.*

B)      Okumak onda bir tutku haline gelmiştir.

C)      Okuyacaklarını rastlantıyla seçtiği olurdu.

D)      Çocukken kitapların görünüşünün etkisinde kalmıştır.

 

 

 

Doğruyu hangi elde görsem sevinçle karşılar; uzaktan kokusunu alır almaz silahlarımı atar teslim olurum. Fazla yukardan ve insafsızca olmadıkça yazılarıma çatılmasını hoş görmüş, çoğu kez karşıdakini kırmamak için yazdıklarıma istenen biçimi verdiğim olmuştur. Zararıma da olsa eleştirmeciye uysal davranmalıyım ki beni her zaman serbestçe  uyarsın, kendimi düzeltmeme yardım etsin. Doğrusu çağdaşlarımı böyle bir işten yana çekmek kolay değil. Düzeltmek herkesin ağrına gittiği için kimse kimseyi düzeltmeyi göze alamıyor. Düşüncesini saklayarak konuşuyor çokları.

207. Bu parçada yazarın kendisi ile ilgili olarak vurgulamak istediği niteliği aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Herkes eleştiriye açık değildir.

B)      Başkalarını eleştirmekten çekinenler vardır.

C)      Eleştirilmek yazılarımın daha iyi olmasına yardımcı olmaktadır.*

D)      Yazdıklarımda okuyucularımın isteklerine yer verebilirim.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Benim insan diye yüzüne baktığım kişi, sadece görev sorumluluğu olan, dürüst bir insan değildir. Yanlışlarla savaşan, kişilere iyiyi ve güzeli gösterme çabasında da bulunan kişidir. Bu savaşında yılmayan,sabırlı ve azimli olandır. Yere sağlam basan  ne istediğini bilen kişidir. İç dünyasında umutsuzluğa yer yoktur. Çabasında da süreklidir.

208.Aşağıdakilerden hangisi tümüyle parçada anlatılan kişinin niteliklerindendir?

A)     Korkak-uysal-çekingen

B)      Mücadeleci-umursamaz-atak

C)      Umutlu-kararlı-dışadönük*

D)      Dürüst-sorumluluğunu bilen-kötümser

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kuş sesleri, çocuk sesleri

Motor, makine sesleri

Siner köşe bucağına

Ne güzel!..Ah ne güzel!

Çalışan dünya!

Kör görür,sağır duyar...

Gül bir başka kokar, ekmek bir başka.

Kuş sesi, çocuk sesi,motor sesi başka.

Ne güzel, ne güzel çalışan dünya!

209. Bu dizeleri söyleyen şair, yaşamın devamlılığını özellikle neye bağlıyor?

A)     İnsanların gönlünde doğa sevgisi bulunmasına

B)      Çevrede zevk alınacak güzelliklerin bulunmasına

C)      Çocuk sesinin güzelliğinin tadılmak istenmesine

D)      İnsanların çalışma isteğiyle yaşama sarılmasına*

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“Kimse aramadan bulamaz.” Demeyeceğim, şunu  düşünüyorum: Sanatta aramak,bulmak var mıdır? Şair olsun,ressam olsun, bestekâr olsun,sanat adamı aramaz, bulmaz,cesaret eder,cüret eder. Aramak, bulmak bilim alanında olur. Bilgin doğanın yasalarını arar, birtakım olayları inceleyip onların sebeplerini bulur, bunlara dayanarak yeni şeyler ortaya kor. Sanat eri ise bunu yapmaz.”

210. Parçada anlatılanlardan hareketle  aşağıdakilerden hangisinin sanat için söylenmesi doğrudur?

A)     Doğanın yasasını aramak sanat için de geçerlidir.

B)      Sanatı kaynağı güzellik, yaratan cürettir.*

C)      Bilimle sanat olayların sebebini arayarak bulur.

D)      Sanatın gerçek büyükleri vardır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dükkân sahibi de insafsız bir adamdı. Küçük Ahmet Mithat’ı dükkânda ve evinde bütün gün işlerde kullanırdı. Küçük çırağından kolay kolay  memnun görünmeyen usta, bir gün geldi ki, dükkânını ona bırakarak gitmeye başladı. Cin gibi  bir çocuk olan  A. Mithat , ustasının yokluğunu hissettirmiyordu. Bu gayretlerinden dolayı ustası ona bir kuruşluk gündelik vermeye başladı. Fakat A. Mithat’ın içinde büyük bir istek, bir boşluk vardı. Gün geçtikçe cahil kalışının acısını seziyor, okuma yazma çareleri arıyordu.

211. Bu parçada sözü edilen kişiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hanisinde değinilmemiştir?

A)     Çıraklık kazancıyla ailesinin geçimini yüklenmesine.*

B)      Dürüst ve çalışkan olmasına.

C)      Yanında çalıştığı kişinin güvenini kazanmasına.

D)      Çalışmanın ona maddi kazanç sağlamasına

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Altmış yıllık ömrü boyunca ne yapabilirdi insan? Hangi zevkleri tadabilirdi insan? Ömrünüz ektiğiniz ağacın meyvelerini toplamaya yetmez miydi ki? Sizler önce insanlığın keşfetmiş olduğu her şeyi hiçbir zaman öğrenemezsiniz, işinizi tamamlayamazsınız anladık da, arkanızda bir ad da mı bırakmazsını; öyleyse yaşamayı bile beceremeden öldünüz demektir.

212.Parçanın yazarının, kendisi için, asıl yakındığı aşağıdakilerden hangisidir?

A)     İnsan ömrünün yeterince uzun olmasından.

B)      Her insanın ardında yeterince bir şeyler bırakamayışından.

C)      Yaşadığı yılları iyi değerlendirememekten.*

D)      Yeterince bilgi edinememekten.

 

 

 

 

 

 

Kişinin kendine saygı duyacak bir düzeye gelmesi çok önemlidir. Böyle kişiler kendine güvenir,kendisiyle gerçeklere dayanan bir övünmeye ulaşır. Niteliklerini ortaya döktüğü zaman gülünç duruma düşmez. Böyle kişiler toplumda da uyum içinde yaşar. Öyleyse iyi bir soyla ilişki, kişinin kendisi saygın bir kişiliğe ulaştığına inanmasıyla başlar. Bu inanmanın gerçek olması mutlaka gereklidir. Gerçek payı taşımayan bir güven, saygı.........

213.Bu paragraf, aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülemez?

A)     toplumun gözünde kişiyi değerli kılmaz.

B)      Sonunda gülünç durumࡡ düşmeyi engelleyemez.

C)      Başkalarının da sana saygı duymasına neden olur.*

D)      Çevreden iyi bir insan izlenimi bırakmayı sağlayamaz.

 

 

 

 

 

 

Türkiye, Türkiye,ay’lı yıldızlı

Türkiye,sen Mehmet’sin:

Omuzların Anadolu yaylası

Aladağlar, Toroslar dev gibi gövden

Sen şehit oğlu, şehit babası

Sana selem olsun dünyadan, hürriyetten.

214.Bu dizelerde vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Türk bayrağı aylı yıldızlıdır.

B)      Türkiye dağlık bir ülkedir.

C)      Mehmetçik Türkiye’nin kurtarıcısıdır.

D)      Güzel,güçlü,özgür bir Türkiye bize şehitlerin emanetidir.*

 

 

 

 

 

 

Dünyanın hangi diyarında görülebilen hallerdendir ki bizim köprü gibi genişliği yirmi beş metre olan bir geçit yerinde, herhangi bir kişi, sağ yay yoldan sol yay yola başı çevrik, sırıta sırıta yürüsün. Bizde böyle yürüyüşler, böyle dalgın dalgın gidişler varken; hangi yüzle belediyelerden geniş caddeler istiyoruz? Caddeleri genişleten nedenlerden biri de”uygarca yürümesini, geçmesini bilmek”değil midir?

215. Bu parçada vurgulanan düşünce hangisidir?

A)     İnsanlarımız caddelerde dalgın dalgın yürürler.

B)      Yürümesini bilirsek sokaklar genişler.

C)      Uygarlığın bir sergi yeri de sokaklardır.*

D)      Halk belediyelerden geniş cadde istemek hakkına sahiptir.

 

 

 

Dün akşam yine  yüce çınarın altında Meçhul Filozofla buluştuk. İnsanlığın ilk ayırt edici belirtisinin ne olduğunu sordum.  şu cevabı verdi:

–Yeryüzünde insanlık, tebessümün ilk görünüşü ile başlamıştır. İnsanlardan önce, bu kara toprak üzerinde tebessümden eser yoktu. Tebessüm insana özgüdür. Hiçbir hayvan tebessüm edemez .İnsanla hayvanın ayırt edici bir özelliğidir tebessüm.

216.Parçada, aşağıdaki düşünceyi geliştirme yollarından hangisinde başvurulmuştur?

A)     Tanımlama

B)      Örnekleme

C)      Tanık gösterme*

D)      Karşılaştırma

 

 

 

 

 

 

Günümüzde kentleşme, ne yazık ki, çok kez”eski evleri ağıt yakmadan yok etmek”diye tanımlanabilir. “Dün daha buradaydı!”dediğimiz canım yapılar, hızlı inen kazmaların altında bir günlük bile inildeyemeden,oyuncak çadırlar gibi buruşup düzleşiveriyorlar.

217.Paragarfın yazarını üzen nedir?

A)     Kentlerin hızla betonlaşması.

B)      Kentlerde yeterince yeşil alan bırakılmaması.

C)      Eski evlerin müze yapılmaması.

D)      Geçmişin anılarını yaşatan eski evlerin hızla yok edilmesi*

 

 

 

 

 

 

 

 

Kapıdan çıktıktan sonra bir defa arkama dönerek o büyük binaya  baktım. Büyük pencereleri, geniş merdivenli kapıları, ağaçlı yolları özümde tüttü. Ban çok hoş göründü. Fakat nedense düşüncem içini, biçimini hatırlamaktan hoşlanmadı.

218.Bu paragrafın yazarı için hangisi söylenemez?

A)     Yazarın, büyük bina ile ilgili anıları vardır.

B)      Yazar,sözünü ettiği binanın her şeyini sevmektedir.*

C)      Binadan ayrılıyor olması yazarı duygulandırmıştır.

D)      Yazarın bu binada hoşlanmadığı anıları da olmuştur.

 

 

 

”Ben dostlarımın bana sert davranmalarını istiyorum “Sen budalasın, saçmalıyorsun.”desinler bana. Ben dostlar arasında açık, yiğitçe konuşulmasını isterim;dostların düşünceleri ne ise, sözleri de o olmalıdır... Dostluk kavgacı olmadı mı, sağlam ve cömert de olamaz. Nazlı, yapmacık bir hava, birbirini kırma korkusu, rahat nefes aldırmaz...”

219.Yukarıdaki parçaya en uygun başlık aşağıdakilerden hangisi olabilir?

A)     Dostluğun Değeri

B)      Sert Davranış

C)      Dostluk Nasıl Kurulmalıdır?

D)      Gerçek Dostluk*

 

 

 

 

 

 

 

.Mutluluktan ayaklarımın yerden kesildiği olur. İçim içime sığmaz, hep hareket etmek, konuşmak,gülmek isterim. Mutluluğum beni güçlendiren bir aslan kesilir. Beni insanlar arasında güçlü kılar.  Zorluklar yenilir görünür. Günler hızlı geçer,sıkıcılığı yok olur. Çiçekler ne güzel; güneş aydınlık, yakıcı değil;geceler pırıl pırıl,karanlık yok ne içimde ne gecede...

220. Bu parça aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülemez?

A)     Mutluluk dilimde şarkı, içimde yürek.

B)      Kanatlıyım uçabilirim,kuş kadar hafifim.

C)      Ama ben yalnızlığımın acısını yudumluyorum köşemde.*

D)      İnsanlar  iyidir, kötülük silinir sözcük dünyasından.

 

 

 

 

 

“Vapur kamarasında, dilenci durumunda elini uzatıp kalan bilet memurunun karşısında, biletini aramak için ceplerinde ki varını yoğunu ortaya döken birisini düşününüz. Aman yarabbi! O ceplerde neler yok! Taşınmaktan kenarları  yıpranmış altı aylık mektuplar, ev senetleri, hesap pusulaları, reçeteler, tiyatro ilânı, yardım bileti, fıstık kabukları... Velhasıl Mahmutpaşa Yokuşu işportacılarında birbirini yadırgamadan aylarca beraber yaşayan türlü türlü hırdavat gibi kalabalık içinde bileti bulmak mümkün olur mu!...”

221.Aşağıdakilerden hangisi parça için en uygun başlık olur?

A)     Bilet Memuru

B)      Hırdavatçı

C)      Tertipli Olunuz*

D)      Mahmutpaşa Yokuşu

 

“Dünyada hiçbir dost, insana kitaptan daha yakın değildir. Yalnızlığımı unutmak, donuk hayatıma biraz renk katmak, biraz ışık vermek, darcık dünyamda bulamadığım şeyleri yaşamak için, tek çarem kitaplara sarılmaktır.”

222.Bu sözleri söyleyen kişiyle ilgili olarak, aşağıdaki yargılardan hangisine varılabilir?

A)     Yalnız yaşamaktan sıkıntı duymaktadır.

B)      Mutluluğu kitaplarda bulmaktadır.*

C)      Yaşamın durgun ve sıkıcı olduğuna inanmaktadır.

D)      Dostlarının gerçek dost olmadığı düşüncesindedir.

 

 

 

 

 

 

“Çocuk bir tavuğun boynunu sıkar; kediyi, köpeği oyuncak edip yara bere içinde bırakır; anası da ona bakıp eğlenir. Kimi baba da oğlunun, savunmasız bir köylüyü, bir uşağı öldüresiye dövdüğünü,bir arkadaşını aldattığını gördüğü zaman, bunu yiğitlik belirtisi sayarak sevinir. Oysa bunlar zalimliğin,zorbalığın, dönekliğin asıl tohumları, kökleridir; çocuklukta filizlenir,sonra alışkanlığın kucağında alabildiğine büyüyüp gelişir.”

223.Bu parçada asıl anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?

A)     En büyük kötülükler, küçük yaşta belirmeye başlar.

B)      Çocukta kötü eğilimleri hoş görmek tehlikeli bir eğitim yoludur.*

C)      Alışkanlığın insan hayatındaki gücü ve etkisi çok önemlidir.

D)      Kötü alışkanlıklar çocuklukta başlar ve giderek yerleşir.

 

 

 

 

 

“Çoğu zaman bilgiçlik arzusu bilgisiz görünmek endişesinden kaynaklanır. Bilgilerinin çokluğunu göstermek, anlatmak için fazla konuşanlar bilgilerinden memnun olmayanlardır. Aşırılığa kaçan her şeyde gizlenmek,saklanmak istenen bir şey vardır. Anormal olan her şey normal olamayan bir nedene dayanmaktadır.”

224.Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Aşırı görünmeye çalışmak önemli eksikliklerimizden birdir.

B)      Çok konuşmak bilginin eksikliğinden çok bir alışkanlıktır.

C)      Normal kabul edilen her şeyde bir anormallik de bulunabilir.

D)      Bilgiçlik taslayanlar,bilgisizliklerini saklamak çabasında olanlardır.*

“Bazı dinleyiciler konuşmayla değil de, konuşmayı yapanla ilgilenirler. Konuşanın elbisesi,saçlarını tarayıp taramadığına, el yüz hareketlerine bakarlar. Konuşanın giyinişi, kılık kıyafeti iyi bir dinleyiciyi ilgilendirmez. Onu ilgilendiren konuşanın anlattıkları, o konu üzerinde düşündükleridir.”

225.Bu parçada vurgulanmak istenen nedir?

A)     İyi bir dinleyici, konuşanla değil konuşulanla ilgilenir.*

B)      Konuşmacının giyim kuşamı dinleyicileri etkiler.

C)      Konuşmacı hem giyimle hem düşüncesiyle dinleyenleri etkiler.

D)      Jest ve mimikler, iyi bir konuşmanın tamamlayıcı unsurlarıdır.

 

 

 

 

 

 

“Eğitimim sırasında birkaç kez tökezledim, her seferinde doğrulup yeniden başladım. Artık bu sefer son, başaramazsam bırakırım demedim. Olmayınca yeni bir yolu denemeye koyuldum, bir çıkış yolu buluncaya dek, belki bulduğum, istediklerimin en iyisi değil; ama bir şeyler bulmanın sevincini tatmak da bir başka güzellik bence. Sıkıntılar, umutsuzluklar içinde bir yol bulmak, kolayı sonuçlandırmaktan daha zevk verici. Koşullar ne olursa olsun yaşamayı bilmek, onu severek sürdürebilmek güzelliklerin en güzeli...”

226.Bu sözleri söyleyen kişi için, aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)     Umutsuzluklardan güç alıyor.

B)      Güzeli bulmanın sevincini yaşayabiliyor.

C)      Hayatta her istediğini gerçekleştiriyor.*

D)      Yaşama sıkı sıkıya bağlıdır.

 

 

 

 

 

 

 

“Rahatımı kaçıran bir saplantıyı başımdan atmak için kitaplara başvurmak, bildiğim en iyi yoldur. Hemen beni kendilerine çeker, içimdekinden uzaklaştırırlar. Öyleyken onları, yalnız daha gerçek, daha canlı, daha doğal rahatlıklar bulmadığım zaman aramama hiç de kızmaz, her zaman aynı yüzle karşılarlar beni.”

227.Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Kitaplar insanı saplantılarından kurtarır.

B)      Kitaplar insanı kendilerine çeker.

C)      Kitaplar hoşgörülü, sadık dostlara benzer.

D)      Kitap insanın her şeyi demektir.*

 

 

“İnsanlar kalabalık içinde yaşamayı, yalnız ve rahat yaşamaya daima  tercih etmişlerdir. Yalnız trenler, yataklı trenler hariç. Kalabalıktan en hoşlanan insan bile, vagona ayak attı mı , derhal bir yalnızlık hastalığına tutulur. En candan dostunu bile yanında istemez. Dost şöyle yakın bir kompartımanda olsa da ara sıra  gidilip görülür. “

228.Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A)     İnsanlar tren yolculuğunda bencilleşebilirler.*

B)      Bazı insanlar yalnızlığı severler.

C)      Yakın dostlarla yolculuğa çıkmak güzeldir.

D)      İnsanlar kalabalıkta yaşamayı severler.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“Mutlu olmak, insanı mutlu etmek için yazıyorum. O anda bulundukları duygusal ve ruhsal ortamdan onları uzaklaştırıp,bir başka ortama çekip bir parçacık onları değiştirebiliyorsam bu benim için bir başarıdır.”

229.Bu sözler, aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?

A)     Okuyucularda aradığınız şey nedir?

B)      Sizce başarı ne demektir?

C)      Ne için yazıyorsunuz?*

D)      Okuyucunuza vermek istediğiniz nedir?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“İnsanın doğal kişiliğini yaratan kültürdür. Bu kültüre kavuşmuş insan, dünya kültürünü de özümserse, o zaman büyük yaratıcı olur. Kendi kültürüne sırtını dönmüş, kendi kültürünü yok sayan insan yaratıcı olamaz.”

230.Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden  hangisidir?

A)     Her sanatçının yapıtları, yaşadığı toplumun izlerini taşır.

B)      Kendi çevresini anlatan sanatçı konu darlığı çekmeyeceğinden evrenselleşir.

C)      Sanatçının yaratıcılığı yetiştiği ortama bağlıdır.

D)      Yaratıcılık ulusal ve evrensel kültürün özümsenmesiyle gerçekleşir.*

“Sırtında beyaz ceket, başında aşçı külahı bulunan bir adam, ağır bir tencere sürükleyerek güvertenin parmaklığına kadar koştu;parmaklığın üzerinden aştı, ilkin tencereyi fırlattı,arkasından  da   kendisi  ırmağa atladı. Bir kadın, arkasından karanlık sulara baktı; elleriyle gözlerini kapayarak yere yığıldı.”

231.Bu parçada aşağıdaki anlatım yollarından hangisi kullanılmıştır?

A) Öyküleme *                                 B) Betimleme

C) Açıklama                                    D) Karşılaştırma

 

 

 

 

 

 

 

“Başaltı bir karanlık, ışıl ışıl bir ıslaklık, tuzlu sular iniyor duvarlardan damar damar... Kül kokusu geminin yaşı kadar yaşlanmış. Ranzalar iki sıra üst üste...  Bir gemici feneri, tavanında asılmış da ölmemiş bir adam gibi bakıyor. Ranzaların üzerinde kara, loş gölgeler.  Her gemici soyunurken duvardaki gölgesi de soyunuyor.”

232.Bu parçada hangi anlatım yolundan yararlanılmıştır?

A)     Tasvir ( betimleme) *

B)      Hikâye  etme( öyküleme)

C)      Açıklama                       

D)      Tanımlama,

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

233.   Aydın,  karşılaştığı her meseleyi yeniden irdeleyen insandır. Fikirler, üzerinde düşünülmeyince basmakalıp hâle gelirler; bir nevi batıl inanç şekline girerler. Aydın, başkalarından önce kendi kendine karşı hür olan insandır. Onun için hakikât, en üstün kıymettir.

 

Paragrafın konusu nedir?

 

A)     Düşünce hürriyeti

B)      Batıl inancın tehlikeleri

C)      Aydının özelliği*

D)      Hakikâtin önemi

 

 

 

 

 

 

 

234.

1.        Bunun içinde doğdukları şehre, bir sevgi ile bağlı kalırlar.

2.        İnsanlar onlarla iftihar ederler.

3.        Yeryüzünde insanların meydana getirdikleri en muhteşem en ömürlü eserler şehirlerdir.

4.        Şehirlerin   kimler tarafından kurulduğu bilinmez.

5.        Herkes onları kendi eseri sayar.

 

Yukarıdaki cümlelerle bir paragraf oluşturulduğunda sıralama nasıl olur?

 

A) 2- 1- 4- 5- 3                 B) 1- 2- 4- 3- 5

C) 3- 4- 5- 2- 1 *                D)  4- 5 –1- 2- 3

 

 

234.  Tertemiz bir defterim yazılmamış.

Bir ırmağım,  yolu çizilmemiş.

Bir dünyayım,  keşfedilmemiş.

Sana emanetim, öğretmenim.

 

Şiire göre, çocuk için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

 

A)     Yeni şeyler öğrenmeye hazır olduğu

B)      Eğitilmeye muhtaç olduğu

C)      Yeni yerler keşfetmeyi istediği*

D)      Özen gösterilmeyi beklediği

 

 

 

 

 

 

 

 

 

235.  Olduğun gibi görünmek, göründüğün gibi olmak” herkesin başkalarından beklediği bir davranıştır. İnsan, kendisinin öyle davranıp davranmadığını tartışmak bile istemez. Çünkü kendisinin olduğu gibi göründüğünden , göründüğü gibi olduğundan emindir. Bu bencilliğimizi bir yenebilsek! Önce kendimizi eleştirmeyi bir başarabilsek ne güzel olur!

 

Paragrafın ana düşüncesi nedir?

 

A)     Bencillik özeleştiriyle yenilir.*

B)      Her insan eleştirilebilmelidir.

C)      Eleştiri kırcı olmamalıdır.

D)      Her insanda bencillik vardır.

 

 

 

 

 

 

 

236.  Tutunduğum bir dalsın sen

Dudaklarımda balsın sen

Doyumsuz bir masalsın sen

Dinlerken coşarım Türkçe’m!

 

Şiirin teması nedir?

 

A)     Türkçe’nin inceliği

B)      Türkçe sevgisi*

C)      Türkçe’nin  zenginliği

D)      Türkçe’ye duyulan özlem

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

237. “Dünyanın öbür ucundaki bu küçük adada 700 dil konuşuluyordu.  Bunlara bir de 300 lehçe ve şive eklenirse, kabileler arasında........”

Paragrafın sonundaki boş bırakılan yere, aşağıdaki- lerden  hangisi getirilmelidir?

 

A)     Sağlam bir diyalog  olduğu görülür.

B)      Ne güzel bir diyalog olduğu anlaşılır.

C)      Böyle bir diyaloga insan gıpta etmez mi?

D)      Diyalog nasıl kurulur bilemem.*

 

 

239.Neşeli bir yüz hem kendisine hem başkasına aydınlık verir. Ruhun aydınlanması, ısınması neşe ile olur.  İçteki bahar iklimi ancak onunla çehrede bir tebessüm olur, çiçeklenir.

 

Paragrafa göre, aşağıdakilerden hangisi neşe ile ilgili bir özellik değildir?

 

A)     İnsanın ruhunu aydınlatması

B)      İnsanlara huzur vermesi

C)      İnsanları gençleştirmesi*

D)      Hayatı güzelleştirmesi

 

 

240.   Çalınan kapıların ardında güz telâşı

Itırlı pencereden sızan eski bir güzel

Nar ağaçlarında serçe gözyaşı

Pembe bulutlarla çekip gitmiş o güzel

Eylül çıkarmasında düş kırıklığı tel tel

 

Şair için aşağıdakilerden hangisi söylenir?

 

A) Hüzünlü   *                  B) Sıkılgan

C) Umursamaz                D) Yılgın

 

 

241.  Sait Faik’i  Sait Faik yapan güç, onun kendi yaradılışını, kişiliğini, yeteneklerini iyi seçip bunun dışına çıkmaya hiç özenmeyişidir.  Onun, her hikâyesinde kendini anlattığı halde, bizi usandırmayışı, her defasında bir başka yanını sunuşundadır. Onda yapmacıklık yoktur. Her hikâyesine ustalığının ve kendine özgü şiirselliğinin damgasını vurmuştur. Edebiyatımızda ayrı bir yeri vardır. Benzersizdir.

 

Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?

 

A)     Sait Faik, hiçbir zaman taklitçiliğe yönelmemiştir.

B)      Sait Faik’in içten, doğal bir anlatımı vardır.

C)      Sait Faik’in anlatımı akıcı ve etkileyicidir.

D)      Sait Faik, kendisinden sonraki hikayecileri etkilemiştir.*

 

 

242.  Öyle bir ülke bulsam ki

Sarsa beni binbir rengi

Her an değişse ahengi

Ufkunda olmasa akşam.

 

Dörtlüğün teması nedir?

 

A) Özlem                                  B) Üzüntü

C) Hasret                                   D) Yalnızlık*

 

 

 

 

 

 

243.  “Artık, dağlar sırtlarından kürklerini attılar; fakat henüz sabahları serince olduğu için omuzlarına süslerden birer atkı alıyorlar. Şimdi rüzgârlar da kuru ağaç denizlerinde pek deli gibi koşmuyorlar. Bitkilerin karnavalı ilkbaharda. Her dalın üzerinde renkli ve güzel kokulu ipeklerden ufacık maskeler kıpırdıyor.”

 

Bu tasvirde hangi duyu organlarımızdan yararlanılmamıştır?

 

A) Görme                          B) Dokunma

C) Koklama                       D) Tatma*

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

244.   “Ankara’yı çok severdi Ataç. Başkentin havasını devlet merkezi oluşundan değil, kendini orada mutlu bulduğu için benimsemişti. Taşı ile toprağı ile insanları ile Ankara onu çekiyordu. Ataç geleceğe özlem duyan bir adamdı. Belki de yarınlarımızın sembolü saydığı için Ankara’ya böyle sıcak bir sevgi ile bağlanmıştı. Çoğu aydınların tersine başkentte canı sıkılmayan Ataç, İstanbul’a az gelir, burada az kalırdı. Hemen her seferinde de bana uğramayı ihmâl etmezdi. Kimi zaman benim odamda oturur,  çeşitli konular üzerinde saatlerce konuşurduk.”

 

Parçadan çıkarılamayacak yargı aşağıdakilerden hangisidir?

 

A)     Ataç, İstanbul’u çok karmaşık bir şehir olduğu için sevmezdi.

B)      Ankara’yı çağdaş Türkiye’nin ilk basamağı olduğu için seviyordu.

C)      Ataç, Ankara’da kendini mutlu hissediyordu.

D)      Aydınlarımız genellikle Ankara’yı sevmezler.*

 

 

 

 

 

 

 

“......Dolmuş  şoförünün bize senlikle hitap etmesi, sokakta ayağımıza basan birinin affedersiniz ile demeden yüzümüze , ne olmuş sanki der gibi bakıp geçmesi, kuyrukta beklerken sırada olmayan birinin bilet alması, sinemada filmin en heyecanlı  yerinde arkamızda yüksek sesle konuşulması ve daha buna benzer birçok şeyler hepimizin neşesini kaçırır, insanlardan soğumamıza sebep olur; hatta birçoğumuzu karamsar bile yapar.

        Peki mademki bu gibi hareketler hoş değildir, canımızı sıkıyor, bizi üzüyor, neden yapıyoruz. Sebebi aslında çok basittir; çünkü kaba olmak, düşüncesizlik etmek kolaydır. Nezaket;düşünmek, başkalarını düşünmek, kendimizi onların yerine koymak, bize hoş gelmeyen şeyleri başkalarına yapmamak veya bize yapılmasını istediğimiz şeyleri başkalarına yapmak sanatıdır.

 

(245.,246.,247. soruları parçaya göre cevaplandırınız.)

 

245.Bu parçada toplum kurallarından hangisine değinilmemiştir?

 

A)     Sinemada yüksek sesle konuşmamak

B)      Sokakta ona buna çarpmadan yürümek

C)      Bilet alırken sıraya girmek

D)      Taşıtlara sıraya girerek binmek*

 

 

246.Yazar, toplum kurallarına uymayan insanların davranışlarını hangi nedene bağlıyor?

 

A)     İnsanların bu konudaki eğitimsizliğine

B)      Bilgisizliğe ve deneyim eksikliğine

C)      Kural dışı hareket etmenin kolay oluşuna*

D)      Birlikte yaşama alışkanlığının kazanılmamasına

 

 

 

 

247.Yazar, nezaket kavramını yorumlarken aşağıdakilerden hangisine değinmemiştir?

 

A)     Kendimizi başkalarının yerine koyarak hareket etmek

B)      Bizim hoşlanmadığımız hareketleri başkalarına yapmamak

C)      Başkalarının nelerden hoşlandığını bilip öyle davranmak*

D)      Bencilliğimizden kurtulmak, başkalarını da düşünmek

 

 

 

 

 

 

248.    “ Bahar aylarında kırlara çıktığınızda çiçek toplamayı sevmez misiniz? Dağlarda dolaşırken önümüzden tavşanın koşmasını, bir kayanın tepesinde dağ keçilerinin, yaban koyunlarının, geyiklerin zıplamasını istemez misiniz? Temiz sularda yüzmek,başınızı dibe eğdiğinizde pırıl pırıl balıkların size baktığını; yosunların akıntıyla bir o yana bir bu yana sallandığını görmek sizi mutlu etmez mi? Güneşin batışını izlerken ufukta sürü sürü kuşun uçtuğunu görmek, ya da yanı başınızda  bir yaban kuşunun ötüşünü duymak hoşunuza gitmez mi? Herhalde hepiniz buna “evet”diyeceksiniz. Öyleyse size kısa bir önerim var....”

 

Bunları söyleyen kişinin önerisi aşağıdakilerden hangisi olabilir?

 

A)     Doğanın güzelliklerinden zevk alınız.

B)      Temiz denizlerimizde bol bol yüzünüz.

C)      Doğayı koruyunuz,korunmasına yardımcı olunuz.*

D)      Bahar aylarında kırlardan çiçek toplayınız.

 

 

 

 

 

 

 

 

Ne yapmalı da ormanlarımızı kurtarmalıyız. Korucuları mı çoğaltmalı? Yoksa halkımıza ormanların faydalarını; ormanlardan kereste, odun elde ettiğimiz; ormanların havayı temizlediğini; ormanların çayları, derleri beslediğini; kuraklığın, kıtlığın önüne geçtiğini; ormanların yamaçlarından toprağın akıp gitmesine karşı koyduğunu mu anlatmalıyız?Ama halkımıza ilkin ormanın bir ağaç tarlası olmadığını, orman toprağının da tarım toprağı olmadığını anlatarak, onun orman anlayışında bir değişiklik yapmalıyız.

 

 

(249.ve 250. soruları parçaya göre cevaplayınız.)

 

249.Parçada ormanların yararlarından hangisine değinilmemiştir?

 

A)     Havayı temizlediğine

B)      Çevremize doğal güzellik verdiğine*

C)      Kereste, odun ihtiyacını karşıladığına

D)      Toprak kaymasını önlediğine

 

 

 

 

 

 

 

250.Ormanalrımızı nasıl koruyabiliriz?

 

A)     Korucuları çoğaltarak

B)      Halka ormanların yararlarını anlatarak

C)      Orman cezalarını artırarak

D)      Halka ağaç sevgisi ve ağaç bilinci aşılayarak*

 

 

251. “Bir yazı okudum geçenlerde. Beğenmedim o yazıyı. Yalnız beğenmemek değil, iyice kızdım, tepem attı. Yazar, şu ‘ağırbaşlı’, ‘bilgin’ kimselerden olacak, öğütler veriyordu gençlere; kitabı nasıl okumalı, onu anlatıyordu.”

 

Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilirse, paragraf en uygun biçimde tamamlanmış olur?

 

A)     Onlar, size en iyi kitapları gösterirler. Böylece kitap seçmek derdinden kurtulursunuz.

B)      Okumak için başkalarının dediklerine aldırmayın. Benim dediklerimi de dinlemeyin.*

C)      İster beğen ister beğenme, mutlaka benim seçtiklerimi oku.

D)      Okuma alışkanlığı kişiden kişiye değişse de, insana sağladığı yarar çok fazla değişmez.

 

 

 

 

 

252.  Şimdiye kadar yaptığım hiçbir şeye mükemmel diyemedim. Her yaptığımın bir eksiği, kusuru, yanlışı vardı. Bugün tüm yaptıklarımın daha iyisini yapabileceğim kanısındayım.

 

Bunları söyleyen yazar için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

 

A)     Kendini beğenmiş*

B)      Zor beğenen

C)      Kendi eksiğini görebilen

D)      Alçakgönüllü

 

 

 

253. Ülkemizde okunmak, kitaplarımıza tiraj sağlamak genel bir sorundur. Nüfusu bizimkinden az ülkelerde kitap tirajlarının yüksek olduğunu biliyoruz. Maddi ve kültürel kalkınmasını  başarmış toplumlarda durum çok iyi.  Büyük çoğunluğu henüz geçim derdinden kurtulamamış ve okuma yazma öğrenememiş toplumlarda tirajlar düşük. Biz bunlardan biriyiz. Eğitim koşulları, anadili ve edebiyat öğretiminin olumsuz durumu her türlü edebiyat verimlerinin okunurluğunu iyice düşürüyor. Bu sorunlar çözülmedikçe okunurluğu artırmak çok zordur.

 

(253, 254, 255,256. soruları parçaya göre cevaplandırınız.)

 

253. Parçada sözü edilen sorun için aşağıdakilerden hangisi bir çözüm yolu değildir?

 

A)     Toplumsal yaşamı belli bir düzeye getirmek.

B)      Eğitim alanında yeterli çalışmaları yapmak.

C)      Anadili öğretimine önem vermek.

D)      Kitap, dergi, gazete basımını artırmak.*

 

 

 

254.Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

 

A)     Türk toplumunun okuma alışkanlığının olmamasına

B)      Nüfusu az olan ülkelerin bile okumada bizden önde olmalarına

C)      Türk toplumunun yaşam koşullarının zayıflığına

D)      Sorunun öncelikle eğitim alanında çözülmesi gerektiğine*

 

 

 

 

 

 

 

 

255.Bu parçaya konabilecek en uygun başlık aşağıdakilerden  hangisidir?

 

A)     Kitaplar ve Okunurluk*

B)      Nüfus ve Eğitim

C)      Okumanın Önemi

D)      Anadil Öğretimi

 

 

256.“Geçim derdinden kurtulamamak” sözünü aşağıdakilerden hangisi en iyi açıklar?

 

A)     Yeterli kazancı sağlayamamak*

B)      Mutsuz bir yaşam sürmek

C)      Gerektiği gibi yaşayamamak

D)      Başkalarının yardımıyla geçinmek

 

 

257. “Yenilik getiren her büyük sanatçıda  eskiye bakan bir taraf vardır. Mâziyi inkâr ettiğiniz an sanat kendiliğinden durur.”

 

Aşağıdaki atasözlerinden hangisi, paragrafta belirtilen düşünceyle çelişir?

 

A)     Atatalar sözünü tutmayanı, yabana atarlar.

B)      Atanın sanatı oğula mirastır.

C)      Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı.*

D)      Sanatı ustadan görmeyen öğrenemez.

 

 

258.“Bizde anlaşılmaz veya anlamsız şiirlere alkış tutanlar varsa da niçin alkış tuttuklarını anlatanlar yoktur. Bu bakımdan iş, eleştirmenlere değil, bu çeşit şiirleri yazanlara kalmaktadır. Şairlerimiz de susuyor.  Bir konuşsalar, o anlamadığımızı sandığımız şiirler anlaşılacak. Biliyorum, “Şairin işine karışılmaz, o istediği gibi yazar, isterse açıklar, anlamazsan okumazsın!” diyenler bulunacak. Böyle düşünenlere cevabım şudur: “Doğrudur, şairin işine karışılmaz, yalnız şu var ki dil bir toplum içinde yaşayan insanların birbirleriyle anlaşmak ihtiyacından doğmuştur. Böyle bir görevi olan dili anlaşılmamak için kullanmak olmaz. Çünkü şiiri yaşamak, okuyucu ile şiirin kaynaşmasıdır. Bu bakımdan şairin yazdığı yalnız kendisinin değil, bir o kadar da okuyucunundur.”

(258 ve 259 soruları parçaya göre cevaplayınız.)

 

258. Paragrafta konuşan kişinin şairden beklediği nedir?

 

A)     Şiirleriyle okuyucuyu farklı dünyalara götürmesi

B)      Her şiirde yoğunluğu yakalayabilmesi

C)      Şiirlerinde okuyucunun anlayabileceği bir dil kullanması*

D)      Okurlarının beğeni duygularına göre şiir yazması

 

259.Bu paragrafta aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

 

A)      Şairlerin anlamsız şiirler yazanları eleştirmeleri gerektiğine

B)        Güç anlaşılır şiirlerin bile beğeni topladığına

C)       şairin şiirini oluştururken özgür olduğuna

D)       şirin yalnızca şairi anlatması gerektiğine*

 

 

260. Sevgiye her zamankinden daha çok  ihtiyacımız var. Bu sözcüğün, bu kavramın alanını daha da genişletmemiz gerekir. Çünkü giderek sevgisiz bir toplum oluyoruz. İnsanlarımız, sevgiden  uzaklaşıyor, oysaki daha güzel yaşamak için sevginin odak noktası olduğunu biliyoruz. Doğayı, hayvanları, insanları sevmiyoruz. Edebiyatı, sanatı sevmiyoruz. Günlük yaşamımızda sevgi denen bir şey yok. Yolda yürümek, araba kullanmak hep bir rekabeti, ama hırsı, şiddeti barındıran bir rekabeti içeriyor. Giderek çıldırmış bir insan topluluğuna doğru yol alıyoruz. Oysaki insanoğlunun daha hoşgörülü, daha kibar, daha sevgi dolu olması gerektiğini düşünüyorum. Karanlıkların, şiddetin geride kalması gerekiyor.

 

(260 ve 261. soruları parçaya göre cevaplandırınız.)

 

260. Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir?

 

A)     Sevgiye verilen önemin artmasından*

B)      Toplumun giderek duyarsızlaşmasından

C)      İnsanların hoşgörüden uzaklaşmasından

D)      İnsanların edebiyatı ve sanatı önemsememesinden

 

 

261.Parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

 

A)     Sevgi, bütün güçlüklerin çözümü, mutlulukların da kaynağıdır.

B)      İnsanlar sevgiyi bulduklarında yaşamlarını kolaylaştırmış olurlar.

C)      İnsanların mutlu olmalarının ilk şartı, kendileriyle barışık olmalarıdır.

D)      Toplumdaki aksaklıkların, şiddetin temelinde sevgisizlik yatar.*

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

262. Günlük gazetelerin fıkra yazarları, Türkiye’de her konuda yetkili ve etki gücü yaygın kişilerdir. Ben bu yazarlara hep şaşarım. Yılın üç yüz altmış beş günü ve yıllar boyunca nasıl konu bulur, sütunları nasıl doldururlar diye. Şaştığım bir başka nokta da bu yazarların her konuda yetkili, yetkili de laf mı “otorite”olmaları, daha doğrusu o edayı taşımaları.  Siyaset, askerlik, kültür, edebiyat... Hangi dala el atsalar o konuda otoritedir fıkra yazarları.  Her şeyin doğrusunu onlar bilir, halkı onlar aydınlatır, yani bizim fıkra yazarları birer bilim ve sanat kumkumasıdır.

 

(262, 263 ve 264. sorular parçaya göre cevaplandırılacaktır)

 

262.Bu parçada fıkra yazarları ile ilgili olarak aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir?

 

A)     Yazmak için konu bulma sıkıntısı çekmemelerinden

B)      Türk toplumu üzerinde söz sahibi olmalarından

C)      Topluma doğruyu göstermekle görevli olduklarından*

D)      Kendilerini er konuda yetkili hissetmelerinden

 

 

 

263.Bu parçaya konabilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?

 

A)     Fıkra Yazarları*

B)      Fıkra ve Eleştiri

C)      Gazete Yazıları

D)      Bilim ve Sanat

 

 

264.”Bilim ve sanat kumkuması”sözüyle anlatılmak istenen nedir?

A)     Fıkra yazarlarının düşünen ve duyan insanlar oldukları

B)      Fıkra yazarlarının her konuyla ilgilenmeleri*

C)      Fıkra yazarlarının halkı aydınlatmaları

D)      Fıkra yazarlarının nesnel olmaları

 

 

265. Gerçek sanatçı, çocuktan uzakta değildir. Sanatçı ister evrensel duygularla insanlık için yazmış olsun, isterse eğitsel amaçla çocuklar için, her iki durumda da ortaya konan yapıt çocuklara sunulabilir. Ancak evrensel ölçüde ve çocuk dilinin üstündeki yapıtlar çocuklar için özetlenmelidir. İşte çocuk yazını, sanatçının böylesine bilerek ortaya koyduğu yapıtlar ile çocuğa yakın özgünlükteki yapıtları kısaltmasından kurulan bir harmandır. Bu harmanda sanatçı ile eğitimci işbirliği gönül birliği etmiştir. Çocuğu yüksek sanat duygusuna, ince beğenilere ve gerçek yazın sevgisine ulaştırmanın merdivenlerini, en sağlam araç olan çocuk yazını ile kurmak olanࡡklıdır.

( 265,266, 267.soruları parçaya göre cevaplandırınız.)

265.Parçaya göre aşağıdakilerden hangisi çocuk kitaplarında bulunması gereken bir özellik değildir?

 

A)     Çocukların anlayabileceği bir dille yazılması

B)      Çocuğa okuma alışkanlığı kazandırabilmesi*

C)      Yalnızca sanat zevki vermesi

D)      Eğitim amacına hizmet etmesi

 

 

 

266.Bu parçaya konabilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?

 

A)     Çocuk Kitapları

B)      Çocuk  Yazını*

C)      Sanat Eseri ve Çocuk

D)      Sanatçı ve Çocuk Eğitimi

 

 

267.Bu parçada aşağıdakilerden hangisinden söz edilmemiştir?

 

A)     Çocuğa okuma alışkanlığı kazandırmak nitelikli sanat eserleriyle gerçekleşir.

B)      Sanatçı ve eğitimci çocuk yazını oluşturmada birlikte çalışmalıdır.

C)      Çocuk kitapları, eğitimin vazgeçilmez parçalarından biridir.

D)      Her sanatçı, çocukların seviyesine uygun eserler yazabilir.*

 

 

 

268. Sait Faik, bizi yanıltmayan bir hikâyecidir. Bütün hikâyeleri belirli bir eksen çevresinde döner; kendi kendisiyle çelişkiye düşmez. Okuyucu, onun hikâyelerinde  ne anlatmak istediğini kavramakta zorlukla karşılaşmaz. Çünkü o, belirli bir tutumun içindedir; hiçbir hikâyesinde bu tutumunu değiştirmemiş, aykırı bir yola sapmamıştır. Hikâyelerini okur ve anlarız. Severiz üstelik de. Bize yabancı değildir anlattıkları; anlatımı da ilgimizi çeker. Hikâyelerinde de kendimizi, ya da bize benze kişileri buluruz.

 

(268 ve 269. soruları parçaya göre cevaplandırınız.)

 

 

268.Parçaya göre Sait Faik için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

 

A)     Her hikâyede üslubunu değiştirir.*

B)      Anlaşılır bir dille yazar.

C)      Halktan kişileri  anlatır.

D)      Okuyucu tarafından her zaman beğenilir.

 

 

269.”Hikâyelerinde ya kendimizi ya da bize benzer kişileri buluruz.”cümlesiyle anlatılmak istenen nedir?

 

A)     Çevremizdeki insanların başından geçenleri anlatır.

B)      Belli bir çevrenin seçkin tabakasını anlatır.

C)      Her insanın yaşadığı yada yaşayabileceği olayları anlatır.*

D)      Gerçekleri değil, hayâl  dünyasında yaşattıklarını anlatır.

 

 

 

 

270. “Bana özgü, sana özgü, ona özgü davranışlar öylesine az ki. Yaşama deyince ortada herkesçe bilinenler, herkesçe söylenenler, herkesçe yapılagelenler var yalnız. Önemsiz ayrıntı gözüyle bakılıyor ötesine. Tek bir kaygı geziyor ortada: “Başkaları ne der?”kaygısı. Öylesine koşulmuş ki bu yaşayışa çok kişi, su gibi, hava gibi vazgeçilmez bir yapıya bürünmüşüz.”

 

(270,271,272. sorular parçaya göre cevaplandırılacak.)

 

270. Bu parçada aşağıdakilerden hangisinden yakınılmamaktadır?

 

A)     İnsanların yeterince kendileri olamamasından

B)      Çoğunluğun kabul ettiği değerlerin yaşama diye adlandırılmasından

C)      Davranışların toplum tarafından kontrol edilmesinden

D)      İnsanların toplum kurallarına yeterince önem vermemesinden*

 

 

 

 

 

271.Bu parçada anlatılmak istenen asıl düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

 

A)     Çevrenin insanı kontrol etmesi kimi zaman yanlıştır.

B)      İnsanların toplum baskısından kurtulmaları gerekir.

C)      Birey belli kalıpları göz ardı ederse mutlu olur.

D)      Özgürce yaşamak her insanın hakkıdır.*

 

 

 

 

 

 

 

272.Parçaya göre insanların istedikleri gibi yaşayamamalarının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

 

A)     İnsanların durumlarını kabullenmeleri

B)      Bireylerin farklılıklarının yadırganması*

C)      İnsanoğlunun geleneğe bağlılığı

D)      Çevredeki insanların değer yargıları

 

 

 

 

 

273. Söz ezberciliğe geldi mi kalabalık bir koro sesi kaplıyor ortalığı: Kafayı tıka basa doldurmak hiçbir işe yaramaz. Öğrencilere yaratıcı olmayı öğretmek gerek. Anlamadan biriktirilen bilgiler insanı serseme çevirir... İyi, güzel bütün bunlar. Gene de sözden öteye geçilmiyor. Gerekeni gerektiği gibi yapan az. Ezberciler,  kendilerine aktarılanları kendilerinden sonrakilere ezberletiyorlar.  Böylece pek çok önemli konuda başımıza gelen şey ezbercilikte de yakamızı bırakmıyor. Ezbere yaşamadan başka bir şey kalmıyor geriye.

( 273,274,275. sorular parçaya göre cevaplandırılacaktır.)

 

273.Bu parçada aşağıdakilerden hangisinden yakınılmamaktadır?

 

A)     Gereksiz bilgilerin çokluğundan

B)      Ezberin, anlamaktan önemli olduğundan

C)      Öğrencilere üretken olmayı öğretememekten*

D)      Hiç kimsenin üzerine düşeni yapmamasından

 

 

274. “Ezbere yaşamak”sözünü aşağıdakilerden hangisi en iyi açıklar?

 

A)     Hiçbir şeye gereken değerin verilmemesi

B)      Hayatın anlamadan yaşanmaya çalışılması*

C)      Yaşamdaki her şeyin anlamsızlığı

D)      Duyulanların yaşananlardan önemli olması

 

 

275.Bu parçada asıl anlatılmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

 

A)      İnsanlara fikir sahibi olmadan bilgi sahibi olmaları öğretilmelidir.

B)       Ezbere öğretimin öğrencilere gerçek bilgiyi vermesi düşünülemez.*

C)       Eğitim konusunda, ilgililerin görevlerini aksatmadan yapması gerekir.

D)       Eğitimin düzelmesine ilişkin düşüncelerde hemen uygulamaya geçilmelidir.

 

 

 

276. Okuma, kişiyi bilgili yapmakla kalmaz, ona erdem ve onur kazandırır. Bir bakıma insanın yeryüzündeki varlığını etkiler okuma. Zamanı en olumlu yönde değerlendiren  bu eylem, kitapların sonsuzluğuna vardırır kişiyi. Kitap  zaman içinde insanın varoluşun gösteren önemli bir kültür belgesidir. İnsanı çağdan çağa taşıyan, onun sonsuzluğunu belgeleyen uygarlığın bir simgesidir kitap.  İnsana bunca yakın olan bir aracın değerlendirilmesi, okumanın o geniş anlamına götürür düşünceyi. Yani insan düşündüğü oranda var olur. İyi anlama, yerinde yorumlar yapma alışkanlığı kazandırır. İyi anlama kişiyi yanılgılardan kurtarır, yerinde yorumlar yapabilme de kuşkudan.

 

( 276, 277. soruları parçaya göre cevaplandırınız.)

 

 

276.Aşağıdakilerden hangisi kitabın insana kazandırdığı özelliklerden biri değildir?

 

A)     Bireyin düşünme yeteneğini geliştirmesi

B)      Bilginin yanında ahlâki nitelikler kazandırması

C)      Zamanı olumlu yönde değerlendirme gücü kazandırması

D)      Toplum içinde başarı ve güven kazandırması*

 

 

277. “İnsanı çağdan çağa taşımak”sözleriyle anlatılmak istenen nedir?

 

A)     Bireyi topluma kazandırmak

B)      Bireyi düşünmeye alıştırmak

C)      Bireyi yanılgılardan kurtarmak

D)      Bireyi farklı dünyalara götürmek*

 

 

 

278. Sanatçı, insancıl olacak, savaşçı olacak, halkların büyük mutluluğu içindeki o kendi  sıcak duygu ve mutluluğunu dile getirecek, konuşmayanlar adına konuşacak ve hep saygılı kalacağı insanoğlunun özünü yansıtacaktır, kendi özü aracılığıyla. Çağın genel niteliği bir anayol ise her yazarın buna açılan bir sokak olması gerekir ya da çağın genel akışı bir ırmak ise her yazar bu ırmağa katılan bir pınar. Suyunu bu genel akış ırmağına  eriştirebilen sanatçı o çağdan kalıcı bir sestir. Böylelikle çağ korosunda yerini alacaktır. Yoksa silinip gidecektir.

 

(278, 279. sorular parçaya göre cevaplandırılacaktır.)

 

 

 

 

 

 

278. Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılamaz?

 

A)     Sanatçı, halkın sözcüsü olmalıdır.

B)      Sanatçı, kendinden yola çıkarak toplumu ve bireyi işlemelidir.

C)      Sanatçının kalıcılığı halk gerçeğini anlatmasına bağlıdır.

D)      Sanatçı öncelikle kendi duygu ve düşünce dünyasını anlatmalıdır.*

 

 

279.Parçaya göre sanatçının kalıcı olması aşağıdakilerden hangisinde bağlıdır?

 

A)     Kendini olduğu gibi anlatmasına

B)      Topluma saygı duymasına

C)      Yalnızca yaşadıklarını anlatmasına

D)      Halkı, gerçekleri işlemesine*

 

 

 

280. “Kültür, bir milletin bütün tarihi setrini gösteren bir harekettir... Tarihinde kültür izi bırakmayan  milletlerin yalnız adları kalmıştır. Kültür, bir toplumun devlet hayatında, ekonomi hayatında, fikir hayatında yapabileceği şeylerin bileşkesidir.”

 

Parçanın konusu nedir?

 

A)     Ekonomide kültürün yeri

B)      Eğitimde kültürün etkisi

C)      Millet hayatında kültürün önemi*

D)      Fikir hayatında kültürün rolü

 

 

281.Konuşma kişinin aynasıdır. Çoğu zaman gerçek yüzümüzü gösterir. Konuşurken söylediğimiz sözlerde, yazıda erişemeyeceğimiz bir incelik vardır. Nereden geliyor bu incelik? Şüphesiz sıcaklığından, samimiliğinden. Konuşurken alıştığımız, sevdiğimiz sözleri kullanırız. İçimizden geldiği gibi... Kâğıda dökülünce o sözler değişir; soğur, içtenliğini, inceliğini kaybeder.”

 

281, 282. sorular parçaya göre cevaplandırılacaktır.)

 

281. Aşağıdaki sözlerin hangisinde mecazlı bir anlatım yoktur?

A)     Konuşmanın gerçek yüzümüzü göstermesi

B)      Konuşmalarda söz inceliğinin bulunması

C)      Alıştığımız, sevdiğimiz sözlerin söylenmesi*

D)      Yazıya geçirilen sözün soğuması

 

 

 

 

 

282. Yazıda aşağıdaki düşüncelerin hangisinden söz edilmiştir?

A)     İnsanları tanımada konuşma, yazıdan daha etkilidir.*

B)      Güzel konuşan insanlar daha çok sevilirler.

C)      Konuşma bütün insanlar için bir ihtiyaçtır.

D)      Güzel konuşma kişiyi başarılı kılar.

 

 

283.    “Asmalar altında doğdum, ceviz dalında büyüdüm;

 Tekerlek izi görmemiş dağ yollarında yürüdüm.

 Alışamadım bu şehrin çiçeksiz ilkbaharına.

 Sığmıyor başıboş gönlüm şu beton yığınlarına.”

 

Şairin mutsuzluğunun sebebi nedir?

 

A)     Doğup büyüdüğü yerlerden uzakta bulunması

B)      Tabii güzelliklerin yok edilmiş olması*

C)      Şehirde kendini yalnız hissetmesi

D)      Şehir hayatının sıkıcı olması

 

 

 

 

 

284.Aşağıdakilerden hangisi bir yazının ilk cümlesi olur?

 

A)     Halbuki bu motifler, halk kültürümüzün işaret taşları gibidir.

B)      Ayrıca motiflerin yöresele farklılıklar göstermesi, ayrı bir çeşitlilik katar.

C)      Halı motifleri masa başında düşünülmüş şekiller gibi gelir bize.*

D)      Bu motifler işleme,örme ve dokuma şeklinde karşımıza çıkar.

 

 

 

 

 

 

 

285.“Hiçbir milletin vatanı Türklerin vatanı kadar pahalıya mal olmamıştır. Bu toprakların değerini anlamak için yüzyıllar boyunca nasıl kazanıldığını, kaç milyon insanın öldüğünü hatırlamak gerekir.”

Paragrafta vurgulanan düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

 

A)     Vatanımızın bütün milletlerinkinden daha kıymetli olduğu

B)      Vatanımız için pek çok can verildiği

C)      Vatanımızın değerinin bilinmesi gerektiği*

D)      Vatanımızın güçlüklere katlanılarak kurtarıldığı

 

286.Okuyucu, başka ülkeleri, dünyaları seven, hayatın çok boyutluluğunu bilen, öğrenmek isteyen, okuduklarında kendini arayan veya bir parça kendini bulan kişidir.

 

Aşağıdakilerden hangisi okuyucunun özelliği değildir?

 

A)     Hayatı çeşitli yönleriyle tanır.

B)      Kişiliği ile okudukları arasında ilgi kurar.

C)      Öğrenme isteği ile dopdoludur.

D)      Başka ülkeleri gezip dolaşmayı sever.*

 

 

 

287. Aşağıdaki cümlelerin bir paragraf teşkil edecek şekilde anlamlı sıralanışı, hangi seçenekte verilmiştir?

 

I-                    Bedensel ve ruhsal bir mutluluk duydu.

II-                  Anadolu’ya bir geziye çıkacaktı.

III-                Ancak, gittiği yerlerde karşılaştığı kişiler ve olaylar onu çok sevindirdi.

IV-                Alıştığı çevreden ayrılmak ve bilmediği yerlere gitmek onu tedirgin ediyordu.

V-                  Artık büyük bir huzur içindeydi.

 

A)     II- V- III-V- IV- I

B)      IV-   III-  II- V-  I

C)      II-  IV- III-  I-  V*

D)      IV- I-  III-  II-  V

 

 

 

 

288. Bir kuştur mutluluk, hiç öbür kuşlara benzemeyen. Altın tozundan olma bir kuş. Çıkar gelir bakarsın bir yerlerden, gelir de konar omuzlara; sol omuza, kalbimizin üstüne. Gelir konar; ama görünmez o, hissedilir sadece. Tutmak istersen eğer, uğraşma hiç. Ne elle avuçla, ne ağla, ne kapanla. Bazen o kuş konduğu bir omuzda uzun kalır. Bazen de aksine pek az. İstedi mi pırr , uçar gider durduramazsın. Uçar ve ufukta kaybolur, belki de erir bir yerlerde kimseler bilmez.

 

(288,289, 290. sorular parçaya göre cevaplandırılacaktır.)

 

288. Bu parçada mutlulukla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?

 

A)     Mutluluğu yakalamanın zorluğuna

B)      Mutluluğun bir şans olduğuna

C)      Mutluluğun en değerli kavram oluşuna

D)      Mutluluğu herkesin yakalayabileceğine*

 

 

 

289.Bu parçaya konabilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?

 

A)     Mutluluğu Yakalamak

B)      Mutluluk Avı

C)      Mutluluğa kavuşmak

D)      Mutluluk ve İnsan*

 

 

290.Parçada aşağıdakilerden hangisi özellikle vurgulanmıştır?

 

A)     Hayatta en değerli ve kavuşulması güç olan şey mutluluktur.*

B)      Kimi insanlar, mutluluğun önemini zamanında kavrayamazlar.

C)      Mutluluk, çalışarak veya aranılarak bulunacak bir değer değildir.

D)      Mutluluğun nereden ne zaman geleceği bilinemez.

 

 

291.         “Başarılı olma yolunda senin ilk büyük düşmanın tembelliktir. Burada sana tembelliği tarif edecek değilim. Onu sen, ben hepimiz az çok tanırız. Yalnız ben ana şunu söyleyeceğim ki, tembellik insan karşısına çıkıp da mertçe savaşan bir düşman değildir. Bilâkis, eski peri hikâyelerindeki kahramanlar gibi, şekilden şekile girerek ve binbir hile kullanarak alt etmeğe çalışan bir namerttir. Tehlikesinin büyüklüğü de buradan gelmektedir.

Bu  parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Tembelliğin herkes tarafından eleştirilmesi

B)      Tembelliğin başarının  birinci düşmanı olması*

C)      Tembelliğin girmediği kalıbın olmaması

D)      Tembelliğin bazı kişilerce benimsenir olması

 

 

 

292.         “Son yılların en sıcak günlerini yaşıyor İstanbul. İnsanlar, şehir dışına atıyor kendilerini. Özellikle de ormanlar tercih ediliyor. Biz de Istırancaların meşe ormanlarını tercih ettik. Yaprak bile kıpırdamıyor. Ağustos böceklerinin cızırtısı bile cansız. Nemden yapış yapış olmuşuz. Ağzımızda acımsı bir tat. Ormanda boğulacağız havasızlıktan!”

Bu paragrafta, aşağıdaki duyuların hangisinden yararlanılmamıştır?

A)     Tatma

B)      Dokunma

C)      İşitme

D)      Koklama*

 

 

 

293.         ”İnsan yaşamın tatsızlığından ve çevresinde görüp baktığı şeylerin o yorucu bayağılığından bir süre içinde olsa kurtulabilmek umuduyla geziye çıkar. Bu bakımdan gezi, bir tekdüzelikten kurtulma çabasıdır.”

Bu paragrafın anlatım yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Açıklama

B)      Karşılaştırma

C)      Örneklendirme*

D)      Tanık gösterme

 

 

 

 

 

 

 

 

 

294. Çocuğunuz bilim adamı mı olsun istiyorsunuz? Ona önce edebiyatı sevdirin. Bilim adamının amacı insanların yaşamını kolaylaştırmak, dünyayı daha güzel, daha yaşanası hale getirmektir. Bu amaca ulaşmak için insanları sevmek, onun acıları, sevinçleri ve hayalleriyle bütünleşmek gerekir. Bunun içinde edebiyatla tanışması gerekir. “İyi bir bilim adamı gerçek bir edebiyatseverdir .” der   Tolstoy

Bu paragrafın yazarı görüşünü kuvvetlendirmek için aşağıdaki anlatım yöntemlerinin hangisinden yararlanmıştır?

 A) Karşılaştırma            B) Tartışma

C) Örneklendirme          D) Tanık gösterme*

 

 

 

294.         “Öğrenciyi dinle, sorunu varsa çöz. Dersini iyi anlat. Sabırlı ol. Onları sev. Öğretmenlik budur işte.”

Bu paragrafta söz söyleyen kişinin asıl amacı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Tanım yapmak*       B) Uyarmak

C) Örneklendirme         D) Örnek vermek

 

 

 

295.         Gerçek romantizm Fransız romantizmidir. Onun içinde gerçeğin ayak izlerine rastlanır her zaman. Duygu denizi içinde yüzen kişiler bile her zaman karayı gözler. En güzel duygularında bile bir burukluk vardır. Bizim romantiklerimiz sonsuza dek karamsar, sonsuza dek mutludur. Artıyla eksi gibi.

Bu paragrafın anlatım yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Açıklama                     B) Örneklendirme

C) Kanıtlama                    D) Karşılaştırma*

296.         “Reşat Nuri, Anadolu’da yaptığı gezilerin izlenimlerini “Anadolu Notları” adlı yapıtında toplamıştır. Görevli bulunduğu Anadolu’da, onun insanını, toplum yaşayışını yansıtır. Gözlemlerinde her zaman gerçekçi olmuş; gördüklerini olduğu gibi yansıtmış;ancak aşırı bir kötümserliğe düşmemiştir. Çağdaşı kimi yazarlarla sonradan yetişenler, Anadolu gerçekliği  derken kuru bir kötülemeye başvurmuşlar, insanımızın haklı tepkisiyle karşılaşmışlardır.

Yazar, bu paragrafta düşüncesini kuvvetlendirmek amacıyla hangi anlatım yönteminden yararlanmıştır?

A) Açıklama                         B) Karşılaştırma

C) Örneklendirme                 D) Kanıtlama

 

 

297.Sonraki gece sıra benimdi. İlkin aşağıdan, Köse Hüseyinlerin tarlasından yana tüfek atıldı. İki domuz vurmuşlardı. Sonra Zekeriya bir el attı. Bir daha kesildi. Gece yarısı horozlar öttü,bizim mısırların içinden bir ses gelmeye başladı. Bağ hendeğine sinip tüfeği geze aldım. Ses toprağa yakın geliyordu. Tetiğe dokundum. Dursunhacı, mısırların içinde ayakta duruyormuş. Kurşun taşa değip sekmiş. Dursunhacı’ya değmiş. Jandarmalar kurşunun değdiği taşı bulmuşlar.

Bu paragrafın anlatım yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Betimleme                     B) Öyküleme*

C) Açıklama                       D)Tanımlama

 

 

 

 

298.Yaş kütüğü taze olanların anıları da tazedir. Yaş kütüğü zamanla suyunu yitirir. Bir kibrit çaksan tutuşacak kadar kurulaşır. O zaman geçmişin alevlerine sığınmak  isteği doğar yüreklerde. En acı anıların bile burukluğunu yitirdiği ve tatsızlaştığı bir dönem başlamıştır. Gününü yaşamazsan, geleceğini yitirmişsen, anılarına cankurtaran simidi gibi nasıl sarılmazsın? Oysa sarıldığın cankurtaran simidi değil; zehirli bir engerektir.

 

Bu paragrafın yazarı görüşünü belirgin kılmak için hangi anlatım yönteminden yararlanmıştır?

A)Betimleyici                  B) Örnekleyici

C) Açıklayıcı                   d) Benzetmeci*

 

 

 

 

 

 

 

 

299. “Hava sulanmış toprak kokuyor. Elindeki küçük bir çapa ile bir adam, kanalların çizdiği geniş kareler arasında,  güya doğa mezhebinin ibadetini yapıyormuş gibi eğilip, kalkar, durur,çömelir, ve siz, bir asma çardağının altında bu adamın dalıp gitmiş bir seyircisi olursunuz.”

 

Bu paragrafta başvurulan anlatım yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Örneklendirme                B) Öyküleme

C) Benzetme                         D) Betimleme*

 

 

 

300.”Dalkavuklar Büyük İskender’i Tanrı’nın oğlu olduğuna inandırmışlar. Bir savaşta İskender yaralanmış. Yarasından akan kanları bu dalkavuklara  göstererek : “Bu kan, insanoğlunun mis gibi kanı değil mi?” demiş.”

Bu paragrafın anlatım yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Öyküleme*                       B) Benzetme 

C) Karşılaştırma                    D) Tartışma

 

 

 

301. “Toplumları ya düşte ya da düşüncede diye ayırabiliriz gibi geliyor bana; insanın verimi düşten düşünceye doğru oluştur; toplumlar da evrim düzeylerine göre daha çok düşe ya da düşünceye yaklaşıktırlar. Bugün Doğu’da  yaşayanlar daha çok düşte değiller mi? Ama Batı’da durum bunun tam; aksi; ne yapsalar düşünerek yapıyorlar.

Bu parçanın kapsayıcı anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Açıklama                       B) Benzetme

C) Karşılaştırma                 D) Tartışma

 

 

 

 

302. “En geniş anlamında gelenek, bir  yazara, geçmişten kalan görenekler, edebiyat düzenleri ve anlatım alışkanlığı demektir. Özel bir düzenden, mutlu sondan, belirli bir edebiyat biçiminden, bir edebiyat döneminden, bir ulusal kültürden-terimin en geniş anlamında-gelenek diye söz edebiliriz. Gelenek söz geçmişten bize uzanan gelişme anlamına da gelir.”

Bu parçanın anlatım yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Açıklama*                    B) Kanıtlama

C) Tanımlama                    D) Benzetme

 

 

 

 

 

 

303. “Ruh, gözle görülmez, elle tutulmaz ;ama vardır. Somut değil soyuttur; ancak nesneldir. Varlığı ya da yokluğu tartışılamaz. Canlılık kavramın temel öğesidir. Etle tırnak gibi bedenimizin ‘olmazsa olmaz’ parçasıdır.”

Bu paragrafta aşağıdaki anlatım yöntemlerinden hangisinde başvurulmuştur?

A)  Tanık gösterme             B) Örneklendirme

C) Benzetme                       D) Açıklama*

 

 

 

 

 

 

304. “İki günden beri köyde olağanüstü zamanlara özgü bir hâl var. Bayram mı? Hayır. Çünkü, hiç kimse yeni giysilerini giymemiş. Biri mi evleniyor? O da değil. Yalnız, herkes işini gücünü bırakmış, şunun bunun evinde, hemen hemen gizli diyebileceğim bir takım toplantılarda.... Sonra genel bir avarelik, bir kendinden geçiş,gözlerde alışamadığım bir pırıltı.

Bu paragrafın anlatım yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Öyküleme                         B) Betimleme*

C) Karşılaştırma                    D) Açıklama

 

 

305.Gece başınız gökyüzüne kaldırdığınızda göreceğiniz en parlak yıldız , Çobanyıldızı’dır. Bu yıldızın bağlı olduğu yıldız kümesi Küçükayı ve Büyükayı’dır. İki küme, insanoğlunun  saptayabildiği ilk yıldız kümeleridir. Çünkü çıplak gözle bile rahatlıkla görülebilirler.

 Bu paragrafın anlatım yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Nesnel betimleme

B)      Öznel açıklama

C)      Öznel tanımlama

D)      Nesnel açıklama*

 

 

 

306. Sokrates’in karısı: “Ah, bu insafsız yargıçlar! Seni haksız yere öldürüyorlar.”diye ağlayıp sızlanırken, Sokrates: “ Ne yani,haklı olarak öldürselerdi daha mı iyi olurdu?”demiş.

Bu paragrafın anlatım yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Tanık gösterme                 B) Karşılaştırma

C) Tartışma                            D) Öyküleme

 

 

 

 

 

 

 

 

307.Mehtap , küçük koyu pırıl pırıl aydınlatıyor. Denizin ölü dalgaları kıyıya başından geçenleri anlatıyor. Hafif bir meltem gecenin sıcaklığı bastırmak için tüm soluğunu harcıyor. İkimiz de susuyoruz. Konuşmak yasak sanki.... Zaten konuştuğumuz an sihirli büyü bozulacak. İç dünyalarımız doğanın bu görkemiyle bir olmuş. Suskunluğumuzun gürültüsü yetiyor bize.”

Bu parçada aşağıdaki anlatım yöntemlerinden hangisinde başvurulmuştur?

A) Benzetme                   B) Karşılaştırma

C) Öyküleme                   D)Betimleme

 

 

308.Şiir tanımlanamaz demek, binlerce tanımı yapılabilir demektir. Her tanım onun bir yanını, bize göre yanını ortaya koyar. Şiirin dokusu insanın dokusuyla özdeştir çünkü. Mallerme; “Şiir, rastlantının sözcük sözcük yenilmesidir. “Roger Garaud’e göre şiir:”Gerçeğin şifrelenmesidir.”

Bu paragrafın anlatım yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Tanımlama                          B) Açıklama

C) Örneklendirme*                  D) Tanık gösterme

 

 

 

 

 

 

309. “Bohemya’da mezarlıklar bahçe gibidir. Çimle ve renk renk çiçeklerle kaplıdır. Alçakgönüllü mezar taşları yeşilliğin içinde kaybolurlar. Güneş battığında ışıl ışıl ışıldır. Ölüler,bir çocuk balosunda dans ediyorlar sanki. Mavi tepelerden bir fon önünde ninni kadar güzeldir.

Bu paragrafın anlatım yöntem,aşağıdakilerden hangisidir?

A) Betimleme*                        B) Öyküleme

C) Karşılaştırma                      D) Benzetme

 

 

 

 

310. “Albert Camus, “Veba”romanında sözde bir veba salgınını anlatıyor. Ama asıl amacı savaş, işgal,karşı koyma ve kurtuluş sırasında insanların ne hâle geldiklerini ya da girebileceklerini anlatmak. Tezini bu kadar ustalıkla gizleyen romancı az bulunur. Romana tat veren de Camus’nün bu ustalığı işte.”

Bu paragrafta başvurulan anlatım yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?

A)  Karşılaştırma                B) Tartışma

C) Örneklendirme               D) Açıklama*

 

 

 

 

311.”Tembellik, ruhun güç  ve kararlılıktan yoksun bırakılıp isteklere tutsak edilmesidir. Kör kuvvetin ruhu alt etmesi, sırtına binip dizginlerini eline almasıdır. Onu bir çingene ayısı gibi sokaklarda gezdirip halka rezil etmesidir.”

 

Bu paragrafta özellikle başvurulan anlatım yöntemleri aşağıdakilerden hangileridir?

A)     Tanımlama-benzetme*

B)      Açıklama –örneklendirme

C)      Tartışma-tanımlama

D)      Karşılaştırma-tanımlama

 

 

 

 

312. “Kimi atasözleri deneyimin, kimileri ise akıl yürütmenin ürünüdür. Halkımızın en çok hoşlandığı sözler, gözlem ve deneyim ürünü olanlardır. Bunlarda genellikle doğa varlıkları simgeleştirilir. Atasözlerinde olduğu gibi özdeyişlerde de böyledir bu.  Rauchefoucault: “Cins kuş yakalanınca çırpınmaz.”de.

Bu paragrafın anlatım yöntemi, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Benzetme                       B) Örneklendirme*

C) Tanık gösterme              D) Kanıtlama

 

 

 

 

313.”Kimi sanatçılar yapıtlarında yalnız içeriğe önem verirler. Bunlar göre iletilecek mesajı olmayan biri gerçek sanatçı olamaz.  Yarına ulaşmanın yolu anlatılanın öneminden geçer. Kimileri ise sanatın kalıcılığını güzel ve etkili söyleyişe bağlar. Güzellik sanatın varlık nedenidir. Estetik kaygısı çekmeyen birine, bilim adamlığı daha çok yakışır. Oysa bir yapıtta biçim ile içerik bedenle ruh gibidir.”

Bu paragrafın anlatım yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Benzetme                           B) Açıklama

C) Tartışma *                          D) Karşılaştırma

 

 

 

314. “İnsanlık, uluslar,kabileler, obalar,aşiretler, güneyden kuzeye, doğudan batıya birbirinden ne adar uzakta bulunurlarsa bulunsunlar yine de kültürel ilişki içindedirler. Bu ilişki çok yönlüdür. Toroslar’da doğan bir boğa kültü, önce Mezopotamya’ya geçmiş, sonra Asur ve Akad’da  boy göstermiş, Akdeniz’e yayılıp Güney Amerika’da soluğu almıştır.

Bu parçanın anlatım yöntemi, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Açıklama                        B) Örneklendirme*

C) Benzetme                       D) Karşılaştırma

 

 

315. Şiir, çığlıkların, gözyaşlarının, okşayışların, iç çekişlerin, belirsiz olarak anlatmaya uğraştıkları şeyi  veya şeyleri konuşulan dilin gereçleriyle anlatmak ve yeni bir varlığa sahip kılmak çabasıdır. Gerçek şiir, asıl sanat eseri amacı kendisi olan anlatımdır. Kendisiyle başlayan, kendisiyle biten bir şeydir.

Bu parçanın anlatım yöntemi, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Açıklama                        B) Kanıtlama

C) Benzetme                       D) Tanımlama*

 

 

 

316. “Görgü tanıkları, yalnızca gördüklerini anlatmakla yetinmelidir. Olayın yorumunu,yargıca bırakmak gerekir. Anlatıma, abartı ya da süs girdi mi gerçek çarpıtılmış olur. Bir yazardan da aynı şeyi beklemek okurun hakkıdır.

Bu paragrafın anlatım yöntemi, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Açıklama                       B) Karşılaştırma

C) Benzetme*                       D) Örneklendirme

 

 

 

 

 

 

 

317. Her gece iki üç film seyreden televizyon tutsakları  neyse bir iki günde bir roman bitiren; otobüste, trende,yolda, yatakta okuyanlar da odur. Yığınla kitap okumak övgüye değer değil bence. Okuyup düşünmek, o yeniden yaratmak önemli. Bu da bir emek, bir sabır, bir planlı çalışma işi. Diyeceğim on beş günde ya da ayda bir roman bitirip tam bitirmek. Bu nedenle ‘Çok okuyun !’diyenlere karşıyım.”

Bu paragrafın anlatım yöntemi, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Açıklama                      B) Tartışma*

C) Kanıtlama                    D) Örneklendirme

 

 

318. “Anadolu’da dalları yere sarkan mütevazı söğütlerle boyları gökleri delmek isteyen mağrur kavaklar altında, sularında keklikler yıkanan , kenarında tavşanlar otlayan; neşeli ,nağmeli dere içleri vardır. Buralara yabani güller,aşısız iğdeler arasında alımlı, edalarla kıvrıla kıvrıla dolaşan gölgeli, hoş kokulu yollardan inilir. Şerbet tadında pınarlara varılır.

 

Yukarıdaki betimlemede aşağıdaki duyuların hangisinden yararlanılmamıştır?

A) Dokunma*                        B) İşitme

C) Koklama                           D) Tatma

 

319. “Bütün balonlarına iğne batırılmış bir baloncu gözüyle sokaklardayım. Havanın güzelliği, kuşların cıvıldaşması,  duvarlardan sarkan hanımelleri  beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor.  Küçük çocukların ceylanlar gibi sekmeleri de ilgilendirmiyor. Kafamın içinde bir yığın düş, şiire dökemiyorum.

Bu parçada  aşağıdaki betimleme öğelerinden hangisi yoktur?

A) İşitme                         B) Benzetme

C) Hareket                       D) Koklama*

 

 

 

 

320. Kimi işler zamanında yapılmazsa, önemini yitiriverir. Bir tanıdığın nişan törenine tören bittikten sonra gidemezsiniz. Yine bu arkadaşınızın bayramını, zamanı geçtikten birkaç ay sonra kart yazarak kutlayamazsınız.

Bu paragrafın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

A)      İnsanlar birbiriyle ilişkilerini daima sıcak tutmalıdır.

B)       Bazı görevleri geç de olsa yerine getirmek gereklidir.

C)       Zamanında yapılmayan işlerin hiçbir anlamı yoktur.*

D)      İnsanlar birbirinin bayramını kutlamayı unutmamalıdır.

 

 

321. Bütün erkekler delikanlı

        Bütün kadınlar genç kız,

        Fakirinde refah,

        Hastasında sağlık;

        Sorulsa çocuk bahçesidir derim,

        Karşı bayırdaki mezarlık

        Bu sabah hava berrak

        Bu sabah her şey billurdan gibi.

Bu şiirde işlenen temel duygu aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Yaşama sevinci*

B)      Geçmişe özlem

C)      İnsanlara güven

D)      İnsanlara duyulan sevgi

 

 

 

322.Bu şiirde birbirine benzetilen iki şey aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Fakirler, hastalara benzetilmiş.

B)      Bahçe, bayıra benzetilmiş.

C)      Mezarlık çocuk bahçesine benzetilmiş.*

D)      Sabah havaya benzetilmiş.

 

 

 

 

 

 

333.     Hani benim kurşun askerlerim

Bu oda içinde kurduğum şehir,

Geçtiğim nehir?

Hani benim hayallerim, emellerim

Suya girince balık sandığım ellerim?

Bu şiirde işlenen temel duygu nedir?

A)     Çocukluğa özlem*

B)      Yaşama sevinci

C)      Umutsuzluk

D)      Pişmanlık

 

 

334.     İki yaşındaki bir çocuğun istediğini elde edemeyince ağlaması, yere yatıp tepinmesi o çağ için olağandır.  İsteklerini yaptırmak için tepinen bir erişkine ise dengesiz bir kişi gözüyle bakılır. Bu nedenle çocuk davranışını erişkin davranışına göre değerlendiremeyiz. Çünkü...

Bu paragraf, anlam bütünlüğü dikkate alınarak aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülebilir?

A)              çocukların davranışları erişkinlerin davranışlarından farklı değildir.

B)               çocuk, erişkin bir insanın küçük örneği değildir.*

C)               çocukların da kendilerine göre düşleri, özlemleri vardır.

D)              çocuklar anne-baba sevgisinden uzak ortamlarda yaşarsa ruh sağlıkları bozulabilir.

 

 

 

 

335.     Önceki yıl Avrupa’dan yeni gelmiş bir arkadaşımla Kadıköy’e vapurla gidiyorduk. Dışarıda oturuyoruz. Çevre kirliliğini anlatıyordu çöpleri göstere göstere.  Avrupa’da hiç kimse denize en küçük bir şeyi bile atmazmış. Böyle konuşurken paketini çıkardı, kalan son sigarasını yaktı ve paketi buruşturup denize attı. Bu davranışına önce şaşırdım, sonra güldüm.

Parçadaki olayı anlatan kişinin arkadaşı için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A)     Düşünceleriyle davranışları tutarsız biridir.*

B)      Çevre temizliğini seven biridir.

C)      Avrupa’da öğrendiklerini uygulayan biridir.

D)      Komik düşünceleri olan biridir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

336.     Kırmızı, sarı parlak halkalı eşek arıları... Bostan tarlasında yeşil, ala, kara, ak karpuzlar toprağın üstüne yatmış. Sıcaktan toprağa basamazsınız. Bostan çardağının sağında solunda kavun karpuz kabukları.... Kabukların altına üstüne kümelenmiş yüzlerce arı.... Durmadan vızıldaşıyor, şimşek gibi kabukların üzerine iniyorlar.

Bu parçada hangi duyu ile ilgili ayrıntı yoktur?

A) Koklama*                        B) Görme

C) Dokunma                         D) İşitme

 

 

 

337.     Eski, tanınmış bir yazarımızdan bir gazetede günlük fıkralar yazması  istenmiş. Ücret konusu açılınca yazarımız şunları söylemiş: “Uzun yazarsam, ayrım altın isterim; kısa yazarsam bir altından aşağı olmaz.”

Yazar bu sözleriyle neyi anlatmak istemiştir?

A)     Ücretin çok önemli olduğunu

B)      Kısa, özlü yazmanın güçlüğünü*

C)      Kendisinin büyük bir yazar olduğunu

D)      Kısa yazıları okuyucunun sevdiğini

 

 

 

338.Yazar, kafasındakini kağıda döktükten sonra, işini bitmiş saymamalıdır. Yazdıklarını bir kez, iki kez, gerekirse daha birkaç kez başkasının yazsını okuyormuş gibi okumalıdır. Her okuyuşta dalgınlıktan, dikkatsizlikten ileri gelen yanlışları görüp düzeltmeli, düşünme ve araştırma eksikliklerini tamamlamalıdır.

Bu paragrafın anlatım yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Açıklama*                       B) Betimleme

C) Örnekleme                       D) Öyküleme

 

 

 

 

 

339.Birçok kimse verilen sözü tutmanın onur verici bir davranış olduğunu düşünmez. Çağrıldıkları yere yarım saat, bir saat geç giderler. Her nedense bir toplantıya tam vaktinde gitmek öteden beri umursanmayan bir davranıştır. Bu kötü alışkanlıktan kendinizi koruyunuz.

Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir?

A)     Birçok kişinin sözünde durmadığından

B)      Verilen sözü tutmanın onur verici bir davranış olduğundan.

C)      Sözünde durmamanın kötü bir alışkanlık olduğundan

D)      Birçok kimsenin toplantılara tam zamanında gittiklerinden

 

 

340. Eyüp’te bir iplik fabrikasında çalışan işçilerden birisi sınıf arkadaşımdı, İşinden ayrılmış. Bir gün yanıma gelip para istedi. Ona bir tavsiye yazdım. “Al bunu götür,çalış, para kazan;ye...Kimseden para isteme!”dedim. teşekkür etti. Ama gene yakamı bırakmadı. “Bari iki kuruş verin, şimdi ekmek alayım, açlıktan ölüyorum.”dedi. Az daha verecektim. Kime acıyıp bir çalışma karşılığı olmaksızın yardım edersek, onun azmini, iradesini dumura uğratıyoruz demektir.”

Aşağıdaki özdeyişlerden hangisi bu paragrafın ana düşüncesine uygundur?

A)     Açık kalp ile konuşan düşman, içten pazarlıklı dosttan daha iyidir.

B)      Bir kimseye iyilik yapmak istiyorsanız, ona balık vermeyiniz;balık tutmayı öğretiniz.*

C)      İki şey insanı çileden çıkarır:söylenecek yerde ağzı açmamak,susacak yerde lakırdı etmek.

D)      İnsanın cahil olduğunu bilmesi, bilgiye atılmış ilk adımdır.

 

 

341.”Eserlerinde o güne kadar hiçbir yazarın ulaşamadığı bir düzey açık seçik görülüyordu. O, kötü iplik alır, iyi ip satardı. Belki onu diğerlerinden ayıran en önemli nokta buydu.”

Bu parçaya göre, sözü edilen yazarın en belirgin özelliği aşağıdakilerden hangisidir?

A)       Basit konulardan bile çok iyi yazılar çıkarabilmesi.*

B)        Anlatımda mecazlardan yararlanması

C)        Eserlerinde anlam yoğunluğu oluşturması

D)        Etkili kelimeler seçebilmesi

 

 

 

 

 

 

 

 

 

342. Deniz Hanım iki kez evlenir. Gül ve Şeker adlı iki kızı olur. Kendisi şenlik ve gösteriş tutkunu bir kadındır. Evi o yönetir. Kocası Ahmet Bey ise yaşamayı seven, gamsız bir adamdır. Kızları Gül evde kalmış, çirkin, içkici ve dengesizdir. Şeker Hanım kendisini evin direği gibi görmektedir.

 

Bu parçada tanıtılan kişilerin hangi özelliklerine değinilmemiştir?

A)     Ruhsal durumlarına

B)      Fiziksel özelliklerine*

C)      Akrabalık ilişkilerine

D)      Yaşadıkları ortama

 

 

 

343. Dil kusurlu olursa kelimeler düşünceyi iyi anlatamaz. Düşünce iyi anlatılamazsa yapılması gereken şeyler doğru yapılamaz. Bunun sonucu olarak töre ve kültür bozulur. Töre ve kültür bozulursa adalet yanlış yola sapar. Adalet yoldan çıkarsa şaşkınlık içine düşen halk, ne yapacağını bilemez. İşte bunun içindir ki........

Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygundur?

A)     insanlar birbirine hoşgörülü davranmalıdır.

B)      bir ülkeyi yönetmek son derece güçtür.

C)      dildeki yabancı sözcükler zamanla ayıklanmalıdır.

D)      hiçbir şey dil kadar önemli değildir.*

 

 

 

 

 

 

344. “Çok sayıda şiir yazanları, yayımlayanları , şiir kitaplarını art arda sıralayanları kınayanlar vardır. Ben, az ya da çok yazmayı bir değerlendirme ölçüsü, bir övgü nedeni saymam. Önemli olan, iyi şiir yazmaktır. Yazıldığı ya da okunduğu günün akşamı unutulup giden şiirler değil, zamana dayanan , eskimeyen, kuşaktan kuşağa aynı ağırlıkta aktarılan şiirler...”

Paragrafın yazarı için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A)     Çok sayıda şiir yazanları kınamaktadır.

B)      İyi bir şairin çok sayıda kitabı olması gerektiğine inanmaktadır.

C)      Şiirde yeni sözcükler kullanılmasını istemektedir.

D)      Zamanla unutulan şiirlerin iyi şiir olmadığı kanısındadır.*

 

 

 

 

345.Paragrafın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

A)          Çok şiir yazan şairler unutulmaya mahkumdurlar.

 

B)           Şiirin değeri uzun yıllar geçtikten sonra anlaşılır.

 

C)           Her şiar, okuyucunun beğenisini düşünmek zorundadır.

D)          Şirin güzelliği ev değeri kalıcılığıyla ölçülür.*

 

 

 

 

 

 

 

346. Umutsuzlar da çöpler gibi yok olup gider suyla, rüzgârla. Geriye umutlar  kalır;gerçekler, insanlar, direnen, savaşan insanlar kalır. Umutsuzluğa düşen yenilir. Umutsuzluğa düşen, ipi eliyle geçirir boğazına. Bu nedenle tam sonuca varacağında çok büyük bir engelle karşılaştın....

Bu sözleri söyleyen yazarın, anlatımını  aşağıdakilerden hangisiyle sürdürmesi beklenemez?

A)     “Ölmek var, dönmek yok.” diyeceksin.

B)      “Bu engel benden küçüktür.”diyeceksin.*

C)      “Artık her şey bitti.”diyeceksin.

D)      “Başa gelen çekilir.”diyeceksin.

 

 

347.       Bugünkü okulun ve eğitimin amaçlarından biri de okumayı alışkanlık haline getirmektir. Bütün eğitim kurumları, bu amacın gerçekleşmesine çalışmaktadır. Çünkü bireylerin gelişmesinde, milletlerin kalkınma ve yükselmesinde bu nokta ihmal edilemez.

           Okumak gibi soylu bir işten, kitap gibi iyi bir arkadaştan kimse kendini uzak tutamaz. Onların yararını ve gerekliliğini inkâr edemez. Muhakkak ki iyi memur, iyi çiftçi, iyi tüccar, iyi sanatçı ... Kısacası iyi vatandaş daha çok okumuş ve okuyan kimseler arasından çıkmıştır ve çıkacaktır.”

Toplumların kalkınmasında ve bireylerin göz önünde bulundurulması gereken nedir?

A)     Eğitim kurumlarının bakım ve onarımı

B)      Okuma alışkanlığının benimsetilmesi*

C)      Eğitim araçlarının yaygınlaştırılması

D)      Nitelikli öğretmen yetiştirilmesi

 

 

 

 

 

 

348.Yazar göre okumanın en önemli yararı nedir?

A)     İnsanı kitaplara yaklaştırması

B)      İyi arkadaş kazandırması

C)      Kişiyi kötü alışkanlıklardan uzaklaştırması

D)      Topluma faydalı kişiler kazandırması

 

 

 

349.Dünyanın en önemsiz, en zavallı adamı bile insanı şaşırtacak kadar karmaşık bir ruh yapısına sahiptir. Fakat biz, bunu anlamaktan kaçınıyor ve insan denen yaratığı anlaşılması en kolay şeylerden biri sayıyoruz. İlk karşılaştığımız insan hakkında son kararımızı büyük bir rahatlıkla veriyoruz.

 

Yazar bu parçada neden yakınmaktadır?

A)     İnsanların birbirini yeterince sevmemesinden

B)      İnsanların birbirine yardım etmemesinden

C)      İnsanların dostluk kurmamalarından

D)      İnsanları iyi tanımadan hüküm verilmesinden*

350.  Sorsam seni uçan kuştan, lodostan

         Denizlerin sarmış beni üç koldan

         Zaman akmış, tarih geçmiş bu yoldan

         İklim iklim, gurbet gurbet Türkiye’m

Bu parçada yurdumuzun hangi özelliğine değinilmemiştir?

A)     Etrafının denizlerle çevrili olduğuna

B)      Topraklarının çok verimli olduğuna*

C)      Birden fazla iklime sahip olduğuna

D)      Türkiye’de birçok tarihi olayın  yaşandığına

 

 

 

 

351. “Orta büyüklükte bir oda, bir çalışma masası... Masanın üzerinde üst üste özenle dizilmiş kitaplar, defterler... Sol tarafta uzunca bir sedir, küçük bir kitaplık, ortada küçük bir masa. Masanın üzerinde nefis bir dantel örtü ve duvarlarda çok güzel resimler.”

Yukarıdaki tanıtılan odanın sahibi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)     Düzensiz

B)      Titiz

C)      Sanatsever

D)      Temiz

 

 

 

352.     Ben bir bahçıvanım

Sayısız bahçelerin birinde

Elimde tohumların

En nadidesi: Çocuklarım

Saçıyorum bahçeye onları,

Bilgilerimle suluyor,

Sevgimle büyütüyorum.

Bu parçada kendini tanıtan kişi kimdir?

A)     Öğrenci

B)      Sanatçı

C)      Öğretmen*

D)      Doktor

 

 

 

 

353.     “Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik,

 Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik.

Bu mısralarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi  söylenemez?

A)     Akıncılar çocuklara benzetilmiştir.

B)      Kafiyeli kelimelere yer verilmiştir.

C)      Düşman ordusu deve benzetilmiştir.

D)      Duyularla ilgili ayrıntılara çok yer verilmiştir.*

 

 

 

 

 

 

 

354.     “Şiir çevirisine gelince, çok güç belki imkansıza yakın bir şey, şairin kendisi bile bir şirini ancak bir kere ve bir türlü söyler. “Bir şiir hiçbir dile, hatta yaratılmış olduğu dile bile tercüme edilemez.”der, Jean Costeau

Bu parçanın anlatım yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Tartışma                        B) Örneklendirme

C) Tanık gösterme*              D) Karşılaştırma

 

 

 

355.Aşağıdakilerin hangisi tanım cümlesidir?

A)     Anadolu’da kilim;özlemi,inancı,sevgiyi  ilmek ilmek dokumaktır.*

B)      Anadolu kilimlerinde çizgiler sert, renkler haşindir.

C)      Anadolu kilimlerinde renkler ve desenle gelişigüzel seçilmez.

D)      Kilim,Anadolu’nun çadırından sedirine, çuvalından heybesine kadar yaygındır.

 

 

 

 

355.     Bütün büyük insanlar sorunlarının üstesinden gelerek başarıya ulaşmıştır. Atatürk Kurtuluş Savaşı’na giriştiği zaman, Anadolu insanı yorgun ve bitkindi. Anadolu yokluk, yoksulluk içindeydi. Düzenli ordu yoktu. Atatürk işte bunların üstesinden gelerek başarıya ulaştı.

Bu paragrafın anlatım yöntemi, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Örneklendirme*               B) Kanıtlama

C) karşılaştırma                      D) Tanık gösterme

 

 

 

356.     “Doğrudan insanı anlatmayı bırakıp onun ruhsal tepkilerinden söz eden, dolayısıyla insanı salt tepki koleksiyonuna dönüştüren romanlar gerçeğe aykırı davranır. İnsan, eylem ve tepkileriyle verilebilir ancak. Balzac: “Bir romancı kişilerini gerçek yaşamda dans ettirmeli.”der.

Bu paragrafın anlatım yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Açıklama                          B) Karşılaştırma

C) Örneklendirme                  D) Tanık gösterme*

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

357.     “Realist bir romandaki sosyal ve doğasal çevre tasvirleri roman kişilerinin anlaşılmasında en önemli araçtır. Bu tasvirleri dikkatle okuyan biri, kişilerin niye öyle davrandıklarını kolayca anlayıverir.

Bu paragrafın anlatım yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kanıtlama                        B) Tartışma

C) Tanımlama                      D)Açıklama*

 

 

 

 

358.Aşağıdakilerden hangisi bir tanım cümlesi değildir?

A)     Eşyada mevcut olmayan şeyleri görmek şiirdir.

B)      Şiir, sözcüklerle güzel şekiller kurma sanatıdır.

C)      İyi şiir, düzyazının niteliklerine sahip olmalıdır.*

D)      Şiir, zarif bir düşünce ile kaynaşmış musikidir.

 

 

 

 

 

358.     “Romanla sinema arasındaki ayrılık daha derindir. Bu ayrılığı  göz ve kafa arasındaki ayrılığa benzetebiliriz. Çünkü film göze hitap ettiği ve  o seviyede kaldığı halde, roman dimağın içine etki eder ve ruhu kökünden kavrar. Roman, okuyucunun bütün ruh dünyasını  harekete geçirir.  Roman, insanı aktif yapar. Bundan dolayı onun etkisi filmden çok daha kuvvetlidir. Roman, karakter ve kafayı teşkil eder.

Yukarıdaki parçanın anlatım yöntemi, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Benzetme                         B) Örneklendirme

C) Karşılaştırma*                 D) Açıklama

 

 

 

 

 

 

 

359.     “Trakya insanı kin tutmaz. Her insan gibi kızar;ancak öfkesi çabuk yatışır. Bilinci ile yener duygularını. Hoşgörülüdür. Her insanın hata yapabileceğine inanır, kendisinin bile.  Hemen üstüne gitmez yanlışın. Zamana bırakır. Zaman aklın başa gelmesi sürecidir. Atalarımızın: ‘Gün geçer, kin geçer.’ sözüne yürekten bağlıdır.”

Bu paragrafın anlatım yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?

A)Açıklama                             B) Karşılaştırma

C) Tartışma                              D) Tanık gösterme*

 

 

360.     “Bu konular şiire girer. Bu kelimeler şiire girer, diyorsunuz. Hayır, hiçbir konu, hiçbir kelime şiire girmez. Şiir her konuyu, her kelimeyi kaplar. Bence şiir bir havadır, bir rüzgârdır. Belki en beklemediğimiz, en hazırlıksız olduğunuz zamanda sizi sarıveririr. Bazen tatlı bir meltemdir. Suları belli belirsiz ürperterek  hafif hafif eser.”

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangi ikisine başvurulmuştur?

A)     Açıklama-benzetme

B)      Kanıtlama-benzetme

C)      Tartışma-benzetme*

D)      Tanımlama-tartışma

 

 

 

 

 

361. “Akıl bir üreteç, düşünce bir enerjidir. Üreticici,üreteç yapan,enerji üretmesidir. Bir akılda düşünce üretemiyorsa işe yaramaz. Ezberci eğitim sisteminde akıl paslanmaya yüz tutmuştur. Aklın pas tutması, yeni durumlar karşısında alternatif düşünceler üretilememesini doğurur. Düşünme tembeli insanlardan oluşan toplumlar, başkalarınca güdülür.”

Bu paragrafta aşağıdaki  anlatım yöntemlerinden hangisine başvurulmamıştır?

A) Tanımlama                 B) Benzetme*

C) Karşılaştırma              D) Örneklendirme

 

 

 

 

362.“Eleştiri, sanat eserleri-bilhassa edebiyat-hakkında yapılan değerlendirme ve onlar hakkında verilen yargıdır. Eleştiri sanat ve edebiyatın gelişmesini sağlayan en önemli unsurlardan biridir. Eleştirmen, böylesine yararlı ama zor görevi yapan kılavuzdur. Sanat bahçesindeki yabani otları ayıklayan, çiçekleri büyüten bahçıvandır.

Bu paragrafın anlatım yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Açıklama                        B) Benzetme*

C) Tanımlama                     D) Kanıtlama

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

363.“Biz okullarda öğretilen her şeyin yaşamda işimize yarayacağını sanırdık. Daha doğrusu bize öyle söylenirdi. Biz de ezberledik onları. Bu bilgilerin düşünce yeteneğini geliştirmenin aracı olduğunu, kültürel birikimde bir zerre olduğunu ne kadar yıl sonra kavradık. Bugün bazı okullar bu anlayışı yıkıyor. Ana babalar da çocukları bu okullara girsin diye büyük bir yarışa katılıyorlar .Kötü mü yapıyorlar yani?”

Bu paragrafın anlatım yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Açıklama                       B) Karşılaştırma*

C) Kanıtlama                      D) Örneklendirme

 

 

364.Aşağıdakilerin hangisi bir paragrafın giriş cümlesi olmaya daha uygundur?

A)     Edebiyattan geçmemiş insanın hayali işlemez; bu nedenle kendinden başkalarının acılarına ortak olamaz.

B)      Bizi bencillikten,ancak hikâyeler, romanlar, tiyatro eserleri, denemeler, şiir kurtarabilir.*

C)      Olaylar okuyucunun ilgisini uyanık tutacak bir biçimde gelişip sürüyor.

D)      Türk köylüsünün içinde bulunduğu ilkel koşullar bütün çıplaklığıyla okuyucunun gözleri önüne seriliyor.

 

 

365.“(...)Hayır,  bu sevinç insan ruhu ile birlikte doğmuştur. Güneşe açılan her gözde yaşama sevincinin pırıltısı vardır. Dünyayı, gökyüzünü, renkleri, kokuları sevmemek mümkün mü? Bu duygu kuşkusuz yaşam kadar skidir. Yeni olan onun edebiyata yeni bir tema olarak girişidir.”

Bu paragrafın giriş cümlesi olmaya aşağıdakilerden hangisi daha uygundur?

A)     İnsanın en eski duygusu yaşam sevinci midir?

B)      Yaşama sevincine yeni bir duygu diyebilir miyiz?*

C)      Yaşamdan zevk alma bugünün insanına mı özgüdür?

D)      Dünyadaki güzellikleri ilk biz mi keşfediyoruz?

 

366.“Realist bir sanatçının hayal gücünü kullanması, gerçeklerden yeni gerçekler yaratması demektir. Bu yeti onun ustalığının belirtisidir. Romantik sanatçının hayalciliğiyle hiçbir ilişkisi yoktur. Romantik sanatçı hülyalara dalar. Onun hayallerinin ayakları toprağa değmez.”

Bu parçanın yazılış amacı aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Realistlerde hayal gücünün işlevini belirtmek.*

B)      Realizmin gerçeğe bağlılığını anlatmak.

C)      Romantizmin olumsuz yanlarını sergilemek.

D)      Gerçeklere bağlanmanın sanata katkısını açıklamak.

 

 

367.”Genç oyuncu ünlü bir yönetmene:”Ben ne zaman usta bir oyuncu olduğumu anlayabilirim.”diye soruyor. Yönetmen: “Küçük rolleri oynayacak bir tekniğe ulaştığın zaman.”yanıtını veriyor.

Bu parçada üzerinde özellikle durulan aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Salt yetenekle sanatçı olunamayacağı

B)      Tekniğin sanatçı için önemi

C)      Küçük rolleri oynamanın zorluğu*

D)      Yönetmenliğin zor bir görev oluğu

 

 

 

368.”Yahya Kemal bir konuşmasında şöyle diyor: “Sanata ilk başladığım yıllarda durmadan şiir yazardım. Hiç korkmazdım bundan. Bilirdim ki her yeni şiirim bir öncekinden güzel olacak. Sonra usta bir şair oldum. Bir korku aldı beni. Ustalık, elimi ayağımı bağlıyor. Aynen, yapabileceği en güzel heykeli yapmış bir heykeltıraşın yenisini yapmaktan duyduğu korku bu.”

Parçaya göre Yahya Kemal’in korkusunun kaynağı nedir?

A)     Ulaştığı sanat düzeyinin altına düşmek*

B)      Yeni bir şiir yazacak gücü bulamamak

C)      İlk zamanlardaki üretkenliğini yitirmek

D)      Diğer sanat dallarındaki ustaları tanımak

 

 

 

369.”Sevmem ben güleç yüzlü insanları. Her zaman gülünecek bir şeyler bulmak zorunda hissederler kendilerini. Ya da her şeyden hoşnut olunacak bir yan arayıp bulurlar. Bilirim yapmacıktır bu davranışlar. İnancımda nasıl bir şeye ağlamak bir duygu hastalığı ise, gülmek, gülümsemek de öyle. Kişi doğal olmalı, gülünecek yerde gülmeli,ağlanacak yerde ağlamalıdır.”

Bu paragrafta aşağıdaki kavramların üzerinde özellikle durulmaktadır?

A) Duygusallık                       B) Doğallık*

C)Yapmacıklık                       D)İyimserlik

 

 

 

 

370.”O yazar, tipik bir hipermetroptur. Bu özelliği, tüm romanlarına yansımıştır. Yıldızlara bakarken önündeki çukuru görmeyen bir bilgine benzer Bu nedenle, onun yapıtlarını okurken kendinizi başka bir alemde hissedersiniz.”

Bu paragrafta sözü edilen yazarın özelliği, aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Gününü anlatmaktan kaçınması*

B)      Gerçekleri abartması

C)      Sorunları görmezden gelemsi

D)      Kötülükleri yenmeye çalışması

 

 

371.”Kâh nar çiçeği gibi kırmızı,kâh ölü yapraklar gibi pas renginde olsun şiir, bulutlu bir ekim gününde, uzaktan çalınan bir keman gibi somut bir şey söylememekle birlikte, bütün sonbaharı, yakınlığı ve uzaklığıyla, sesleri ve bulutlarıyla akla uğramadan doğrudan doğruya ruha giden bir dille anlatıyor.”

Aşağıdakilerin hangisi bu şiirin özelliklerinden en önemli olanıdır?

A)     Akla değil;duygulara seslenmesi*

B)      Somut konuları ele almamış olması

C)      Doğayı gerçekçi bir şekilde sergilemesi

D)      Sonbahar gününü gözler önüne sermesi

 

 

372.”Dünyayı tozpembe gösterecek, bütün acı olayları gizleyecek bir edebiyat özlediğimiz sanılmasın. Öylesi de çekilmez bir şey olurdu. Sadece ufuklarımızı saran kapkara bulutlar arasında seyrek de olsa görünen güneş gibi ‘Bulutlar da geçicidir.’ diyebilmelidir.”

Bu parçanın yazarının edebiyattan beklediği nedir?

A) Umut*                           B) Etkileyicilik

C) İyimserlik                      D) İçtenlik

 

 

373.”Kral Filip, oğlu İskender’in büyük bir insan olacağını nasıl mı öğrenmiş. Yaman bir atı varmış, üstüne binenleri kısa sürede atarmış. İskender bunun nedenini araştırmış, atat bindiği gibi güneşe doğru  sürmüş. Çünkü at kendi gölgesinden korkuyormuş.”

Bu öykücüğün ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Kararlılık, sorunları çözmenin ilk adımıdır.

B)      Büyük insanlar fırsatları iyi değerlendirir.

C)      Olaylarının nedenini araştırmadan işe girişme.*

D)      Sabır başarının altın anahtarıdır.

 

 

374.”Markoni henüz radyonun rüyasını bile göremezken Jules Verne’in okuyucuları kitaplarda radyo dinleyerek vakit geçiren kahramanların maceralarını gıpta ile izliyorlardı. Çağdaş psikiyatrinin temelleri atılmazdan önce Dostoyevski’nin okurları insan psikolojisinin ayrıntılarını biliyor ve Dostoyevski’nin kahramanlarının hastalığına çareler arıyorlardı.”

Bu paragrafta en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Hayal ve Gerçek

B)      Sanat mı Bilim mi?

C)      Sanatçının İleri Görüşlülüğü*

D)      Kehanetler Çağı

 

 

 

 

 

375.Uygarlığın ortak malı olmuş değerleri bilmeden geleceğe yönelik yol yordam bulmak olanaksız. Bilinmeyeni bilmeye çalışmak için iki yol vardır: Biri kehanet;diğeri bilim. Kehanet hayal gücünün ürünüdür. Dayanağı yoktur. Oysa bilimsel yol, önceki verilenlerin kullanılmasına bağlıdır.

Bu paragrafta üzerinde durulmayan konu aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Geçmişin ortak değerlerini bilmenin önemi

B)      Bilimin kehanetten üstünlüğü

C)      Verilenlerin ustaca kullanılmasının gereği*

D)      Uygarlığın nasıl ortaya çıktığı

 

 

 

376. “Alain’in her biri  kendi içinde bir bütün oluşturana söyleşileri, içine sindirilmiş zengin bir kültüre ve düzenli bir yaşam görüşüne dayanır.”

Aşağıdakilerden hangisi Alain’in söyleşilerinin ortak özelliği değildir?

A)     Ortak bir yaşama görüşüne sahip olmaları

B)      Her birinin bağımsız bir bütün oluşturması

C)      Düzenli bir üsluba sahip olması*

D)      Zengin bir kültürü yansıtmaları

 

 

 

377. “Çağdaş bir insan, biriyle anlaşmazlığa düştüğünde bir arabulucuya değil; kimlerden oluştuğunu bilmediği bir mahkemeye başvurur. Çocuğunu eğitmek için filan beyi ya da hanımı değil;okulu yeğler. Toplumsal sorunları çözmek için kişisel mücadele yerine, bir siyasal partiyle birlikte olmak ister.”

Bu parçaya göre çağdaş bir insanın en belirgin özelliği aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Kurumlaşmaya inanmak*

B)      Duygularından arınmak

C)      Sorunlarını çözebilmek

D)      Girişken bir ruha sahip olmak

 

 

 

378. “Her sanatın kendi içinde, kendi geçmişi ile zenginleşmesinin bir başka biçimi  de o sanatın çeşitli kollarından birinin aşağıdan yukarıya yani halk arasından aydınlar katına çıkmasıyla oluyor. Uzun zaman küçümsenmiş bir tür birden bire değer kazanıyor. İşte bu tür yenileşmeye sanat tarihçileri ‘düzey birleşmesi  ya da düzleşme’ adını veriyorlar. Örneğin roman türü halk hikayelerinin düzeleşmesinin bir ürünüdür.”

Bu paragraf aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtıdır?

A)     Her sanatın kendi içinde gelişmesi nasıl olur?

B)      Roman türü nasıl meydana gelmiştir?

C)      Düzey birleşmesi ya da düzleşme nedir?*

D)      Uzun süre küçümsenmiş bir tür nasıl değer kazanır?

 

379.”Düşüncelerimiz  birbirinden kopuk olursa ne istediğimizi iletemeyiz. İstekler net olmazsa karşımızdakiler ne yapacağını bilemez. Böylece anlaşmazlık doğar. Kırgınlıklar, kavgalar, kinler bitmek bilmez.”

Bu paragrafta aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı yoktur?

A)     Birbirinden kopuk düşüncelerin zararı nedir?

B)      Kırgınlıklar, kavgalar, kinler niçin bitmiyor?

C)      İsteklerimiz net değilse neye yol açar?

D)      Düşüncelerimizdeki kopukluk nereden ileri gelir?*

 

 

 

 

 

380. “Yunan düşünürlerine göre erdem, en üstün iyidir. İnsanların ereği olan mutluluğa onunla erişilir. Sokrates, erdemin  bir bilgi işi olduğunu ve ancak eğitimle meydana çıkarabileceğini dile getirir. Aritotales’e göre erdem, her türlü aşırılığın ortasındadır;cimrilikle savurganlığın ortasındaki cömertlik gibi.”

Bu parçada erdemle ilgili görüşlerden hangisi ele alınmamıştır?

A)     Mutluluğa ulaşmanın arcı olması

B)      Tüm aşırılıkların ortasında yer alması

C)      Ancak eğitimle ortaya çıkabilmesi

D)      Cömertliğin bir yansıması sayılması*

 

 

 

 

 

 

 

 

381.”Klasik sanatçı, yaşamı kendi süzgecinden geçiren, olayların özünü çıkaran, gerçeği güzelleştiren insandır. Realist sanatçı ise kendini yaşama veren, olayların değişikliğine dokunmayan, gerçeği olduğu gibi sergileyen insandır. Klasikler, konuşturdukları insanları kendi kalıbına sokar; realistler ise onların kalıbına girer. Klasikler tiplere ulaşır, realistler kişiler.”

 

Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi klasik sanatçının özelliklerinden değildir?

A)      Konuşturdukları insanları kendi kalıplarına sokmak

B)       Yaşamı kendi süzgeçlerinden geçirmek

C)       Gerçeği güzelleştirerek anlatmak

D)      Olayların değişikliğine dokunmamak*

 

 

 

 

 

 

382.”Şiir üzerinde düşündükçe, şirin ne olduğunu anladıkça, kendi dilimden başka dillerdeki şiirlerin bütün güzelliğini, bütün gücünü sezmeyeceğimi de fark ettim.”

Bu paragraf, aşağıdaki cümlelerden  hangisi ile tamamlanamaz?

A)     Bu nedenle senin “Şiir hiçbir dile çevrilemez, kendi yazıldığı dile bile.”sözüne candan

katılırım.

B)      Anadilinden başka bir dille şiir yazmaya kalkanların şiirden anlamadığına inanıyorum.

C)      Şiirin ancak Türkçe ile yazılabileceği gibi bir yargıya kapılıp kaldım.*

D)      Şiirin, bir dilin tüm inceliklerini ve tüm gücünü yansıtan bir araç olduğu sonucuna ulaştım.

 

 

383.”...Bu türden bir tavır sanatçıya yakışmaz. Bu sanatçının amacına ters düşer. Doğadaki ve toplumdaki kötülükleri, çirkinlikleri sergileyerek ‘Sakın böyle olma!’ demek sanatın iyileştirici özelliğiyle çelişir.”

Bu paragrafın giriş cümlesi aşağıdakilerden hangisi olur?

A)                    Kimi sanatçılar gerçeklerden uzaklaşmaktadır.

B)                     Gerçek sanatçı iyiden yana tavır takınmalıdır.

C)                     Sanatçının iyisi konu yarımı pek yapmaz.

D)                    Kimi sanatçılar kötülükleri örnek veriyorlar.*

 

 

 

384. “Fotoğraf, bu tahlil ve bileşim gücüne sahip değildir. Onun için, duyarlı cam üzerinde beliren şekil bir belge niteliği taşıyamaz.”

 

Bu paragrafın giriş cümlesi aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Portre ressamı yalnızca o anı yansıtır.

B)      Fotoğraf çıkalı ressamın değeri daha da anlaşıldı.

C)      Ressam, tablosuna duygularını yansıtmak zorundadır.

D)      Ressam, yüzümüzdeki çizgilerden gerçek kişiliğimizi sezer.*

 

 

385. “(1) Toplumumuzda sinema küçük kasabalara dek yayılmış bir eğlence aracıdır. (2)Sosyal ve teknik olanaklarımız içinde halk kitlelerini geniş ölçüde etkiler. (3) Sinemanın eğitsel işlevi ikinci plandadır bizde. (4 )Filmlerimizin çoğu romantiktir. Bunun nedeni kültür düzeyindeki düşüklüktür.

Bu paragraftaki cümlelerden hangisi daha kolay kanıtlanabilir nitelikte bir savdır?

A) 1 *             B) 2              C) 3             D) 4

 

 

 

 

386. “Fakat değil sanatçı, bir fotoğrafçı bile artık düşüncesinin ulaşacağı derinlik ölçüsünde iyi bir fotoğrafçı olabilir. Çoktan geçti sanat adamının düşünce adamından ayrıldığı, başkalarının düşüncelerini süslemekle yetindiği zamanlar.”

Bu paragraftan önce gelen paragrafta ele alınan görüş aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Fotoğrafa sanatının biçime yönelik olduğu

B)      Şairin düşünce ile estetiği birleştirmeye çalıştığı

C)      Düşüncenin sanat için gerekli olduğu

D)      Sanatçının  yalnızca estetik kaygılar taşıdığı*

 

 

 

387.”Orhan Veli’nin hemen hemen her şiirinde, bayağılığa düşmüş ünlü şairlere açık ya da kapalı meydan okuma vardır. Tuhaflıkların,ayrılıkların çoğu; sahte edebiyata, bizi insanımızdan, memleketimizden, gerçek halimizden uzaklaştıran yapmacık şiire bir kafa tutmadır. O, bu olumsuzluğa düşmemek için, doğal söyleme yolunu seçtiğinden dolayı ‘garip”olmak, ‘bayağı’ olmaktan daha iyidir.”

Aşağıdakilerden hangisi, Orhan Veli’nin gerçek bir şiirde  bulunmasını  istediği özelliktir?

A) Özgünlük                  B) Etkileyicilik

C) Doğallık*                    D)Akıcılık

 

 

 

 

388. “(...) Çehov diyor ki: “At hırsızlarını anlattığı zaman, at çalmanın kötü olduğunu da  eklememi isteyenler oluyor;yalnız bu kişiler düşünmüyor ki bu benim değil yargıçların işidir.”

Bu parçadan sanatla ilgili en kapsamlı yargı aşağıdakilerden hangisidir?

A)      Gerçek bir sanatçı doğrunun yanında yer almalıdır.

B)       Sanatçı gerçekleri olduğu gibi yansıtmakla yetinmelidir.*

C)       Sanatın görevi ahlakı korumaktır.

D)      Bir toplumda herkes kendi görevini yerine getirmelidir.

 

 

389. “Doğa insana, yaşamını sürdürebilmesi için sayısız olanaklar sunmuştur. Ancak dünyanın her yöresinde farklıdır bu olanaklar. İnsanoğlu bu farklı olanaklardan yola çıkarak yaratır uygarlığı. Dünyada bunca değişik uygarlığın nedeni bu.”

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi üzerinde özellikle durulmaktadır?

A)     Farklı uygarlıkların var oluş nedeni*

B)      Doğanın insan hizmetinde olduğu

C)      Uygarlığın,insanın doğaya uyma çabası olduğu

D)      İnsanoğlunun her koşulda yaratabileceği

 

 

390. “Araştırmacı, çalışmasına önceden oluşturulmuş bir düşüncesi olmadan başlarsa deneyim ya da yaşamın zenginliği içindeki ayrıntılara takılıp işine yarayacak olanları seçip alamaz.”

Bu parçada, bir araştırmacının başarıya ulaş- ması aşağıdakilerden hangisinde bağlanmıştır?

A)     Ayrıntıları atabilmesi

B)      Belli bir düşünceyle yola çıkması*

C)      Yaşamın zenginliğini algılayabilmesi

D)      Seçici olmaya çalışması

 

 

391.“Ne zaman elime kalem alsam, anlatacakları-mın daha önceden anlatılmış olduğu hissine kapılıyorum. Ne diye bir daha aynı şeyleri yazmalı diyorum. Sonra bir de ben deneyeyim diyorum. Bakıyorum yepyeni şeyler çıkıyor ortaya. Anlatıştaki fark anlatılmış olanları yeni yapmaya yetiyor.”

Parça üzerinde özellikle durulan ve anlatılanlara yeni ruh veren aşağıdakilerden hangisidir?

A) Konu                            B) Üslup*

C) Amaç                           D) Ana düşünce

 

 

392.”Sonuç: Romancının birkaç sayfada betimle -meye çalıştığı kediyi tek görüntüyle kedinin kendisini göstererek ortaya koyar. Hem de bu görüntü yazarın bütün betimleme çalışmalarından daha tam ve eksiksizdir.”

Bu paragraf aşağıdaki konuşlardan hangisinin ele alındığı bir yazının sonuç bölümüdür?

A)     Betimleme ile görüntü arasındaki farkın

B)      Romancı ile sinemacının benzerliğinin

C)      Sinemacının anlatımda daha üstün olduğunun*

D)      Romancının hayal gücünü harekete geçirdiğinin

 

 

393. “Evrenin düzeninde seven, sevmeyi, sevilmeyi dileyen varlık insandır yalnız. Odur sevginin tadına varan. İnsan sevgisi toplumları oluşturmaya, sanat sevgisi yaratmaya, bilim sevgisi bilmeye, arayıp bulmaya doğru iter insanı içten içe. Bütün uygarlıkları yaratan sevgidir.”

Bu paragrafa en uygun başlık, aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Evrenin Düzeni ve Sevgi

B)      Sevgi ve İnsan

C)      İnsan  Sevgisi

D)      Sevgi ve Yaratma*

 

 

 

 

 

 

 

 

394. “Düşünceyi az sözcükle anlatan bu alışılmamış yazıların bıraktığı ilk izlenim, yeni, şaşırtıcı ve güzel bir etki uyandırmaktır.”

Aşağıdakilerden hangisi bu paragrafta sözü edilen yazıların bir özelliği değildir?

A)     Yalın ve özlü olmak

B)      Etkileyici olmak

C)      Hayret uyandırmak

D)      Duyguları yansıtmak*

 

 

 

 

 

395.”Her yazıyı beyninden ve yüreğinden sızdıra sızdıra yazardı. Yazılarını tüm dostlarına okur, onların eleştirilerine önem verirdi. Küçük bir yazı için günlerce uğraşırdı. Sözcüklerle muhteşem bir tablo yaratırdı.”

Aşağıdakilerden hangisi paragrafta sözü edilen yazarın bir özelliği değildir?

A)     Halkın anlayabileceği bir dile sahip olan*

B)      Başkalarının görüşüne değer veren

C)      Az,ama kusursuz yazmaya çalışan

D)      Duygu ve düşüncelerini ince eleyip sık dokuyan

 

 

 

 

396.”Romantik sanatçı seçkincidir. Eksi ile artı arasında gider gelir. Gülerken ağlayan La Jakond’a yabancıdır o. Bir insan ya ağlar ya güler. Ortası yoktur. Yaşamda da iyi ya da kötü vardır. Yaşam bunların savaş alanıdır. Bir koşulla bu savaştaki akıl mantık iflas etmiştir.”

Bu paragrafta romantiklerin hani özelliğine değinilmemiştir?

A)     Sıradan olayları ve insanları ele alması*

B)      Karşıtlıklardan yararlanması

C)      Sürekli bir çalışmayı dile getirmesi

D)      Aklı ve mantığı dışlaması

 

 

 

 

 

 

397.”Gerçek sanatçılar hiçbir şeyi küçük görmezler, yargılamaya değil;anlamaya çalışırlar.... Buna inandık mı yazarın rolü ister istemez zorlaşır. Dünyanın bütün sorumluluklarını üstleniverir.”

Aşağıdakilerin hangisi gerçek sanatçının özelliklerinden değildir?

A)     Sorumluluk sahibi olmaları

B)      Haklıdan yana tavır takınmaları*

C)      Her şeyi anlamaya çalışmaları

D)      Tarafsız olmaya  özen göstermeleri

 

 

398. “Anı ile tarih ikiz kardeştir. İnsanı yanıltacak kadar birbirine benzer. Biri aklın, diğeri hem aklın hem de yüreğin eseridir. Başka bir deyişle biri fotoğraf, diğeri resimdir. Ortak yönleri hem biçimsel benzerlikleri hem de yaşamı bir ayna gibi yansıtmalarıdır.”

Bu paragrafta anı türünün hangi özelliğine değinilmemiştir?

A)     Gerçeğe bağlı olması

B)      Sanat değeri taşıması

C)      Duyguları da yansıtması

D)      Tarih türünün devamı olması*

 

 

 

 

 

 

 

399. “Halk şiirimiz, bugün herkes tarafından kolayca anlaşılıyor. Nedeni anlaşılır bir dille yazılmış olmasıdır. Üstelik; bu şiirler yerli ve ulusaldır. Halkımızın yüreğinin sesidir. Divan şiirleri gibi yabancı bir edebiyatın kalıbı üzerine dökülmüş değildir.”

Aşağıdakilerden hangisi halk şiirimizin bir özelliği değildir?

A)     Kolay anlaşılan bir dille yazılmış olmaları

B)      Yerli ve ulusal bir öze sahip olmaları

C)      Herkes tarafından kolayca yazılabilmeleri*

D)      Canlılıklarını hâlâ korumakta olmaları

 

 

 

 

 

 

 

 

400.”Esendal’ı,  okurken yaşamını, yaşadığı dönemi, koşulları iyi değerlendirmek gerekir. Öykülerinde ve romanlarında toplumun geçirdiği değişimler, küçük insanların başından geçen küçük olayların içinde hiç abartılmadan yansıtılır.”

Aşağıdakilerin hangisi Esendal’ın  bu parçada sözü edilen özelliklerinden biri değildir?

A)     Toplumun geçirdiği değişimlere ayna tutar.

B)      Küçük insanların başından geçen olayları anlatır.

C)      Olayları ve kişileri abartmadan aktarır.

D)      Öykü ve romanlarında anlaşılır bir dil kullanır.*

 

 

 

 

 

 

 

401. “Mutluluk, yaşamın güzel bir anıdır. Bu an,öylesine az;ama öylesine güzeldir ki insanoğlu bunu ömrü boyunca unutamaz. Böyle bir güzelliği yeniden yaşamak için neler vermez ki... Gerçekleşmesi ve sürdürülmesi elimizde değildir ama. Yaşama sevinci ise bir yaşama tarzıdır. Yaşamın her anında, her şeyinden bilinçli bir şekilde zevk almaktır. Bitimsiz bir duygudur. Bir mutluluk zinciridir.”

Bu paragraftan aşağıdakilerden hangisi çıkarılmaz?

A)       Mutluluğun yaşama sevincinden daha güzel olduğu*

B)        Mutluluğun rastlantıların ürünü olduğu

C)        Yaşama sevincinin sürekli bir hâli yansıttığı

D)        Yaşama sevincinin çabayla elde edildiği

 

 

 

 

 

 

 

402.”Geçen yüzyılın ortasında ölen Balzac, Büyük Fransız Devrimi sonrasının insanlarını anlatıyordu. Bu insanlar , mutluluğu para kazanmada arıyorlardı. Bu yüzyılın ortasında, paranın mutlu edemediği insanları anlatıyor. Fransız romanları. Balzac’ın başlattığı bu destan, şimdi tamamlanıyor demektir.”

Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A)     Fransız romanı, halkın yaşamını bütünsellik içinde anlatmaktadır.

B)      Balzac, Fransız romanının genel doğrultusunu göstermiştir.

C)      Fransız romanı, gelişimini Balzac’a borçludur.

D)      Roman ile destan türü arasında sıkı bir ilişki vardır.*

 

 

 

403. “Kimi sevmez noktalama işaretlerini, kimi çok sever, bol kullanır. Kimi de bazılarını sever, bazılarını sevmez. Soru sormayı yeğleyen, hem okuruna soran, hem kendini sorgulayan yazar, soru işaretine bayılır. Yüreği yanık yazarla, yürekleri yakmak isteyen yazar ünlem işaretine tutkundur. Kısaca, bir kulaçlık bir yazıyı, bin beş yüz kulaç derinliğe eriştirir noktalama işaretleri.”

Paragrafta, noktalama işaretlerinin hangi özelliği ön plana çıkarılmıştır?

A)     Gelişigüzel kullanıldıkları

B)      Her birinin ayrı bir işlevi olduğu

C)      Yazıya anlam derinliği kazandırdığı*

D)      Kimi insanlarca sevilmediği

 

 

 

 

 

404.”Shakespeare’in tüm yapıtlarındaki konular, Cervantes’in Don Kişot’u, Racine’in Andromak adlı trajedisi hepsinin ;ama hepsinin konusu defalarca işlenmiş, eskimiş konulardır. Ancak bunlar gerçek sanatçının başarısını engelleyemez.”

Bu paragraf aşağıdaki savlardan hangisini doğrulayan bir örnek olarak kullanılabilir?

A)     Defalarca işlenen konular daha etkileyici olur.

B)      Taklit etmek özgün olmaya engel değildir.*

C)      Özgün bir konu işlemek sanatçıyı büyük yapmaz.

D)      Sanatta en önemli öğe içeriktir.

 

 

 

 

405. “Tepeden tırnağa yasa kesilmiş genç bir kadın gelir Buda’ya:”Çocuğum öldü, acısına katlanamı-yorum, yardım et.”der. Buda karşılık verir:”Bu kentin hiç ölü çıkmamış bir evinden bana bir tas su getir.”kadın, kenti ev ev dolaşır. Hangi kapıyı çalsa boşuna. Sonunda anlar; “Demek ölüm herkesin başında.”

Öyküde sözü edilen kadının gerçeğe ulaşmasında aşağıdaki yöntemlerden hangisi etkili olmuştur?

A) Genelleme*                         B) Sezgi

C) Kavrama                            D) Öğrenme

 

 

 

406. “Şiirdeki ‘garip’ anlayışı üzerine bugün bir yazı yazmaya kalksam herhalde aynı şeyleri yazmam. Bundan dolayı kim beni haksız bulabilir. Beş yıl, on yıl sonra da aynı şeyleri söyleyecek olduktan sonra ne diye yaşadım ki...”

Paragraftan çıkarılacak en kapsamlı yargı aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Şiirde doğrular sürekli olarak değişir.

B)      İnsan, sürekli bir gelişim içinde olmalıdır.*

C)      Yapılan bir yanlıştan vazgeçmek en büyük erdemdir.

D)      Sanat, gerçeğin farklı açılardan yorumlanmasıdır.

 

 

 

407. “Eğitim ve dil, birbiriyle yakından ilgili iki alan. Kuşkusuz dili kullanmanın tek amacı eğitim değildir;ama eğitimi dilsiz gerçekleştiremezsiniz. Bu yüzden eğitici yayınların dili, açı seçik, doğru ve seslendiği kitlenin düzeyine uygun olmalıdır. Bu koşullara sahip olmayan bir kitap, işlevini yerine getiremez.”

Parçada asıl söylenilmek istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Eğitici kitapların dili kusursuz olmalıdır.*

B)      Dil, eğitimde önemli bir etkendir.

C)      Dili kullanmayı iyi bilmek herkesin görevidir.

D)      Eğiticiler, dil hatası yapmamalıdır.

 

408.Yukarıdaki parçaya göre, eğitici yayınlarda aşağıdakilerden hangisi aranmaz?

A)     Açık seçik bir dil

B)      Doğrudan kullanılan bir dil

C)      Okuyucunun düzeyine uygun bir dil

D)      Yabancı sözcüklerden arındırılmış bir dil*

 

 

 

 

409.

I.                     Bir ay sonra öyküm desenlerle süslü olarak çıkmıştı.

II.                   Sevincim şimdi bile taptaze...

III.                 Takma bir ad kullanmıştım o zaman.

IV.                 Bundan kırk yıl önce ilk öykümü reddedilir diye çekine çekine göndermiştim bu dergiye.

Yukarıdaki numaralandırılmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturan sıralanışı, aşağıdakilerden hangisidir?

A)  I-II-IV-III                              B) II-IV-III-I

C) IV-III-I-II *                            D) III-II-I-IV

 

 

 

 

 

410. “Yazar, önce kendisi için yazmalı, başkaları için değil. Kendisi beğenmeli yazdıklarını. Acımasızca eleştirebilmeli kendi yazılarını. Yazdıklarına benzer şeyleri daha önce kimler yazmış, neler yazmış, onları iyice okuyup tanımalı.”

Yukarıdaki parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A)     Yazarlar, kendilerini eleştirebilmelidirler.

B)      Yazarlar, başkaları için yazmalıdır.*

C)      Yazarlar, önce başkalarını değil kendilerini düşünerek yazmalıdır.

D)      Yazarlar başkalarının yazılarını da okumalıdır.

 

 

 

 

 

 

411 “Dost ve dostluk dediğimiz, çoğunlukla ruhlarımızın birlikte olmasını sağlayan bir rastlantı ya da zorunlulukta edindiğimiz ilişkiler, yakınlıklardır. Benim dostluk anlayışımda ruhlar o kadar derinden uyuşmuş, karışmış, kaynaşmıştır ki onları birleştiren dikiş artık bulunamaz olmuştur.”

Parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Dost ve dostluk*

B)      Dostluğun önemi

C)      İyi dost seçimi

D)      Dostta bulunması gereken özellikler

 

 

412.Parçada altı çizili sözlerle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

Dostluğun gücü

Dostluğu oluşturan nedenler*

Dostluğun sağlamlığı

Dostlukta olması gerekenler

 

 

413.

I.                     Fakat hiçbir zaman doğruluğuna inanmadığım bir yazının altına imzamı atmadım.

II.                   Aldandığım oldu,ama hiç isteyerek aldatmadım.

III.                 Hep kendimce doğru gördüğüm gerçekleri savundum.

IV.                 Hatalarımın çokluğunu kabul edebilirim.

Yukarıdaki numaralandırılmış cümlelerden bir paragraf oluşturulduğunda  sıralama nasıl olur?

A) I-IV-III-II                          B) II-I-III-IV

C)IV-III-II-I  *                        D) III-IV-I-II

 

 

 

 

 

 

414. “Arkadaşlık;yakınlık,dostluk değildir. Çoğunlukla karıştırılır bunlar birbirine. Arkadaşlık dostluk sanılır. Dostlukla bağdaşmayan bir kavram da  ‘ben’ sözüdür. Dostluğun bulunduğu yerde ‘ben’ olmaz. Dostlukta ‘ben’ yok, bütün bunların eriyip yok olduğu ‘bütünlük’ vardır.”

Yukarıdaki parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Ben kavramı

B)      Arkadaşlık kavramı

C)      Bütünlük kavramı

D)      Dostluk kavramı*

 

 

 

 

 

 

 

415. “Yaptığı iyiliği başkaları duysun diye, kendisine değer verilsin diye yapan, doğruluğu dillerde dolaşmak şartıyla doğru olan adamdan pek hayır gelmez.”

Yukarıda sözü edilen kişi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)     İkiyüzlü                        B) Kötü niyetli

C)   Açgözlü  *                      D) Çıkarcı

 

 

 

 

 

 

416.”Bence sanat, insana insanı, yaşamı ve bunların anlamını öğretmekle yükümlüdür. Ancak bu şekilde geniş bir alanda daha çok insan olunabilir, daha iyi bir yaşama ulaşılabilir. Bütün insanlığı ve evreni içine alacağı yerde, kendi cılız ve kör benliğine saplanan bir sanat, sadece psikolojinin konusu olabilir.”

Parçaya göre sanatın en önemli işlevi aşağıdakilerden hangisidir?

A)     İnsana, insanı ve insanlığı anlatmak.

B)      İnsanı, yaşamı ve bunların anlamını, evrenselliği yakalayarak anlatmak.*

C)      Evrendeki tüm canlıları ve onların yaşamlarını anlatmak.

D)      Psikolojinin dışına çıkıp, olayları tüm yönleriyle anlatmak.

 

 

 

417.Yukarıdaki parçaya göre eleştirilen sanat biçimi,aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Tüm insanlığı ve evreni anlatan sanat

B)      Psikoloji konusunu işleyen sanat

C)      Dar bir kesimi kapsayan sanat

D)      İnsan yaşamını ve yaşamın anlamını anlatan sanat

 

 

418.”Bir şair olmayı n güç, en erişilmez bir şey olarak düşündüğümü, şairliği  yıllarca hayal ettiğimi pek iyi hatırlıyorum. Nitekim ilk kalem denemelerim de şiir değil, düzyazı olmuştu.”

Parçada yazarın asıl söylemek istediği aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Şiir, düzyazıdan çok daha zor bir türdür.*

B)      Düzyazı yazmayı bıraktım.

C)      Şiiri çok seviyorum.

D)      Şiir yazmak çok zevkli bir uğraş.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

419. “Sabah kalktım kar! Poyrazın önünde duman dumana. Sığırcıklar yollara dökülmüş, tekerlek izlerinde yiyecek arıyorlar.  Saçak altındaki tek serçe tüylerini kabartmış dolanıyor.”

Yukarıdaki parçada ağır basan anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Öyküleme                   B) Betimleme*

C) Tartışma                      D) Açıklama

 

 

420.     Geyik dağdan dağa atlarken güzel,

Nar dalında diş diş çatlarken güzel,

Kestane mangalda patlarken güzel,

Kişilik güzelliğin esasından.

Aşağıdakilerden hangisi bu dörtlükten çıkarılamaz?

A)     Hayvanların doğal yaşam ortamlarında olması güzeldir.

B)      Güzellik bir kişinin en değerli varlığıdır.*

C)      Her şey yerinde ve zamanında kullanılırsa güzeldir.

D)      Kişinin gerçek güzelliği kişiliğidir.

 

 

 

 

 

 

421.     “Soğuğa  dayanmanın en emin çaresi soğuğu sevmektir derler. Hakikaten insan soğuğu aradığı zaman, ne kadar şiddetli olursa olsun, müteessir olmaz. Hayatta zorluklara dayanmanın en emin çaresi de hayatı sevmektir. İnsan bir kere hayatı sevince onun bütün külfetlerine katlanır, hiçbiri ağır gelmez.  Sizi çok seven anneniz, nasıl yüzünüze daima gülerek bakarsa, siz de hayata öyle güler yüzle bakarsanız etrafınızdaki insanlara da neşe verir, hayatın bir kat daha güzelleşmesine hizmet edersiniz.”

Parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Yaşamda başarılı olabilmek için çok çalışmak gerekir.

B)      Yaşamın güçlüklerinin üstesinden gelebilmek yaşamı sevmekle mümkündür.*

C)      İnsan, sevmediği işlerden uzaklaşırsa mutlu olur.

D)      Mutlu olmak için neşeli, çevresini sıkmayan insanlar olmak gerekir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

422.“Hayatın güzelleşmesine katkıda bulunmak için”aşağıdakilerin hangisinin yapılması gerekir?

A)     Hayata güler yüzle bakmak*

B)      Zorluklardan kaçmamak

C)      Neşeli insanlarla birlikte olmak

D)      Çalışmayı sevmek

 

 

 

423.Bilim adamının yaşamında mutluluğun her şekli vardır. Yeteneklerini sonuna değin kullandığı bir iş vardır; yalnızca kendisince önemli olmakla kalmayıp hiçbir şey anlamadıkları zaman bile halk tarafından önemli sayılan sonuçlar elde etmektedir. Bu bakımdan bilim adamı sanatçıdan daha şanslıdır. Halk bir resmi ya da şiiri anlamadığı zaman, bunun kötü bir resim ya da şiir olduğu yargısına varabilir; ama görecelik teorisini anlamadığı zaman bunu anlamaya eğitiminin yetmediği sonucuna varır. Bunun için Einstein (Aynştayn) saygın ve mutludur, en büyük sanatçı ise tavan arasında titrer ve mutsuz olur.”

 

Parçada özellikle vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Bilim adamı halkın gözünde sanatçıdan daha değerlidir.

B)      Bilim adamı diğer insanlardan daha mutludur.

C)      Sanatçıyı ve sanatı anlamak halk için her zaman zor olmuştur.*

D)      Halkın bilgisi bilimi ve bilim adamını anlaması için yeterli değildir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

424. Parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?

A)     Halk, sanatı ve sanatçıyı kolay anlayamaz.

B)      Toplum, bilim adamına sanatçıdan daha çok değer verir.

C)      Halk,bilim adamını ve sanatçıyı nesnel ölçülere göre değerlendirir.*

D)      Halk, bilimi ve sonuçlarını anlayamasa da onu yüceltir.

 

 

 

 

 

 

 

425.Bilim adamının sanatçıdan daha şanslı olmasının temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Sanatçıların mutsuz olması

B)      Halkın bilim adamına saygı duyması*

C)      Bilim adamlarının daha kolay anlaşılması ve sonuçlar elde etmesi

D)      Bilim adamlarının daha yetenekli olması

 

 

 

 

 426.”Konuşmada başarılı olmanın tek şartı geniş bir kültüre sahip olmaktır. Engin bir dünya görüşünden ve kültüründen yoksun olanlar, güzel konuşamazlar;konuşmaları can sıkıcı olmaktan öteye gidemez ve içerik yönünden çık zayıf kalır. Konuşmanın etkili olabilmesi, temeli güçlü bir öze dayanmasıyla mümkün olur. Bu nedenle yetkili olmadığımız, bilmediğimiz konularda konuşmaktan

 kaçınmalıyız.”

Paragrafın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir

 

A)     Konuşmalara dünya görüşü katıldığı zaman konuşma çekicilik kazanır.

 

B)      Güzel ve etkili konuşmak için ses tonunun iyi ayarlanması gerekir.

 

C)      Güzel ve etkili konuşmak için bilgi birikimi şarttır.*

 

D)      Konuşmanın can sıkıcı olmaması için iyi bir dinleyici olmak şarttır.

 

 

 

427.Parçada geçen “yoksun”sözcüğünün anlamı aşağıdakilerden hangisi değildir?

A)     Belli bir şeyden kendisinde olmayan

B)      Mahrum

C)      Belli bir şeyin yokluğunu çeken

D)      Geçinmekte çok sıkıntı çeken*

 

 

 

 

428.Parçaya göre konuşmada başarılı olmanın tek şartı aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Engin bir dünya görüşüne ve kültürüne sahip olmak*

B)      Güzel konuşmak

C)      Temeli güçlü bir öze sahip konuşma yapmak

D)      Her konuda yetkili olmak

 

 

429.  Yoruma göre değişir şiir

         Soldan sağa sağdan sola

         Bin türlü okunur

         Ve büyülü bir kumaş gibi

         Her okunuşta yeniden dokunur.

Şiirde vurgulanan düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Şiir emek isteyen bir uğraştır.

B)      Şiir, her okumada yeni anlamlar kazanır.*

C)      Şiir, okuyucusunu büyüler.

D)      Şiir yazmak okumaktan daha kolaydır.

 

 

 

 

         Yoruma göre değişir şiir

         Soldan sağa sağdan sola

         Bin türlü okunur

         Ve büyülü bir kumaş gibi

         Her okunuşta yeniden dokunur.

430.Dizelerde kendisine benzetilen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Şiir                                B) Kumaş*

C) Yorum                           D) Okuma

     

 

 

 

431.     Yola çıkınca her sabah

Bulutlara selam ver

Taşlara, kuşlara

İnsanlara selam ver

Sonra çıkarıp cebinden aynanı

Bir selam da kendine ver

Hatırın kalmasın el gün yanında

Bu dünyada sen de varsın!

Üleştir dostluğunu varlığa

Bir kısmı seni de sarsın.

Yukarıdaki dizelerin ana duygusu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Doğa sevgisi                 B) Özlem

C) Yaşama sevinci             D) Yaşamın paylaşımı*

 

 

 

 

432.Şiirde geçen “el gün”söz öbeği aşağıdakilerden hangisidir?

A) İkileme*                     B) Deyim

C) Tamlama                    D) Deyiş

 

 

434.Şiirde geçen “üleştir” sözcüğünün yakın anlamlısı aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Hayata biz de katkıda bulunalım.

B)      Sevinçlerimi paylaştırdım insanlara.

C)      Her yeni şeyi sevinçle karşıladım.

D)      Mutlu olmayı hak ediyoruz.

 

 

 

435. “Vaktiyle Bağdat’ta bir adam Harun Reşit’e gelir, izin alıp marifetini gösterir. Adama kırk tane iğneyi uzaktan bir çuvaldızın gözünden geçirir. Görenler bu ustalığa şaşar kalır. Harun Reşit, bu adama kırk altın bağışlar;ama kırk tane de değnek vurulmasını emreder. ‘Niçin mi?’ der. ‘Çünkü yeteneğini boş yere harcayacağına yararlı bir işte çalışsaydın, insanlığa daha yararlı olurdun.’ 

Parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

A)     İnsanlığa yararlı işler daha değerlidir.

B)      Bir kişiye aynı anda ödül ve ceza verilmez.

C)      Zor işleri başaranlar ödüllendirilmelidir.

D)      Çalışarak her zorluğun üstesinden gelinebilir.

436.Paragrafın alındığı  yazının türü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Masal*                                B) Fıkra

C) Öykü                                   D) Deneme

 

 

 

 

437. Turnaların sesiyle bu hayatın her insan için bir tanecik olduğu, bu hayattan başkasının var olmadığı, neyin tadını çıkarabileceksen burada çıkarabileceğin, bunun çabucak gelip geçtiği ve ölümsüzlük içinde insana bir fırsatın bir daha verilmeyeceği yolundaki korkunç önsezi yeniden yankılandı içimde.”

Parçaya göre yazar “turnaların sesiyle” aşağıdakilerden hangisinin farkına varmıştır?

A)     Yaşamın tadını çıkarmak gerektiğinin

B)      Ölümsüzlük diye bir şeyin olmadığının

C)      Hayata bir kez gelinebildiğinin

D)      Yaşamın değerinin*

 

 

438. “Hiçbir suçlu kendi yargıçlığından kurtulamaz. Vicdan içimize korku saldığı gibi, suçsuzsak rahatlık ve güven verir bize. Ben kendimden söyleyebilirim ki türlü kötü durumlarda, içimden geçeni, niyetlerimin temizliğini kendim bildiğim için daha korkusuz adımlarla yürümüşümdür.”

Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Vicdan, insana cesaret veren bir güçtür.

B)      Vicdanın olmadığı yerde insanlık yoktur.

C)      Vicdan kendi kendimizi değerlendirmemizi sağlayan en iyi yargıçtır.

D)      Vicdansız insanlardan her kötülük beklenir.

 

 

439. Ölüm demek,yaşam demektir, ölümü anlatan her ozan yaşamı anlatmak ister. Yetmiş altı yaşında ölen Fransız ozanı şöyle demişti:”Dünyada olduğumuz o unutulmaz zamandı.”

Parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?

A)     Her şey karşıtıyla vardır.

B)      Ölüm yaşamın devamıdır.

C)      Ölümle yaşam birbirinden çok farklıdır.*

D)      Pek çok ozan ölümü ve yaşamı anlatmıştır.

 

 

 

440.Çok zordur öfke duyduğumuz insanlara bir şeyler öğretmek;ama bu, özellikle gereklidir. Çünkü asıl, öfke duyduklarımızın öğrenmeye gereksinimi vardır.

Diyen bir kişi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Karamsar*                     B) İnatçı

C) Hoşgörülü                      D) Özverili

 

441.Ocaktaki kuru çam kütükleri şimdi alev alev bir deniz gibi hışırdayarak yandığından duvara asılı haşhaş yağı lambası sarara sarara ufalıyor, aydınlığın bolluğuyla örtülüyordu. Duvardaki bakır tabaklar, kütüklerin kızıl ışıkları altında parlıyordu.

Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Betimleme*                   B) Tartışma

C) Karşılaştırma                 D)Öyküleme

 

 

442.”Akıl almaz güzellikte bir bahar sabahı. Kestane ağaçları yapraklanmış. Ben giderken kuruydu her şey, hep kuru kalacakmış gibi. Oysa işte bahar, işte mis gibi bir yeşil, yemyeşil oluşum. Bulvarın her zamanki gürültüsü, piyango satıcısı, dilencisi, çiçekçisiyle. Güzelim bir bahar sabahında yollarda olmanın coşkusu ne güzel.”

Parçanın anlatımında hangi duyuya ilişkin kavrama yer verilmemiştir?

A) Görme                             B) Dokunma

C) İşitme                               D) Tatma*

 

 

 

 

443.     Biliyorum kolay değil yaşamak

Gönül verip türkü söylemek yâr üstüne

Yıldız ışığında dolaşıp geceleri

Gündüzleri gün ışığında ısınmak

Bu dörtlüğün teması aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Yaşama  bağlılık*

B)      Tembellik

C)      Doğa sevgisi

D)      Doğa güzellikleri

 

 

444.     Biliyorum kolay değil yaşamak

Gönül verip türkü söylemek yâr üstüne

Yıldız ışığında dolaşıp geceleri

Gündüzleri gün ışığında ısınmak

Bu dörtlüğün şairi  aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez?

A) Sevecen                      B) Sıkıntılı*

C) İyimser                       D) Umutlu

 

 

 

445.     “Asım Bezirci’nin kendine özgü bir rengi ve kuralları vardı. Temelde sağlam, günceli kollayan, özellikle araştırmanın sınırlarını sürekli genişletmeyi kendine amaç edinen bir çalışma yöntemi seçmişti kendine. Bilinmeyen yabancı suların bir Mecallan’ıydı o.”

Aşağıdakilerden hangisi Asım Bezirci’nin özelliklerinden biri değildir?

A) Özgün                                B) Kurallara bağlılık

C) Sınırlarının olmaması*       D) Araştırmacı

 

446.Parçada geçen “günceli kollayan”söz öbeğinin anlamı aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Günlük olayları takip eden

B)      Yaşamı anlatan

C)      Duygularını yazıya döken

D)      Olay çıkmasını bekleyen

 

 

 

 

447.”Bilinmeyen yabancı suların bir Mecallan’ıydı o.”cümlesinin anlamı aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Değerlerinden ödün vermemek

B)      Yeniliği, keşfetmeyi sevmek*

C)      Macera düşkünü olmak

D)      Yabancı ülkeleri anlatmak

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

448.”Nurullah Ataç, edebiyatımızın Batı’ya yönelmesi için emek verdi, onu bazı hazır yapılar içine düşmekten kurtardı. Yazarlığın duygusallığa kapılmamak, yapay, gösterişli, süslü,yalan yanlış yazmamak, yalın, açık bir dille akıl yolunu izleyerek yazmak olduğunu öğretti.”

Aşağıdakilerden hangisi Nurullah Ataç’ın edebiyatımıza kazandırdığı özelliklerden biri değildir?

A)     Türk edebiyatının yönünü çizmeye çalışmıştır.

B)      Yazarlarımızı hazırcılıktan kurtarmıştır.

C)      Dilde özleşmeyi savunmuş ve bu konuda çalışmıştır.

D)      Nesnelliği öğretmeye çalışmıştır.

 

 

 

 

449.Nurullah Ataç’a göre aşağıdakilerden hangisi yazarlığın özelliklerinden biri değildir?

A)     Yalın, açık ve sağlam bir dil

B)      Nesnellik

C)      Doğal bir anlatım

D)      Toplumculuk

 

 

 

 

 

 

 

 

 

450. Köprü nedir?Bir boşluğu kapatan, bir yeden bir yere varan yol. Teknoloji dağları aşıyor, çevre yolları döşüyor,köprüler kuruyor;ama insanı insan ulaştıramıyor. Aya, uzaya bile yol açtık, köprü kurduk da aramızda içten, sıcak, insanca bir iletişim kuramaz olduk.”

Parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

A)        İletişim ağının yetersi oluşu, insanları birbirinden koparmaktadır.

B)         Teknoloji insan ilişkilerinde isteneni vermiyor.*

C)         Teknolojik gelişmeler insanı mutsuz kılıyor.

D)        İletişim kopukluğu geleceğimizi tehdit ediyor.

 

 

 

 

451.Parçada köprü örneği niçin kullanılmıştır?

A)     İnsan ilişkilerini anlatmak için*

B)      Teknolojik gelişmelerin hızını anlatmak için

C)      Bir terimi açıklamak için

D)      Ulusalla evrensel olanın birleştiğini göstermek için

 

 

 

452.”Yazı dediğin kişilikli olmalı. Yazar ne anlatacağını, nasıl anlatacağını da iyi bilmeli. Sözcüklerini seçerken cümle yapısını kurarken “kendi”olmasını bilmeli. Nasıl usta bir ozanın şiirini hemen tanır., ‘Bu Cahit Külebi’nin , bu Behçet Necatigil’in şiiri’ deyiverirsiniz, usta azarı da anlatış biçiminden bilirsiniz.”

Parçada “yazı”nın hangi özelliği vurgulanmaktadır?

A)     Dili

B)      Güzelliği

C)      Özgünlüğü

D)      Konusu

 

 

 

453.Parçada yazarın, hangi özelliği vurgulanmaktadır?

A)     Bağlı olduğu akım

B)      Dili

C)      Dönemi

D)      Üslubu

 

 

 

454. “Bu, Cahit Külebi’nin , bu Behçet Necatigil’in deyiverirsiniz.”cümlesinin kullanış amacı aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Örnekleme yapmak

B)      Betimleme yapmak

C)      Tanık göstermek

D)      Benzetmeye başvurmak

 

 

455. “İşte güzel bir yapıt ki iş görüyor. İşte  nefis bir mermer kabartma ki göbeğinden gürül gürül su fışkırıyor. Bu kabartmalar dede yadigarı taş işçiliğimizin en güzel örneklerindendir. İnsanı şaşırtan bazen de mermeri yaran bir cömertlikle

ayakta duran iki katlı ev boyundaki yorucu olmasına rağmen faydalı güzele örnek verilebilir.”

Parçada yapıtların hangi özelliği vurgulanmaktadır?

A)     Özgünlüğü

B)      Güzelliği*

C)      Yararı

D)      Geçmişi yansıtması

 

 

 

456.Parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisinden yararlanılmamıştır?

A)     İkilemelerden

B)      Örneklemelerden

C)      Kişileştirmelerden

D)      Tanımlamalardan*

 

 

 

 

 

 

 

 

 

457.”Şiirde, deniz deyince bildiği denizi, serçe deyince bildiği serçeyi, balık deyince gördüğü balığı arayıp bulamayanlar, şiirde denizi, balığı, serçeyi değil de şiiri aramak zahmetine katlanamadıkları için araları çabucak açıldı şiirle.”

Okurun şiirle arasının açılmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Şiirin ne olduğunu anlamaya çalışmaları*

B)      Şiir okumayı sevmemeleri

C)      Şiirin çok gelişmiş bir yazı türü olmaması

D)      Şiir okurunun geçmişten kopamaması.

 

 

 

 

 

 

 

458.Aşağıdakilerden hangisi “araları açılmak” sözcükleri için söylenemez?

A)     Deyimdir.

B)      Mecaz anlamlıdır.

C)      “Kavga etmek” anlamındadır.*

D)      Anlamca kaynaşmış söz öbeğidir.

 

 

 

 

459.        Yeşermiş tarlaya kuruyorum saatimi

Bir gelincik çalar vakti kırmızı kırmızı

Bir yeşil yün yumağı gözleri

Örer bir ananın sıcak yüreği

Entari,giysi, hırka

Koyuyorum kulağımı,ten daha sıcak

Örme çorap, ana ,el ayak sıcak

Basma sıcak...kan ama daha sıcak.

Şiir için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)     “Gelincik”saate benzetilmiştir.

B)      Kişileştirme yapılmıştır.

C)      Karşılaştırma yapılmıştır.

D)      Açıklamalara başvurulmuştur.

 

 

 

 

 

460.”İçine, çiçeklerin, ulusların, yıldızların içine gir.

Geceden gündüze, eskiden yeniye yürü sen, yürü sen.”

Dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)     İnsan yaşama her alanda katılmalı

B)      İnsan ulusunu diğer uluslardan önce tutmalı.*

C)      İnsan geçmişten geleceğe uzanan bir köprü olmalı

D)      Doğayı,bilgiyi bulmalı, doğru kullanmalı

 

 

 

 

 

 

 

 

461.”Birçok şair gibi o da bütün ömrünce bir tek şiir yazdı. Sevginin, özverinin ve bozkırın şiirini. Bu şiirin kitaplara bölünmüş olması, zamanın koşulları gereği az çok değişime uğraması, başta sınırlı olan bakış açısının daha sonraları genişlemesi bu gerçeği değiştirmez.”

Parçada geçen “bu gerçeği  sözü ile anlatılmak istenen  aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Konusunun hep aynı kalması*

B)      Zamana çağa göre değişmesi

C)      Bakış açısının değişmezi

D)      Tek bir şiir yazması

 

 

 

462.Aşağıdakilerden hangisi parçada sözü edilen gerçeği değiştiremeyen öğelerden biri değildir?

A)     Bakış açısının genişlemesi

B)      Zamana göre değişmesi

C)      Şiirin kitaplara bölünmüş olması

D)      Sevginin, özverinin bozkırın şiirini yazması*

 

 

463.Çağdaş edebiyat bireylerin mutluluğuna değil, toplumun mutluluğuna çevriktir. Bu kadar çok insanın mutsuz olduğu bir düzende sanatçı deve kuşu gibi anlamsız ve yararsız bir güzellik peşinde koşmaz.”

Parçada sanatçı hangi açıdan devekuşuna benzetilmiştir?

A)     Toplumun içinde yaşaması

B)      Toplumun sorunlarını görememesi*

C)      Pek çok insanın mutsuz olması

D)      Güzelliği anlatması

 

 

 

464.

I.                     Ama bizim insanlarımız kediler gibi değil, enini boyunu ölçmüyor,kalabalığı transatlantik gibi yara yara geçiyorlar bir yandan öte yana.

II.                   Komşu Aliye Hanım kıyametleri kopardı.

III.                 Kedi bir aralıktan, bir delikten mi geçecek, bıyıklarıyla ölçermiş.

IV.                 Bıyıkları geçiyorsa sorun yok.

V.                   Bir yaramaz çocuk, Sarman’ın bıyıklarını azıcık kesmişti.

VI.                 Bir kediye yapılacak en büyük kötülük buymuş meğer.

Numaralandırılmış cümlelerden anlamlı bir paragraf oluşturulduğunda sıralama nasıl olur?

A)     I- II- V- IV- III- VI

B)      III- IV- V- II- VI- I*

C)      II- III- IV- V- I- VI

D)      III- I- IV- II- VI –V

 

 

 

465.

I.                     Bir şeyin daha farkına varmıştım, kimi zaman  ben de onlar kadar “uçuk,kaçık”tım.

II.                   İlerleyen yıllarda bazı başucu yazarlarımla tanıştım.

III.                 Çocukken beni etkilemiş kitapların yazarlarını yere göğe koyamazdım.

IV.                 Büyük olasılıkla kitaplarla haşır neşir olarak büyümüş herkes böyle yapmıştır.

V.                   Bu bir özdeşleşme idi.

Numaralandırılmış cümlelerden anlamlı bir paragraf oluşturulduğunda sıralama nasıl olur?

A)     I- III- IV- II- V

B)      III- V- I- II- IV

C)      III-IV- II- I- V*

D)      V- II- III–VI –I

 

 

 

 

 

 

 

466.

I.                     Dünyadaki tarih öğretimi şu sırayı izler: Öğrenci doğduğu kenti,sonra yurdunun, sonra dünyanın tarihini öğrenir.

II.                   Öğrenci, Çin Seddi’nden yola çıkmakta, Anadolu ya gelinceye kadar canı çıkmaktadır.

III.                 Bunu şuan benzetebiliriz.

IV.                 Çocuk kendi ana babasından önce yedi göbek öncesini öğrenmeye zorlanmaktadır.

V.                   Biz de ise tersi geçerlidir.

Numaralandırılmış cümlelerden anlamlı bir paragraf oluşturulduğunda sıralama aşağıdakilerden hangisi olur?

A)     I- V- II- III- IV*

B)      III- II- I- IV- V

C)      I- III- IV- II- V

D)      IV- III- I -II- V

 

 

 

467. “Küçükken hiç kitap okumazdım. Bir dayak yemediğim kalırdı bu yüzden. Sonra ne olduysa oldu, aşırı bir okuma hevesine kapıldım. Dokuzuncu sınıftayken Dickens’i, Dosteyevski’yi, Balzac’ı, Gorki’yi, Zola’yı hiç ara vermeden yutarcasına okudum. Onuncu sınıfta ben de yazmaya başladım. Herhalde o büyük sanatçılara özenmiş olacağım.”

Parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A)     Çocukken okuduğu yazarlara

B)      Kitap okumaya hangi olayla başladığına*

C)      Yazmaya başlamasında büyük yazarların etkisine

D)      Çocukluğunun bir döneminde kitap okumadığına

 

 

468.Yukarıdaki parçada hangi sözcükler mecaz anlamda kullanılmıştır?

A)     Yemediğim-yutarcasına

B)      Heves-kapıldım

C)      Okumazdım-kapıldım

D)      Yemediğim-özenmiş*

 

 

 

469.Yukarıdaki parça aşağıdaki yazı türlerinden hangisinden  alınmıştır?

A)     Günlük

B)      Anı

C)      Biyografi*

D)      Eleştiri

 

 

 

 

 

 

470. “Türkçe konusunda gerçekten titizlik gösteren kişiler bile çoğu kez eleştirdikleri yanlışları yapmaktan kurtulamıyorlar. Bunda dilbilimcilerin ortak bir dil geliştirememiş olmasının payı  var. Türkçenin hangi yöntemle daha iyi öğretilebileceğinin hiç tartışılmamış olmasının, herkes yanlışlardan yakınırken doğrusunun ortaya konmamış olmasının ... Daha pek çok şeyin.”

Parçada dil yanlışları yapılmasının nedenleri arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A)     Dilbilimcilerin ortak bir dil geliştirememiş olmaları

B)      Türkçe öğretim yönteminin tartışılmamış olması

C)      Dil yanlışlarının ortaya konmamış olması

D)      Türkçenin giderek yabancı dillerin etkisinde kalması*

 

 

 

 

 

471.Parçada geçen”Bunda dilbilimcilerin ortak bir dil geliştirememiş olmalarının payı var.”cümlesindeki “bu”sözcüğü ile anlatılan nedir?

A)     Türkçeyi özenle kullananların bile dil yanlışı yapmaları*

B)      Türkçenin kullanımında titizlik gösterilmesi

C)      Türkçenin yönteminin belirlenmemiş olması

D)      Herkesin dil yanlışı yapılmasından yakınması

 

 

 

472.Parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Türkçenin gelişim süreci

B)      Türkçenin yapısı ve sözcük türetme yolları

C)      Türkçede dil yanlışı yapılmasının nedenleri

D)      Türkçenin öğretilme yöntemleri

 

 

 

473. “Bir zamanlar, elli yılların Ankara’sında Sıhhiye’den  Kızılay’a yürüdüğümüz o bahar akşamlarında, yürürken söyleşmenin sevincini paylaşırdık. Böyle konuşarak, tartışarak bir konuyu kafamda  iyice oluşturduktan sonra yazıya dökmek kolaylaşırdı.”

Parçada sözü edilen kişinin hangi özelliği özellikle vurgulanmıştır?

A)     Yürüyüşü sevmesi

B)      Tartışarak düşünmesi*

C)      Dostlarıyla söyleşmesi

D)      Yazı yazması

 

 

 

 

474.Parçada söyleşiyle ilgili olarak hangisine değinilmemiştir?

A)     Yapıldığı zamana

B)      Yapıldığı yere

C)      Konusuna*

D)      Yapılış biçimine

 

 

475.Parçanın türü aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Deneme

B)      Makale

C)      Günlük

D)      Anı

 

 

 

 

 

476.

I.                     Çevresindeki  kişilerin ikişer üçer oturmalarına , konuşmalarına karşın o tek başına oturuyor.

II.                   Ama ister istemez anılara kayıyor.

III.                 Buraya gelirken duyduğu tedirginlik yok şimdi.

IV.                 Rahat rahat  kendisiyle kalabiliyor böylece.

V.                   Arada bir kitabını kapatıyor, kahvesini yudumluyor.

Numaralandırılmış cümlelerden anlamlı bir paragraf oluşturulduğunda sıralama , aşağıdakilerden hangisi olur?

A)     I- IV- II- V- III*

B)      II- I- IV- III-V

C)      IV-III- II- I- V

D)      V- II- I- IV- III

 

 

 

 

 

 477. “Birden bire güneşi, buluta benzemez garip ve sarı bir sis kapladı. Bir kirli el çağla bademi eşeğin sırtından bir kumaş çekip aldı. Her zamanki kül rengi, yer yer havı dökülmüş eski  mantosunu giydirdi eşeğe.”

Bu parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)     İkileme kullanılmıştır.

B)      Öznel yargılara yer verilmiştir.

C)      Doğa kişinin iç dünyasıyla ilgili olarak betimlenmiştir.*

D)      Kişileştirme sanatına başvurulmuştur.

 

 

 

 

 

 

478.Parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmamıştır?

A)     Duyulardan

B)      Devinimden (hareket)

C)      Benzetmeden

D)      Sezgilerden*

 

 

 

479.”Söz vermiştim kendi kendime: Yazı bile yazmayacaktım. Yazı yazmak da bir hırstan başka ne idi? Burada namuslu insanlar arasında sakin ölümü bekleyecektim. Hırs, hiddet neme gerekti? Yapamadım. Koştum tütüncüye, kağıt kalem aldım. Oturdum. Adanın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım. Kalemi yonttum. Yonttuktan sonra tuttum öptüm. Yazmasam deli olacaktım.”

Parçada konuşan kişinin ruhsal durumunu en iyi yansıtan sözcük aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Sabırsız

B)      Öfkeli

C)      Tutkulu*

D)      Sakin

 

 

 

480.Parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)     Yazar, yazma nedenini okuyucuyla paylaşmıştır.

B)      Yazar, diğer insanlar gibi olmadığını söylemiştir.*

C)      Yazar, yazı yazmanın önüne geçilemeyen bir duygu olduğunu vurgulamıştır.

D)      Yazar, kendine verdiği bir sözü tutamadığını açıklamıştır.

 

 

 

 

481.” Zeka ile usu birbirinden ayırmalı. Zeki adam, günlük zorlukların içinden kolayca sıyrılabilen adamdır. Akıllı adam ise, günlük zorlukları tarih içine oturttuktan sonra onlara çözüm aramaya çalışır, olayların mantığı zeki adamı ilgilendirmez. Zeki adam, olayların o andaki görünüşüyle yetinir. Olayın nereden gelip nereye gittiğini eşeleyen, değerlendirmesini de olayın değil, tarihin yönüne göre yapan adam akıllı olandır.”

 Parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisinden yararlanılmıştır?

A)     Karşılaştırmalardan*

B)      Örneklemelerden

C)      Betimlemelerden

D)      Öykülemeden

 

 

 

482. “Dağlık yamaçlar, kıyıdan 5-6  yüz metre yükseltiye kadar olan kısımlarda bütün mevsimlerde yeşil kalan, sert ve parlak yapraklı bitkilerden meydana gelmiş olan Akdeniz makisi ile kaplıdır. Bu kısımlar çok tenhadır, şurada burada bazı küçük köylere rastlanır. Bu köylerin halkı kısmen küçükbaş hayvan sürülerinin geliri ile kısmen de dağınık tarlalarda yaptıkları oldukça çeşitli tarım ile geçinirler.”

Parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Tartışma                   B) Öyküleme

C) Açıklama*                D) Karşılaştırma

 

 

 

 

 

 

 

483. “Ülkemiz kültür yaşamında biyografi türü, uzun yıllar gereken yerini alamadı. Örneğin dünya yazınının yapıtlarının hemen tümü dilimize çevrilmiş yazarlarının bile biyografileri henüz eksik. Durum yabancı yazarlar açısından böyle de, kendi yazarlarımız açısından farklı mı?  Hayır ya da en azından bu noktadaki fark büyük değil.”

Parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır?

A)     Dünya yazının önemli ürünlerinin dilimize çevrilmeyişinden.

B)      Ülkemizde biyografi türüne gereken önemin verilmeyişinden*

C)      Yazarlarımızın yapıtlarının dünya dillerine çevrilmemiş olmasından

D)      Biyografinin  zor bir tür olmasından

 

 

 

 

 

 

484.”Bir öyküde, romanda önemli olan onun ne anlattığı değildir; bunlardan herkes kendine göre bir anlam çıkarabiliyorsa o zaman sanat yapıtı gerçek amacına ulaşmış olur.”

Aşağıdakilerden hangisi anlatım bakımından bu cümleye en yakındır?

A)     Gerçek yazar, okuyucunun ne istediğini bilen yazardır.

B)      Her okur her yapıttan aynı oranda zevk almaz.

C)      Öykü ve romanın neyi anlattığı değil, kim için anlattığı önemlidir.

D)      Yapıtlar okuyucu tarafından yorumlanabiliyorsa amacına ulaşmış olur.*

 

 

 

 

 

485. (I)Hem şair, hem mizah yazarı olan Rıfat Ilgaz’a edebiyatımızda gerektiği yerin verilmediği kanısındayım. (II) Değerbilir eleştirmenlerin Ilgaz’ın sanatı üzerinde bir gün değerince duracaklarını sanıyorum.  (III)Mizah yazarı olduğuma göre, Ilgaz’ın mizahı üzerinde yargıda bulunmam belki de yadırganacaktır. (IV) Ben Ilgaz’ın şiirleriyle mizahı arasında yakınlık buluyorum.”

Yukarıdaki numaralandırılmış cümlelerin hangisinde “umut”söz konusudur?

A) I        B) II*            C) III          D) IV

 

 

 

486. “Bir dili bilmek, bu dilin kurallarını öğrenmiş olmak anlamına gelmez. Bir dili konuşamayan bu dildeki yazılı eserleri okuyup anlayamayan kişi için ‘dil bilmiyor’ denemez. Bir dili bilmek, o dilde çok sayıda sözcük ezberlemek de değildir. Duygu ve düşüncelerini açık seçik belirtemedikten sonra binlerce sözcük ezberlemenin yararı yoktur.”

 Parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Duygu ve düşüncelerimizi anlaşılır bir biçimde anlatabildiğimiz dili biliyoruz demektir.*

B)      Kurallarını iyi öğrendiğimiz dille derlerimizi daha anlatabiliriz.

C)      Biliyorum, dediğimiz dilde yazılmış bütün eserleri okumuş olmalıyız.

D)      Sözcüklerini ezberlemek, kurallarını bilmek bir dili öğrenmek demektir.

 

 

 

487.Yolun üstünde yanan bir kibrit görürsen hemen onu söndür. Bu, birisinin yaşamına zarar verebilir. San yol soran birisine her zaman güler yüzle karşılık ver. Kimseye gülerek bakma, gereksiz yere koşma, bağırma, sokaktakilere saygı göster.

Parçada yapılmaması istenenler arasında aşağıdakilerden  hangisi yoktur?

A)     İnsanları rahatsız etmemek

B)      Çevreyi ve insanları iyi gözlemek*

C)      Sıcakkanlı, yardımsever olmak

D)      Çevreye ve doğaya zarar vermemek

 

 

488.Gündelik bir olayı, sıradan bir gözlemi, konuşma sanatının bütün incelikleriyle şerbetlendirerek öyle bir anlatır ki... İnsana ve dünyaya bakmanın birinci niteliğinin hoşgörü olduğunu hem bilir, hem bildirir.”

Parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A)     Konuşma sanatını incelikle kullanır.

B)      Hoşgörüyü bilir ve aktarır.

C)      İnsana ve dünyaya bakmanın birinci niteliği hoşgörüdür.

D)      Olağanüstü  olayları anlatır.*

 

489. “Tom, artık yaşamın yaşanmaya değer ve güzel olduğunu kendi kendisine söylüyordu. İstemeyerek, inanların hareketlerini yöneten büyük yasalardan birini bulmuştur.  Büyük bir insana ya da çocuğa bir şey mi yaptırmak istiyorsunuz? O şeyi yapmak zorunda olmadığına onu inandırmalısınız.”

Parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

A)         Bir şeyi yaptırmak istiyorsan kişiyi zorlamayacaksın.*

B)          İnsanları yöneten yasalardan biri kendine güvendir.

C)          Yaşam, yaşanmaya değer ve güzeldir.

D)          Yaşamda zorunlu olan şeyler de vardır.

 

 

 

 

 

 

 

 

490.”Dünya değişiyor dostlarım, günün birinde gökyüzünde, güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında toprak anamızın  koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz. Bizim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük, sizin için kötü olacak.”

Parçada aşağıdaki  duyulardan hangisi ağır basmaktadır?

A) Özlem                     B) Kaygı*

C) Sevinç                     D) Telaş

 

 

 

 

 

 

 

 

491.Parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A)     Doğanın giderek bozulduğuna

B)      Gelecek nesillerin şansız olduğuna

C)      Dünyanın sürekli değiştiğine

D)      Doğanın sonbaharda nasıl değiştiğine*

 

 

 

 

 

 

 

492.Parça hangi anlatım türünden alınmıştır?

A) Öykü*                    B) Fıkra

C) Makale                   D) Eleştiri

 

493. “Romancılığımızın gelişiminde Hüseyin Rahmi’nin elbette önemli bir yeri var. Çöküş halindeki bir toplum düzeninin karışıklıklarını, eserlerinde sergileyerek önemli bir iş görmüş. Ama bunları katıksız olarak sergilemesi, onu bugün okunmayan bir yazar durumuna getiriyor.   Bugün roman okurlarından çok, toplum bilimcileri ilgilendiren bir sanatçı durumundadır.” 

Parçada Hüseyin Rahmi ile ilgili olarak aşağıdakilerden  hangisine değinilmemiştir?    

A)     Yapıtlarında sanatsallığın eksik oluşu bugün okunmamasına neden olmaktadır.

B)      Romanlarında toplumun değer yargılarını onların diliyle işlemiştir.*

C)      Yapıtları o günün toplumu ile ilgili bilgiler içermektedir.

D)      Bugün  roman okuyucularına değil, toplum bilimcilerin işine yarayan bir yazardır.

           

 

 

494.”Bir okur olarak çoğunlukla romanı sinemaya yeğlerim. Çünkü oradaki dünya, biraz da benim düşüncelerimle renklenir. Kişilerin yaşam öyküleri, uygu ve düşünceleri benim yorumla biçimlenir.”

Parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Roman sinemadan daha zevkli bir sanattır.

B)      Roman, okuyucusuna sinemadan daha geniş dünyalar sunar.

C)      Roman kolayca biçimlenebilecek bir sanattır.

D)      Romanda düş gücü ön plandadır.*

 

 

495.”Bazı insanlar vardır, ortalığı gürültüye vermeden sessiz sedasız, iyi işler yapmaya çalışırlar. Büyük beklentileri yoktur. Para, şöhret, siyasi güç peşinde koşmazlar. Doğru bildikleri düşünce onlara yeter de artar bile.”

Aşağıdakilerin hangisi, yukarıda sözü edilen kişinin özelliklerinden biri değildir?

A) Alçakgönüllü                  B) Hırslı*

C) Dürüst                             D) Tutarlı

 

 

496. “Okuyorsan ne karşındakileri susturmak, bilgiçlik taslamak için ne her okuduğuna körü körüne inanmak, ne de konuşmalarına konu bulmak için oku; incelemek, düşünmek için oku.”

Parçaya göre aşağıdakilerden hangisi okumanın amacıdır?

A)     Bilgili olduğumuzu kanıtlamak

B)      Konuşurken konu darlığı çekmemek

C)      Araştıran, düşünen bireyler olmak

D)      Tartışmalarda kazanan olmak.

 

 

 

497. “Bir sırrı içinde sakladıkça o senin kölendir. Bir başkasına söylediğin anda sen onun kölesi olursun.”

Aşağıdaki yargılardan hangisi bu cümlelerden çıkarılamaz?

A)     Sırlar söylenmedikçe zararsıdır.

B)      Paylaşılan sırlar, insanı diğer insanlara bağımlı kılar.

C)      Sırlarımızı söylediğimiz kişiler, onları bize karşı kullanabilirler.

D)      Her sır insana dünyayı zindan eden bir yüktür.*

 

 

 

 

498. ( I ) Duygular arasında en az karmaşık olanıdır tutku. ( II) İsteği ile kendi arasına giren hiçbir engele tahammül edemez. (III) Tek bir istekten oluşmuş hedefe doğru aldırmadan yürüyüp gitmektir utku. (IV) Şimdilerde bunu yaşıyorum işte.

Numaralandırılmış cümlelerin hangisinde tanımlama yapılmıştır?

A) I                   B) II           C) III*         D) IV

 

 

 

 

 

499. Buharla işleyen makine işimize çok yarayabilir ama,  gerektiği kadar yarayabilir. Oysa insan buharlı makine değildir. Bir buharlı makine kadar işe yaramasa da dürtü ve istekleriyle ondan öndedir. Buharlı makine ancak insan istediği an çalışır. İnsan ise kendini çalıştırmayı başkasına bırakırsa yok olur.

Parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Buharlı makine insanlık için yararlı bir araçtır.

B)      İnsan buharlı makineye benzer.

C)       İnsan yoksa makinde yoktur.

D)      İnsan, özgür iradesini kullanabildiği sürece vardır.*

 

 

500.

I.                     Yaşadığı ortamın sınırları dışına çıkmak, gezmek, oraları tanımak insanoğlunun tutkusudur.

II.                   Bu yolla yaşadığı ortamdan sıyrılmaya, kurtulmaya çalışmıştır.

III.                 Gezi yazıları da böyle bir gereksinimin  ürünü olarak  doğmuştur.

IV.                 Bu tutkuyla büyüdüğü yerlerin ötesinde kalan başka yerlerden söz açan eserleri istekle okumuştur.

Numaralandırılmış cümlelerle anlamlı bir paragraf oluşturulduğunda sıralama nasıl olur?

A)  I- II- III- IV                 B) I- IV- II-  III*

C) IV- I- II-  III                 D) III- II- I- IV

 

 

 

 

 

 

 

 

 

501.”En güzel bahar şiirleri, kışın en koyu zamanında yazılır. En güzel yemek tariflerinin açken yapıldığı gibi.”

Bu paragrafta en güzel bahar şiirini, en güzel yemek tarifini yaptıran, aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Hayal gücü*

B)      Özlem

C)      Yetenek

D)      Deneyim

 

 

 

 

 

 

 

 

 

502.”Gücümüz, yazarların gücü, insanların uslarına ve yüreklerine işleyen onların bilincini uyandıran ve insanlığı özgürlük ve kardeşlik ışığı uğruna mücadeleye kaldıran sözlerdir. Sözlerimizi, onu dinlemek isteyen daha çok insana ulaşması için yazarız. Benliğimizin küçük evrenini değil; milyonlarca insanı düşündüren sorunları dile getirdiğimiz zaman mutluluğa kavuşuruz.”

Paragrafa göre yazarları mutluluğa ulaştıran en önemli yazma nedeni hangisidir?

A)     İnsanların aklına ve yüreğine seslenmek.

B)      İnsanı, özgürlük ve kardeşlik mücadelesine katmak.

C)      Düşüncelerini bütün insanlığa ulaştırmak.

D)      Milyonlarca insanı ilgilendiren sorunları dile getirmek.

 

503. “Okulda örnek bir öğrenci olmak, Lise Giriş Sınavını kazanmak, iş hayatının zirvesine uzanmak... Bunlar mı başarı? Başarı, kendi yetenekleri doğrultusunda bir yere gelebilmektir. Başarı kişiseldir. Başarı, hazırlığı,,çalışma ve çabayı gerektiren hayata bakış açısıdır. Bu nedenle belli kalıplara ve grafiklere dökülemez. Yalnız bize aittir.”

Bu paragraf aşağıdaki sorulardan hangisine verilmiş bir yanıttır?

A)     Başarı nedir?

B)      Başarıya ulaşma yolları nelerdir?

C)      Herkesi başarılı saymak mı gerekir?

D)      Başarı toplumsal mı yoksa kişisel bir olgu mudur?

E)       504.”Gençlerdeki bunalımın, tersliğin, daha doğrusu bize, büyüklere ters görünen düşüncelerle davranışların kökenine inmedikçe, onlara nesnel bir açıdan bakmadıkça gençlik sorunlarına çözüm bulunabileceğini sanmak, havanda su dövmektir. Öyleyse ne onları toptan haklı gören ne de suçlayan görüşlerden yola çıkılmamalıdır.”

Bu paragraftan gençlik sorunlarıyla ilgili yargılardan hangisi çıkarılamaz?

A)       Sorunların kökeninde büyüklerin tepkisel davranışları yatmaktadır.

B)        Sorunlar ancak nesnel bir yaklaşımla çözülebilir.

C)        Sorunların kökenine inmeyen yaklaşımlar havanda su dövmektir.

D)       Önyargılarla başlayan tüm çözümler geçersizdir.

 

 

 

 

 

505.”Hüseyin Rahmi, “Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç”adlı yapıtını, Halley Kuyruklu Yıldızı’nın  Dünya’ya çarpma olasılığından yola çıkarak yazmıştır. Yapıtın ana düşüncesi  “Gökteki kuyrukludan değil; yerdeki kuyruklulardan korkmak gerekir.”diye özetlenebilir. O, tüm yapıtlarında gerçek olaylara ve gerçek kişilere yer verir. Onun her tabakadan insanlarca okunmasında bu somutlama gücünün etkisi büyüktür.”

Bu paragraftan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

A)       Bir yazarın somutlama gücü, herkesçe okunmasına yol açan öğelerden biridir.

B)        Hüseyin Rahmi, hem aydınlar hem de sıradan insanlarca okunan yapıtlar yaratmıştır.

C)        Hüseyin Rahmi, olayların ardındaki gerçeği ele alan bir yazardır.

D)        Hüseyin Rahmi, asıl tehlikenin insanlardan gelebileceğine dikkati çeken bir yazardır.

 

 

 

 

 

 

506. “Genç bir şair, yazdığı şiirleri okuması için usta bir şaire götürür. Usta şair, şiirleri okuyup bitirdikten sonra genç şiar sorar:

-Şiirlerimden en çok hangisini beğendiniz?

Usta şair:

-Henüz okumadıklarımı...der.

Yaşlı şairin bu cevabından çıkarılabilecek yargı, aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Şair, şiirlerin hepsini beğenmiştir.

B)      Şair, şiirlerin bazılarını beğenmiştir.

C)      Şair, şiirlerin hiçbirini beğenmemiştir.*

D)      Şiar, şiirlerin bazılarını beğenmemiştir.

507.”İşte karşı karşıyasın. İşte o da senin gibi; elli ayaklı, kaşlı gözlü, sıhhatli, hasta, sarışın, esmer, kafası var, saçları var. Yüzünde küçük küçük kavga, taş, düşme izleri. Yaramaz bir çocukluğun her şeyi, ufak ufak her şeyi. İşte elleri,parmakları, işte ayakları. Kim bu? İnsanoğlu. Senin gibi, tıpkı tıpkısına aynı....”

Paragrafta yazarın asıl anlatmak istediği hangisidir?

A)     Çocukların güzel olduğu

B)      Çocukların çok yaramaz olduğu

C)      Yaramazlığın kötü olduğu

D)      İnsanların birbirine benzediği*

 

 

 

 

508.Paragrafla ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi doğru değildir?

A)     Çocuk, küçük bir insan örneğidir.

B)      Büyük bir insana ait özellikler çocukta da görülebilir.

C)      Fiziksel olarak birçok insan birbirine benzer.*

D)      İnsan bir çocukta kendi küçüklüğünü görebilir.

 

 

 

 

509.Paragrafın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisinde belirtilmiştir?

A)     Açıklayıcı

B)      Tartışmacı

C)      Betimleyici*

D)      Öyküleyici

 

 

510.      Şakaklarıma kar mı yağdı, ne var?

Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz?

Ya gözler altındaki mor halkalar?

Neden  böyle düşman görünürsünüz,

Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?

Şiirin konusu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yaşlanma*               B) Vefasızlık

C) Ölüm                        D) Hastalık

 

 

 

 

 

 

 

511.Şairin “Şakaklarıma kar mı yağdı?”sözüyle anlatmak istediği, aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Kış mevsimi

B)      Saçlarının ağardığı*

C)      Yorgun olduğu

D)      Eski güzelliğini kaybettiği

 

 

 

512.Şair için “aynaların düşmanlığı”ne demektir?

A)     Kırılması

B)      Vefasızlığı

C)      Eskisi gibi net göstermeyişi

D)      Ona yaşlandığını fark ettirmesi*

 

 

 

 

 

 

 

513.Şairlerden birine: “Sen bizim istediğimiz şiiri yazmıyorsun.”diye çıkışmışlar. O da: “Sizin istediğiniz şiiri ancak siz yazabilirsiniz, ben kendi istediğim şiiri yazıyorum.”demiş.

Paragraftan, aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?

A)     Şiir yazmak zor bir iştir.*

B)      Ismarlama şiir yazılmaz.

C)      Sanatçılar eserlerini istedikleri gibi vermekte özgürdürler.

D)      Bir şiir ancak şairin kendi duygu ve isteğiyle yazılır.

 

 

 

 

 

514.    ”Bir gün ihtiyar bir adamın kapısı çalınmış. Adam kapıyı açmış. Yüzü gözü kan içinde bir yabancı, Tanrı misafiri olduğunu söyleyerek kendisini içeri almasını ihtiyardan rica etmiş. O da adamı içeri almış. Az sonra kapı tekrar çalınmış. Bu sefer jandarmalar ihtiyarın oğlunun cesedini getirmişler. O taraftan geçen bir adamın onu vurup kaçtığını söylemişler.

         İhtiyar birdenbire sarsılmış ama az önce kapısından içeriye Tanrı misafiri diye aldığı evladının katilini teslim etmemiş; ancak jandarmalar gittikten sonra katile dönüp:

        -Çık dışarı, evimden dışarı çık ki seni kovalayabileyim!diye bağırmış.

 

 

Hikâyeye bir başlık koymak gerekseydi en uygun başlık aşağıdakilerden hangisi olurdu?

A)     İntikam

B)      Misafirperverlik*

C)      Evlat Sevgisi

D)      Vefasızlık

 

 

 

 

 

 

 

 

 

515.Hikâyeden çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Yabancı kişileri eve almak tehlikelidir.

B)      Yapılan bir iyilik, her zaman karşılık bulmayabilir.

C)      Bazı kimseler için misafir son derece kutsaldır.*

D)      İnsan, kim olursa olsun herkese yardım etmelidir.

 

 

 

 

 

516.Hikâyede sözü edilen adamın, katili jandarmalara teslim etmeyişi nasıl açıklanabilir?

A)     Katili kendisi cezalandırmak istemektedir.

B)      Jandarmalar gidince katilin kaçmasına yardım edecektir.

C)      Jandarmaların, oğlunun intikamını alabileceğine inanmamaktadır.

D)      Kim olursa olsun evindeki misafirin zarar görmesini istememektedir.*

 

 

 

 

 

517.    Ayakların olsun da

Yürüme

         Gözlerin olsun da

         Görme

         Elin olsun da

         Verme 

         Düşün

         O zaman

         Ne farkı kalır senden

         Dağın taşın

Şiirde vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A)     İnsanın diğer varlıklardan üstün olduğu

B)      Düşünmeyen bir insanın faydasız bir taştan farksız olduğu

C)      İnsanın, elindeki imkânları değerlendirmeyi bilmesinin gerektiği*

D)      Çalışmayan bir insanın  hiçbir işe yaramayacağı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

518.”Konular önemli değil benim için. Ancak yine de konu seçimi diye bir olay var. Ama mesele konuyu iyi seçmekte değil. Konuyu çok iyi seçebilirsiniz. Ancak bu çok iyi seçtiğiniz, çok iyi anlattığınız konuyu neden anlatmak istiyorsunuz? İşte yazarın bunu çok iyi bilmesi gerekir.”

Paragrafa göre yazar için en gerekli şey nedir?

A)     İlgi çekici bir konuyu seçme

B)      Konuyu ana hatlarıyla verme

C)      Seçtiği konuyu niçin yazdığını bilme*

D)      Konuya uygun bir anlatım seçme

 

 

 

 

519.Son derece fakir ve cahil bir işçiye günde beş yüz bin lira verip bir kuyu kazdırmışlar. Ertesi gün aynı işçiyi çağırıp açmış olduğu kuyuyu bu sefer yine beş yüz bin lira vererek doldurmasını söylemişler. İşçi, söylenenleri yapmış. Bu işi bitirdikten sonra aynı adamdan kuyuyu tekrar açmasını istemişler. Canı sıkılan adam, parayı almak için çaresiz doldurduğu kuyuyu tekrar kazmış. Fakat açtığı kuyuyu tekrar doldurması istenince elindeki küreği kızgınlıkla yere vurup çekmiş gitmiş.

İşçinin işi bırakma sebebi aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Ücretin az olması

B)      Yapılan işin yararsızlığı*

C)      Aynı işi yapmaktan sıkılması

D)      Çok yorulmuş olması

 

 

 

520.Paragrafın anafikri aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Kuyu kazmak zahmetli ve yorucu bir iştir.

B)      Bir iş o işten anlayan kişilere yaptırılırsa iyi sonuç alınabilir.

C)      İnsanların bir işi  yapmaları için o işin faydalı olduğuna inanmaları gerekir.*

D)      İnsanlar aynı işi uzun süre yapmaya dayanamazlar.

 

 

522.Aşağıdakileren hangisi bir paragrafın giriş cümlesi olmaya uygundur?

A)     Görüldüğü gibi konuşmayı oluşturan etmenlerin başında ses gelmektedir.

B)      Bir topluluk karşısında etkili konuşmak istiyorsak önce doğru soluk alıp vermeliyiz.*

C)      Sesin oluşumu da doğrudan doğruya soluk  alıp vermeye bağlıdır.

D)      Böylece rahat, doğru ve etkili konuşmanın gerekliliği anlaşılır.

 

 

 

 

523. “Bütün sanat eserlerinde tek bir kuralın geçerli olduğuna inanıyorum. O da, yazılan şiir, roman ya da öykünün yaşanmış olmasıdır. Yazılan şeyin yazarın ille de başından geçmiş olması demek değildir bu. Ne var ki yazılırken yaşanmış olması demektir. Yaşanmaksızın yazılmış bir öykü kendini hemen ele verir. Zorlama, kuru ve soğuktur. Yakınlık duymayız böyle öykülere.”

Paragrafın ana düşüncesi nedir?

A)     Sanat eserleri belli kurallara dayalı olarak oluşturulur.

B)      Bir yazarın mutlaka başından geçenleri azması gerekmez.

C)      Hissedilmeden yazılan edebi eserler okuyucuyu etkilemez.*

D)      İyi  bir eser, yaşanmış olaylardan yola çıkılarak yazılır.

 

 

 

524.      Güneşle beraber söndüğüm akşam,

Ağlayacak hangi rüzgar kim bilir?

Mermer bir heykele döndüğüm akşam,

Başucumda kimler yanar kim bilir?

Şair, daha çok hangi duygunun etkisi altındadır?

A) Yalnızlık *                        B) Korku

C) Üzüntü                             D) Acıma

 

 

 

 

 

 

 

I.                     Güneşle beraber söndüğüm akşam,

II.                   Ağlayacak hangi rüzgar kim bilir?

III.                 Mermer bir heykele döndüğüm akşam,

IV.                 Başucumda kimler yanar kim bilir?

 

525.Yukarıda numaralandırılmış dizlerin hangisinde insana ait bir özellik tabiattaki bir varlığa verilmiştir?

A) I              B) II *               C) III          D) IV

       

 

 

526.     Ölüm,ardıma düşüp de yorulma

Var git ölüm, bir zamanda yine gel.

Akıbet alırsın, komazsın beni

Var git ölüm, bir zamanda yine gel.

Dörtlüğün teması aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Yaşama isteği*

B)      Ölüm korkusu

C)      Ölüme meydan okuma

D)      Hayata küsme

 

 

 

 

527.Eylül sonunda Boğaz, bambaşka bir şekilde karşınıza çıkar. Bu mevsimde Kanlıca’da veya Emirgân’da  avare olarak tek başınıza dolaşmaya çıkarsanız bütün sıkıntılarınızın sizi terk ettiğini görürsünüz. Sonbahar, birçok yazarın belirttiği gibi insanı kederlendiren bir mevsimdir. Ama bu mevsimde Boğaz, kederleri ve düşünceleri olduğu gibi alıp götürür.

 

Paragrafta aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir?

A)      Sonbaharda Boğaz’ın bambaşka bir çehreye büründüğünden

B)       Sonbaharın insanı hüzünlendiren bir mevsim olduğundan

C)       Sonbaharda Boğaz’ı seyretmenin insanı üzüntülerinden uzaklaştırdığından

D)       Boğaz’ı  tek başına gezmenin pek eğlenceli olmadığından*

 

 

 

 

528.“Bütün hâdiselerin kökenlerini daima kalbinizin derinliklerinde arayınız. Günlük hayatınız size fakir görünürse ondan şikâyet etmeyiniz. Hayatınızdaki zenginlikleri görmeye yetecek kadar şair olmadığınız için kendinizden şikâyet ediniz.”

Aşağıdakilerden hangisi paragrafta verilen öğütlerden değildir?

A)     İçinde bulunulan durumdan şikâyet etmemek

B)      İyi bir şair olmaya çalışmak*

C)      Mutluluğu kendi içinde aramak

D)      Hayatın güzel yönlerini görecek kadar duyarlı olmak

 

 

 

 

 

 

 

529.

I.                     İnsanların genç olduklarını anlatmak için “ömrünün ilkbaharında”derler.

II.                   Yalnız tabiat için, kırlar  için, çiçekler için değil, insanlar için de bir ilkbahar düşünülür.

III.                 Bahar sözcüğünün kendine mahsus bir çekiciliği vardır.

IV.                 Tabii ömrün bir de sonbaharı vardır ki çiçeklenmenin  belki  sonunun geldiğini anlatmak için öyle demişlerdir.

Yukarıda verilen cümlelerle bir paragraf oluşturulduğunda  paragrafın giriş cümlesi hangisi olur?

A) I                   B) II                  C) III*          D) IV

 

 

530.     Hasretim giden günlere

Nerede...

Kapılarını yıllardır açmadığım koca ev,

Dizlerimi yaralayan eşikler,

Pınarlarından su içtiğim kasaba

Üzerinden inmediğim dut ağacı

......

Kırmızı balıklarını kovaladığım

Mermer havuz.

Neredesiniz çocukluğum?

Şiirin teması nedir?

A)     Çocukluk günlerinin özlemi*

B)      Memleket sevgisi

C)      Sıla özlemi

D)      Tabiat sevgisi

 

 

531. Çocuğun yeryüzünde en sevdiği iki varlık annesi ve babasıdır. Dünyada bu kadar ana baba varken çocuğunuzu bunlarına arasına bırakırsanız o zengin, bu yakışıklı, şu kuvvetli demez, ne hâlde olursanız olun yine sizi seçer ve her zaman her hareketiyle sizi örnek almaya, size benzemeye özenir. Her hareketiniz, her tavrınız onun için bir derstir. Bu yüzden ona, özenilmeye layık bir insan olarak görünmeye çalışmalısınız.”

Paragraftan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı, aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Her çocuk, anne ve  babasını çok sever.

B)      Anne ve babalar çocuklarına iyi bir örnek olmalıdırlar.*

C)      Dünyanın en iyi anne ve babası kendimizinkidir.

D)      Anne ve babalar çocuklarına iyi bir gelecek hazırlamalıdır.

 

 

 

 

532.Tarihimizin büyüklüğü bizim için hem kuvvet hem zaaf kaynağı olmaktadır. Derme çatma bir millet olmadığımız için, gelecek için büyük umutlar besleyebiliyoruz. Dün büyük olduğumuz gibi yarın da büyük olabileceğimizi düşünüyoruz. Karşılaştığımız bütün buhranları sükûnetle ve ağırbaşlılıkla ele almayı biliyoruz. Çünkü geçmişte bu türlü durumlarla karşılaştığımızı ve hepsinin de aynı ağırbaşlılıkla üstesinden geldiğimizi biliyoruz.

 Fakat geçmişimiz bazen geleceği göremeyecek kadar  gözlerimizi kamaştırıyor ve gereği kadar gerçekçi olamıyoruz. Tarihte değil bugünde yaşadığımızı, dolayısıyla karşımızdaki problemleri ancak bugün geçerli olabilecek bilgi ve donanımla çözebileceğimizi âdeta unutuyoruz.”

Paragrafın konusu nedir?

A)     Geçmişin günümüze etkileri*

B)      Tarih sevgisi

C)      Tarih ve kültür

D)      Gerçekçi olma

 

 

533.Paragrafta vurgulanan düşünce, aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Türk milletinin köklü ve anlı bir geçmişi vardır, bunun kıymetini bilmeliyiz.

B)      Karşılaştığımız sıkıntıları milletçe büyük bir soğukkanlılıkla karşılamalıyız.

C)      Geçmişimizle geleceğimiz arasında denge sağlayacak bir tarih bilincine sahip olmalıyız.*

D)      Atalarımızın bize bıraktığı gibi biz de gelecek kuşaklara büyük bir kültür mirası bırakmalıyız.

 

 

 

 

 

534.Aşağıdakilerden hangisi tarihimizin büyüklüğünün olumlu sonuçlarından değildir?

A)     Problemleri çözmede yol gösterici olması

B)      Kuvvet kaynağı olması

C)      Güven ve cesaret vermesi

D)      Gözlerimizi kamaştırması*

 

 

 

 

535.Paragarafın anlatım biçimi için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A)     Açıklayıcı anlatım

B)      Tartışmacı anlatım*

C)      Öyküleyici anlatım

D)      Betimleyici anlatım

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

536.      Güneyde bir avuç toprağım,

Bir evim, kışlağım olaydı.

Baharda göçseydi otağım,

Toros’ta yaylağım olaydı.

Onulmaz içimde bu yara

Şehirler dumandan kara

Çıkaydım dağlara dağlara

Bulutlar çardağım olaydı.

Şiirin teması nedir?

A)     Tabiat sevgisi*

B)      Memleket özlemi

C)      Maceraya  atılma isteği

D)      Ayrılık acısı

 

 

 

537.”Her şey bıraktığım gibiydi. Pencerenin perdeleri yana çekilmişti. Masanın üstünde bir kağıt gördüm. Bu belki de benim ev sahibine yazmış olduğum pusulaydı. Demek  ben gittim gideli kadın buraya hiç çıkmamıştı. Elimle beyaz lekeyi yokladım ve bunun bir mektup olduğunu görünce afalladım. Bir mektup ha? Alıp pencere önüne gittim. Karanlıkta becerebildiğim kadar üstündeki harfleri sökmeye çabaladım.”

Paragrafın anlatımında aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangileri kullanılmıştır?

A)     Öyküleme-betimleme

B)      Öyküleme-açıklama

C)      Açıklama-betimleme

D)      Betimleme-karşılaştırma

 

 

 

538.”O, tam bir denge uzamanıdır. Şairler arasındaki küçük çekemezlikleri, kıskançlıkları ortadan kaldırmaya çalışır, onlara yeni bir kuşağın bilincini vermeye çabalar. Dergilerin çıkarılmasında onun payı büyük olur. Ama yaptıklarından hiçbir zaman büyüklenmeye kalkmaz, tersine ortanca dağları ben yarattım diye kasılanları büyük bir sabırla dinler, pek dudağını büzüp kaşlarını kaldırarak söylenenlere akıl erdiremediğini anlatan yüz kımıltısına sığınır.”

Paragrafta sözü edilen kişi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)  Çalışkan                      B) Alçakgönüllü

C) Barışçı                          D)Kendini beğenmiş*

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

539.”Bebek doğduğu zaman adını ve giysilerini hazır bulur; çığlıklarla ve ıngacıklarla kollarını ,bacaklarını sallaya savura büyür, gelişir. Derken, günün birinde “mama,baba, atta...”dediği işitilir. Böylece konuşma yolunda ilk adımlar atılmış olur.”

Paragrafın anlatım biçimi için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Açıklama                               B) Tartışma

C)Öyküleme                               D) Betimleme

 

 

 

 

 

 

 

540.”Yağmur bulutları havada toplanınca şemsiyenizi alıp sokağa çıkmanız gibi, hayatta başınıza gelecek her şeye karşı da ruhça hazırlıklı olmalısınız. Bu ruh hazırlığı, felaketler karşısında şaşırıp kalmamanızı, fırtınada tersine dönmüş bir şemsiye..........”

Paragrafa aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanabilir?

A)     sahibi olmanızı sağalar.

B)      haline gelmemenizi mümkün kılar.

C)      gibi siz ters döndürür.

D)      açmanız doğru olur.

 

 

 

 

541.”Ayakkabıcılar çarşısından çekiç sesleri geliyor. Kar erimiş, yollardan siyah çamurlu bir su akıyor. Saz benizli küçük kızlar kapılarından nefis kokular yayılan sıcak ekmek fırınları önlerinde bekleşiyorlar.”

Paragrafın anlatımında hangi duyumuz ile ilgili ayrıntıya yer verilmemiştir?

A) İşitme                                 B) Dokunma

C) Koklama                             D) Tatma

 

 

 

 

 

 

 

542.          Benim de bir şeyler atmam lazım

Gökyüzüne ve insanlara

Mesela yardım etmek istiyorum

Anlaşmasına bulutların, bacalarla

Beraber geceyi geçirmelerine

Bulunsan diyorum akşam yemeğinde

Sofrasında

Memurun, tezgahtarın

Şair için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Barışçı                             B) Sorumluluk sahibi

C) Üzüntülü                         D) Yardımsever

 

 

 

 

 

 

 

 

543.İnsanları güzel yapan, sıcak yapan dildir. Dilin de tatlısı olmalı. Allah bir adama her şeyin tatlısını, yalnız dilin acısını verdi mi ne yapsa kar etmez.  Öylesinin sevimli, cana yakın olmasına imkan yoktur. Çünkü o dil ağzın içinde her dönüşünde can yakar, kalp kırar. “Dil yarası, yaraların en

derinidir.”derler. Ne kadar öfkeli olursanız olun tatlı dil sizi yatıştırır. En yapamayacağınız işleri

size tatlı dille, güler yüzle yaptırıverirler.

Paragrafın anlatımında özellikle aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?

A)     Açıklama

B)      Tartışma

C)      Öyküleme

D)      Betimleme

 

 

 

544.Paragrafta geçen”dilin ağzın içinde dönmesi”sözüyle anlatılmak istenen nedir?

A)     Yalan söylemek

B)      Konuşmak

C)      Tekerleme söylemek

D)      Kötü sözler söylemek

 

 

545.Paragrafta “dil”ile ilgili aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?

A)     Güzel konuşmanın öfkeyi dindirdiğine

B)      Tatlı dilin insanları sevimsizleştirdiğine*

C)      Acı dilin sahibini başarısız yaptığına

D)      Kırıcı sözler söyleyenlerin sevilemeyeceğine

 

 

 

546.    “Biz de hafif olsaydık bir rüzgârdan,

Yer alsaydık şu bulut kervanında,

Güzele ve yeniye doğru koşan

Bu sonrasız gidişin bir yanında.

 

Dağlara,denizlere,ovalara

Uzansaydık yağarak iplik iplik

Tohumları susamış tarlalara

Bahar, gölge ve yağmur götürseydik.”

Şiirin bütününe hakim olan duygu aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Güzellikler yaratma isteği

B)      Sevinç ve mutluluk duygusunun çekiciliği

C)      Rüyalara sığınma duygusunun verdiği rahatlık

D)      Yeniliklere ve güzelliklere ulaşma isteği*

 

 

 

 

 

547.Bu şiir için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)     Şiirde ümitli bir insan vardır.

B)      Tabiat olaylarından birini, isteklere ulaşmak için kullanan bir şiirdir.

C)      Şiirde hayat ve duygu ağır basmaktadır.

D)      Gerçekleri anlatan, gerçekçi bir şiirdir.*

 

 

 

 

 

 

 

548.     Gök öyle mavi, öyle durgun,

          Damlalar üzerinde!

          Yeşil bir dal sallanadursun

          Damlar üzerinde!

Şiirde doğanın hangi özelliği belirtilmemiştir?

A) Sadeliği *                        B) Maviliği

C) Yeşilliği                        D) Durgunluğu

 

 

 

 

549.”Özgürlüğe öyle düşkünüm ki, koca Hindistan’ın bir köşesini bana yasak  etseler dünyanın tadı kaçar neredeyse. Hiçbir yerde saklı, eli kolu bağlı yaşamak da istemem, orada pineklemektense alır başımı havası, toprağı bana açık bir yere giderim.”

Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Sağlığımız için havası güzel, açık bir yeri terci etmeliyiz.

B)      Sürekli aynı yerde yaşamak can sıkıcıdır.

C)      Hindistan dünyanın en güzel köşesidir.

D)      Yaşamı güzelleştiren, insanı mutlu eden özgür yaşamdır.*

 

 

 

550.   Koyun meler, kuzu meler

   Sular hendeğine dolar

   Ağlayanlar bir gün güler

   Gamlanma gönül gamlanma

Şair için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) İyimser *                         B) Umutsuz

C) Kötümser                       D) Üzgün

 

 

 

551.”Sular hendeğine dolar.”dizesiyle anlatılmak istenen nedir?

A)     Suların hendeğine dolması kaçınılmazdır.

B)      Her şey doğala sonucuna ulaşır.*

C)      Hayatımıza yön veren rastlantılardır.

D)      Doğa olaylarına karşı tedbirli olmalıyız.

 

 

552.      Ah, o kadrini bilmediğim günler,

Koklamadan attığım gül demeti,

Suyunu sebil ettiğim çeşme,

Eserken yelken açmadığım rüzgâr!

Gölgeler yerleşiyor pencereme

Çağınız başlıyor ey hatıralar!

Bu şiirde işlenen ana duygu aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Ölüm kuşkusu

B)      Doğa özlemi

C)      Yaşlılık acısı*

D)      Yaşama küskünlük

 

 

553.“......Böyle bir görüşün yanlışlığını, köy kahvelerinde halk hikâyelerini dinlerken anlamıştım. Oraya gelenlerin çoğu okuma yazma bilmezdi. Bizim, kitaplardan öğrendiğimiz biçim ve anlatım özelliklerini, köylüler hikâyeyi değerlendirirken sayıp dökerlerdi.”

Bu paragrafın başına aşağıdaki cümlelerden hangisi  getirilmelidir?

A)     Halk hikâyelerinin önemli bir edebiyat eseri olmadığı söylenir.

B)      Okuma yazma bilmeyenlerin hikâyeden anlamadığı ileri sürülür.*

C)      Halk hikâyelerinin modern hikayeciliğin temeli olduğu bilinir.

D)      Halk hikâyelerine halkın önemli bir ilgisinin olmadığı görüşü egemendir.

 

 

 

554.     Tam otların sarardığı zamanlar...

          Yer yüzükoyun uzanıyorum.

          Toprakta bir telâş,bir telâş

          Karıncalar öteden beri dostum.

Dörtlüğe egemen olan duygu hangisidir?

A)     Doğa sevgisi

B)      Hayvan sevgisi*

C)      İnsan sevgisi

D)      Toprak sevgisi

 

 

555.Dörtlükte anlatılanlar hangi mevsimde geçiyor?

A)     Sonbahar

B)      Kış

C)      Yaz *

D)      İlkbahar

 

 

556.

I.                     Tam otların sarardığı zamanlar...

II.                   Yer yüzükoyun uzanıyorum.

III.                  Toprakta bir telâş,bir telâş

IV.                 Karıncalar öteden beri dostum.

.Şair hangi dizede öznel bir değerlendirme yapmıştır?

A)  I           B) II              C) III*           D) IV

 

 

 

557. “Güneş, Fatih sırtlarının arkasına doğru batardı. Etrafa serin bir loşluk iner; faaliyet azalır, rıhtım caddesinden bir kırlangıç, ince keskin sesler çıkararak gidip gelmeye başlar, yosun kokusuyla karışık bir rutubet etrafa yayılırdı.”

Bu paragrafta aşağıdaki anlatım biçimlerinin hangisinden yararlanılmıştır?

A)     Karşılaştırmalı anlatım

B)      Öyküleyici anlatım*

C)      Açıklayıcı anlatım

D)      Betimleyici anlatım

558.     Doğduğum yerden kopup

         Doyduğum yere vardım.

         Her şeyimi unutup

        Yarama tütün sardım.

Şiire egemen olan duygu hangisidir?

A) Saygınlık                B) Umut

C) Ayrılık*                    D) Üzüntü

 

 

 

 

559.(I)Kitap bizi avuttuğu gibi yükseltir de. (II)Kısa hayatında insanın edindiği tecrübeler ne kadar azdır!  (III)Çünkü Onların can yoldaşı olduğunu biliriz.  (IV)Oysa şiirler ve romanlar   yaratıcıları- nın türlü iç tecrübeleriyle kaynaşır.

Paragrafın bütünlüğüne uymayan cümle hangisidir?

A)  I        B) II     C) III*          D) IV

 

 

 

 

560.   Çalışırsan toprak verir,cömerttir.

        Emeksiz istemek,dermansız derttir.

        Çalışmak insana büyük servettir.

        Kese coşar, gönül coşar, el coşar.

Şiire göre toprağın başlıca niteliği nedir?

A)     Büyük bir zenginliğe sahip olduğu

B)      Her şeyi zahmetsizce vereceği

C)      Cana yakın, dost oluşu

D)      Çalışırsa karşılığını vereceği*

 

 

 

561.”Bana mı öyle gelir bilmem, karanlık bir çirkinlik iner kuşkulanan insanın yüzüne. Evlerine bile bir mezarlık kasveti siner kimseye güveni olmayanların. Kapıları da gönülleri gibi hep yarı açılır misafire;görülmeden önce görmek, görmekten de daha çok gözetlemek ister gibi Kendinizi, maksadınızı iyice anlatmadıkça evin eşyası karanlık köşelerde pusudadır.”

Yukarıdaki parçaya en uygun başlık aşağıdakilerden hangisi olur?

A)     Evin Eşyası

B)      Mezarlık Kasveti*

C)      Kuşkulu İnsan

D)      Görülmeden Görmek

 

 

562.Parçadaki “gönüllerin yarı açık olması”sözleriyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Maksadı anlatmaya yardımcı olmak

B)      Karşısındakinin kuşkularını dağıtmak

C)      Karşısındaki kişinin gizlerini çözmeye çalışmak

D)      Karşısındaki kişiyle samimi,açık bir ilişkiye yanaşmamak*

563.Aşağıdakilerden hangisi kuşkucu insanın özelliklerinden biri değildir?

A)     Gönülleri de kapıları da açıktır.*

B)      Yüzünde akranlık bir çirkinlik vardır.

C)      İnsanlara sır vermeyip onların gizlerinin araştırırlar.

D)      Yaşadığı yerdekiler de kendilerine benzer.

 

 

 

564.”Düz, kumral saçları kaşını yay gibi örtüyordu. Narin endamı,mağrur,sakin ve yumuşak yüzü ruhunun derinliklerinde gizlenene asaletin bir işareti gibiydi.”

Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?

A)  Betimleme*                   B) Açıklama

C) Öyküleme                      D) Tartışma

 

 

 

565.”Korku bir ruh halidir. İkide bir gelip giden, bizi yoklayan, dengeleyen... Yüreklilik ise büyük korkular önünde kendimizi yitirerek yaptığımız atılımdır. Her şeyi göze almak değildir, ölüme,tehlikeye meydan okumak değildir;yapılacak başka şey olmaması hâlidir.”

Parçada, yazar düşüncesini ağırlıklı olarak hangi yöntemle geliştirmiştir?

A) Benzetmeyle                  B) Karşılaştırmayla*

C)Tanımlamayla                 D) Örneklemeyle

 

 

 

566.    Silmek kolay değil alınyazısını

Yaratılmışız,yaşıyoruz,karınca kaderince

Hayata sımsıkı sarıldığımızda

İstesek de istemesek de

Saatler ansızın duracak

Biliyorum.

Şiire egemen olan duygu nedir?

A) Ölüm*                      B) Aşk

C) Yalnızlık                 D) Ayrılık

 

 

 

 

 

567.    Aşı, aş olmalı,evi ev ki,

Yurdumdaki milyonların,

Lezzeti eksilmesin dilimden

Yediğimin!

Saadeti,huzuru olur ancak

Oturduğum evin.

Parçaya göre şairin mutlu olması neye bağlıdır?

A)     Herkesin evi ve yiyecek yemeği olmasına*

B)      Gelir dağılımdaki adaletsizliğin giderilmesin

C)      İnsanların kardeşçe yaşamasına

D)      Zenginlerin yoksullara yardım etmesine

 

568.Şiirde milyonlar sözüyle kastedilen nedir?

A) Para                          B) Mal-mülk

C) Halk*                          D)Çocuklar

 

 

 

569.Hayat başlangıcı ve sonu bilinmeyen, uzun göründüğü hâlde çabuk biten bir yolculuktur. Yalnız, geçilecek yollar çok zahmetlidir. İnişli,yokuşlu,dolambaçlı dereler,tepeler,dikenli çitler aşılmadıkça düz ovaya varılamaz.

Parçaya göre aşağıdakilerden hangisi hayatın özelliklerinden değildir?

A)     Uzun göründüğü hâlde çabuk bittiği

B)      Başlangıcının ve sonunun bilinmediği

C)      Zorlu mücadelelerden sonra başarı kazanılacağı

D)      Her anının iyi değerlendirilmesi gerektiği*

 

 

 

570.Kitabımı az sayıda insan ve kısa bir zaman için yazıyorum. Uzun ömürlü olabilmesi için daha sağlam bir dille yazılması gerekirdi. Bizim dilimizin bugüne kadar ki sürekli değişmelerine bakılınca, elli yıl sonra şimdiki halinde kalacağını kim umabilir.

Parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Çözümleme                           B) Açıklama

C) Betimleme                             D) Tartışma*

 

 

 

571.      “Ne böyle sabah, ne böyle akşam

Bir yer, bir ava, bir rahat olsun

Bileyim bastığım toprak sağlam

Bileyim;sen,günlük tasa,yoksun.

 

Oh deyim ömrümde ilk defa

Tüy gibi olayım sevincimden

Ölüm düşüncesi benden ırak

Hep güzel şeyler geçsin içimden.”

Şairin asıl aradığı, arzuladığı aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Sevip sevilme

B)      Güvenlikte olma*

C)      Sevinçli olma

D)      Yalnız kalma

 

 

 

 

 

 

572.Şair neden kaçmaktadır?

A)     Güzel şeylerden

B)      Korkulardan

C)      Ölümden*

D)      Sevdiklerinden

 

573“Reşat Nuri Güntekin edebiyat sanatının her şeyden önce bir dil sanatı olduğunu bilen bir yazardı. Okul çocuklarından, yurdun en uzak köşelerindeki ancak okuyabilen yurttaşlara kadar yayılmış bulunan ününü bu bilgisine borçludur.(...) Deyişlerindeki rahatlık,içtenlik günlük konuşmaları andıran sadelik, çoğunluğu onun kitaplarına çekiyordu. Okuyucular, onun kişilerine söylettiği sözleri kendileri söylemişler gibi bir duygu içindeydiler.”

Okuyucularla yazar arasında duygu birliğini sağlayan nedir?

A)     Yazarın herkes tarafından bilinen meşhur biri olması

B)      Herkesin anlayabileceği bir dille yazılması*

C)      Yazarın, eserlerinde sanat yapma amacı gütmesi

D)      Okuyucuların yazarı iyi tanıması

 

 

 

574.Parçada çoğunluk sözü ile anlatılmak istenen hangisidir?

A)     Çoğu zaman

B)      Roman kahramanları

C)      Pek çok okuyucu*

D)      Yazarın sözleri

 

 

 

 

575.Aşağıdakilerden hangisi parçaya en uygun başlık olur?

A)     Edebiyat Bilgisi

B)      Yazar ve Okuyucu

C)      Okuyucunun Yazara Bakışı

D)      Dilin Gücü*

 

 

576.İyi sanatçı toplumsal değerlerden kopmayan kişi imiş! Gülerim buna. Hiç,var olanla yetinenin, dünyayı değiştirdiği görülmüş mü? İyi sanatçı, var olanla yetinmeyen, onu eleştirebilen, amaçladığı güzellik ve doğruluğa toplumu yönelten ve bunu başaran kişidir.

Parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Tartışma*                         B) Betimleme

C) Öyküleme                       D)Açıklama

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

577.     Karac’oğlan devranım var,gamım var,

Yâr yitirdim düşüncem var,gamım var,

Yedi derya içinde bir gemim var,

Atar  m’ola bir kenara sel bizi?

Dörtlüğe göre şair için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Çaresiz                                B) Kederli

C) Güçsüz                                D) Kimsesiz*

 

 

 

 

578.Bir toplumun kültür ölçüsü tiyatrodur. İnsanlığı onunla ölçülür. Adam insanlık orada aşılanır. Oturmayı, kalkmayı, dinlemeyi, anlamayı, inceliği, birbirimizi sevmeyi orada öğreniriz.

Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A)      Toplumda tiyatro sevgisi her geçen gün gelişmektedir.*

B)       Bir toplumun kültürel seviyesini tiyatro belirler.

C)       Kişi insanlık duygusunu tiyatroyla kazanır.

D)      Tiyatro insanlara birbirini sevmeyi öğretir.

 

 

 

 

 

 

 

579.    Bırakalım sevdayla büyüsünler,

Serpilip gelişsinler fidan gibi

Senin, benim hiç kimsenin değil,

Bütün bir yeryüzünündür onlar,

Şiirde sözü edilen varlıklar aşağıdakilerden hangisi olabilir?

A)  Kuşlar                           B) Ağaçlar

C) Bebekler  *                      D) Çiçekler

 

 

 

 

 

 

 

 

 

580.  Bunlar ancak, senin işin öğretmenim

Düzenlemek yarını,

Ve çağa,uygarlığa ve bilime

İlk çağlardan taşımak insanlığı

Şiire göre aşağıdakilerden hangisi öğretmenin işi değildir?

A)     Geleceğin daha iyi düzenlenmesini sağlamak

B)      İnsanlığı çağa ve uygarlığa taşımak

C)      Eğitimdeki aksaklıkların giderilmesi için mücadele etmek*

D)      Bilimsel gelişmeleri topluma aktarmak

 

 

581.Elbette Türkçe, gerçekten köklü, olabildiğine ince, kendine özgü güzellikleri olan ve binlerce yıllık bir geçmişe sahip, oturmuş bir dildir. Yoksa, övünç duyduğumuz bir Yunus Emre’ye, bir Karacaoğlan’a, bir Pir Sultan Abdal’a nasıl sahip olabilirdik?

Parçada Türkçenin hangi özelliği belirtilmemiştir?

A)      Binlerce yıllık bir geçmişe sahip olduğu

B)      Gerçekten köklü bir dil olduğu

C)      Alabildiğine ince, kendine özgü güzelliklerinin olduğu

D)      Çok geniş bir coğrafyada konuşulduğu*

 

 

 

 

582.   Kirazın derisinin altında kiraz,

Narın içinde nar

Benim yüreğimde boylu boyunca

Memleketim var.

Canıma,ciğerime dek işlemiş

Canıma ciğerime...

Şiire egemen olan duygu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sevinç                          B) Özlem

C) Sevgi*                            D) Ümit

 

 

 

 

 

583.Kumsala vardığım zaman denizin simsiyah gözükmesine şaştım. Geceleri denizin bu kadar karanlık, katı ve acımasız olduğunu niye daha önce fark etmemiştim? Sanki nesnelerin bir dili vardı da, kitabın beni içine çektiği geçici sessizlikte bu dili biraz olsun işitmeye başlamıştım.

Parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A)     Mecaz anlamda kullanılmış sözcükler

B)      Görme duyumuzla ilgili ayrıntılar

C)      Betimleyici öğeler

D)      İşitme duyumuzla ilgili ayrıntılar*

 

 

 

584.Talih;insana bütün nimetlerini verse, onları tadabilecek bir ruh gerekir. Bizi mutlu eden,bir şeyin sahibi olmak değil, tadına varmaktır.

Paragrafta asıl söylenmek istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Talih insana istediği her şeyi verir.

B)      İnsanı mutlu eden, sahip olduğu şeyin tadına varabilmesidir.*

C)      Ruhsal doyum için bütün nimetlere sahip olmalıyız.

D)      Mutlu olmak ruhsal durumumuza bağlıdır.

 

 

 

585.        Boy boy kızlar bağdaş kurup oturur,

Elleri tarağı ne güzel vurur!

Sonra renk renk yumak sallanır durur.

Yürekten bağlanır kızlar halıya

Şiirin konusu aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Birlikte çalışmanın önemi

B)      Çalışmanın insana kazandırdıkları

C)      Severek çalışmanın güzelliği*

D)      Çalışmayı etkileyen nedendeler

 

 

 

586.Tiyatro, insanları baskılardan kurtarır,onların düşünüp da yüksek sesle söyleyemeyeceği şeyleri dile getirir. Açık sözlü bir sanattır tiyatro;hemen herkese hitap eder. Onun içinde bazı dönemlerde kendisinden korkulan, çekinilen bir kurum kimliği kazanmıştır.

Parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A)     Tiyatro söyleyeceğini açık söyler, herkese hitap eder.

B)      Tiyatro insandaki özgür düşünce ruhunu geliştirir.

C)      Bazı dönemlerde tiyatrodan çekinilmiş ve korkulmuştur.

D)      Tiyatro insanlardaki taklit yeteneğini geliştiren bir sanat dalıdır.*

 

 

 

587.Sevgi avucuna aldı mı bir insanı, bir nefes şiirden yoksun da olsa insan şair kesilir. Buna dayanarak diyebiliriz ki her çeşit sanat alanında sevgi her yaratmanın yaratıcısıdır. Çünkü hiç kimse kendinde olmayanı, kendi bilmediğini başkasına ne verebilir, ne de öğretebilir. Dahası var! Bütün canlıların yaratması işinde sevginin payını kim inkâr edebilir.

Yukarıdaki parçaya konulabilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Sanatın Önemi

B)      Sevgi ve yaratıcılık*

C)      İnsan ve Sanat

D)      Sevgi ve İnandırıcılık

 

 

 

588.      Gece olmasa hiç...

Günle beraber gönlümde sevinç,

Bir arzu, bir umut doğar...

Açılır kapılar, pencereler;

Yollar canlanır,dolar.

Şiirin konusu aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Doğanın, insan yaşamına etkisi

B)      Özgür olma isteği

C)      Yaşamda görülen hareketlilikler

D)      Yeni bir güne başlamanın sevinci*

 

 

 

589.Ovacık’ın düzünden bakınca Mercan Vadisi kaybolmuş bir denizi andırır. Düzü bitirip vadinin tepelerine gelince sağlı sollu ağaçlar nehir yatağı boyunca devam eder. Ağaçların arasında Mercan Nehri, tüm çekiciliğiyle ,“En güzel alabalıklar bende .”der gibi bir sülün şeklinde uzanıp gider.

Paranın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Açıklama                             B) Öyküleme

C)Betimleme*                            D)Tartışma

 

 

 

 

590.Genç kadın ağır adımlarla odaya girdi. Yürüdü. Sağdaki masanın önünde durdu. Üstünde koyu lacivert bir etek ve bluz vardı. Beyaz gömleğinin yakalarını bluzunun yakalarının üstüne çıkarmıştı.

 Paragrafta aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisine başvurulmuştur?

A)     Tartışma-betimleme

B)      Öyküleme-betimleme*

C)      Açıklama-öyküleme

D)      Tartışma-açıklama

 

 

 

591.Tartışmayı kesip, dede ile torun kıyıdan birer çuval kabuk topladılar. Eve geldiklerinde Sergey, onların tümünü güzelce yıkadı. Dedesi de içlerini açıp her birine birer delik açtı. Daha sonra Sergey, bu deliklerden bir ip geçirerek onları tespih tanesi gibi dizdi.

Parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Betimleme                    B) Açıklama

C) Öyküleme  *                  D) Tartışma

 

 

 

592.(I)Tiyatro bir toplumun eğitimi için en etkin araçlardan biridir. (II) Toplumun yükselişini ya da çöküşünü gösteren bir barometredir.(III) Tiyatro, taklit yeteneğinden doğmuş bir sanattır. (IV) Duyarlılığı olan bir tiyatro halkın duyarlılığını birkaç yıl içinde değiştirebilir. (V) Bunun tam tersi de olabilir.

Numaralandırılmış cümlelerden hangisi paragraftaki anlam akışını bozmaktadır.

A)  II          B) III*       C) I              D) V

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

593.Yaygın anlamıyla eğitim;bir kimseyi duyguca,davranışça, görgüce istenilene,yani güdülen amaca göre biçimlendirmek işidir. Daha genel bir anlamda, eğitimle, bazı alışkanlıklar, davranış biçimleri ve dünya görüşü kazanırız. Kimi davranışları söküp atarak yenilerini kazanmayı amaçlar eğitim.

Parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Tartışmacı anlatım

B)      Betimleyici anlatım

C)      Açıklayıcı anlatım*

D)      Çözümleyici anlatım

 

 

 

 

 

594.Yaygın anlamıyla eğitim;bir kimseyi duyguca,davranışça, görgüce istenilene,yani güdülen ereğe göre biçimlendirmek işidir. Daha genel bir anlamda, eğitimle, bazı alışkanlıklar, davranış biçimleri ve dünya görüşü kazanırız. Kimi davranışları söküp atarak yenilerini kazanmayı amaçlar eğitim.

Paragraftan eğitimle ilgili olarak aşağıdaki davranışlardan hangisi çıkarılamaz?

A)     Toplumlar ancak eğitimle yükselir.*

B)      Bazı alışkanlıklar ve davranış biçimleri eğitimle kazanılır.

C)      Eğitim kişileri yeniden şekillendirir.

D)      Eğitim olumsuz davranışları, olumluya çevirme işidir.

 

 

 

 

 

 

595. Yorgun değilim,

        Ne geçmişten ne şimdiden ne de gelecekten.

        Bir yalnızlığım var;gittikçe aşıyorum.

Şiirin şairi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Umutlu                   B) Endişeli*

C) Yalnız                    D)Mücadeleci

 

 

 

596.      Ağaçlar bizden ömürlü,

Sular gibi akıp gidiyoruz.

Mayhoş meyveleri,tatlı yiyecekleri

Bölüşünüz, bölüşünüz!

Bu şiirin şairi, aşağıdakilerin hangisiyle nitelendirilemez?

A) Umutlu                              B) Kaygılı

C) Bölüşümcü                        D) Karamsar

 

 

 

597.Ben kelaynağım. Kimileri çirkin kuş olduğumu söyler. Sanırım tüylerimin güneşle nasıl parladığını görmedi bunu söyleyenler. Aldırmıyorum güzelliğime, çirkinliğime.

Parçada kelaynağın hangi özelliği belirtilmemiştir?

A)     Çirkin bir kuş olduğunun söylendiği

B)      Güzelliğine ,çirkinliğine aldırmadığı

C)      Neslinin giderek tükenmekte olduğu

D)      Tüylerinin güneşte çok iyi parladığı

 

 

 

598.Bizim yerli malımız olan eleştiri yöntemini biliyorsunuz. Hani buna eleştiri değil de, övgü demek daha doğru. Birisi bir kitap yayımlıyor. Kötü bir kitap demiyorum, belki de çok iyi bir kitap; iş iyilikte kötülükte değil. Eş dost hep birlikte kalemlere sarılıyorlar, aman şu çocuğu tanıtalım falan filan derken yapıt yok oluyor ortadan. Bu duruma düşen bir sanatçı, gerçek bir sanatçıysa sevinir mi sanıyorsunuz?

Bizde eleştirinin en önemli özelliği aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Sanat eserinin daima iyi yönlerini ele alması

B)      Kötü eserleri bile iyiymiş gibi göstermesi

C)      Sanatçıyı acımasızca yermesi

D)      Eserlerden daha çok yazarlarına yönelik olması

 

 

 

599.Aşağıdakilerden hangisi parçaya en uygun başlık olur?

A)     Bizde Eleştiri

B)      Eleştiri Yöntemi

C)      Bizde Edebiyat

D)      Edebiyatta Eleştiri

 

 

 

 

600.”.......Bu bilinen bir gerçek. Ne var ki bunun dışında kalan kişiler de var. Böyleleri, yaşadıkları sürece gözlerini bir noktaya diker, hep o noktaya bakarlar. Daha doğrusu bir düşünceye bağlanır, başka düşüncelere hayat hakkı tanımazlar. Bu saplantı içinde yaşayıp giderler.

Bu paragrafın başına aşağıdaki cümlelerden hangisinin getirilmesi uygun olur.

A)     İnsan, hayatı boyunca hep aynı kalamaz.

B)      Bazıları sabit düşüncelidir, değişmezler.

C)      Özgür olma isteği insanın doğasında vardır.*

D)      İnsanların var olan düşüncelerini değiştirmek zordur.

 

 

 

 

 

601.”Kamu kesimindeki yıllık fiyat artışı yüzde 100’e çıkarak üç haneli rakamlara ulaştı. Özel sektördeki fiyat artış hızı ise on iki ayda yüzde 81.7 oldu. Kamudaki en büyük artışta en büyük payı yüzde 135 ile petrol çıkarımı aldı.

Paragrafta düşünceyi geliştirme tekniklerinden hangisi uygulanmıştır?

A)     Tanımlama

B)      Tanık gösterme

C)      Sayısal verilerden yararlanma

D)      Benzetme

 

******** ********** ******** **************

602.Sanat olayı sanatçının etkinliğiyle başlayıp bitmez. Sanatçı, yapıtını üretir;ama sanat olayı okurla bütünleşen bir süreçtir. Üçü arasında birbirini bütünleyen, geliştiren yeniden üreten bir ilişki söz konusudur. Diğer yandan kişiler, toplumsal bir varlık olduğuna göre, sanat eseri yeni bir boyut kazanarak karşımıza çıkar.

Bu parçaya göre “sanat yapıtının”en belirgin özelliği aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Sanatçının estetik görüşünü yansıtması

B)      Zorlu bir emeğin ürünü olması

C)      Uzun bir yaratılma süreci geçirmesi

D)      Okurla bütünleşerek toplumsal nitelik göstermesi*

 

 

603.Bir edebiyat tarihçisi, yapıtların hem estetik, içerik özelliklerini saptayacak hem de toplumsal, siyasal, ekonomik ortamla yapıtların ortaya çıkışı arasındaki ilişkiyi gösterecek yetkinliğe sahip olmalı. Edebiyat tarihçisi, kişilikleri olsun, yapıtları olsun yerli yerine oturtmada ne hoşgörüye ne de kıyıcılığa sürüklenmemelidir.

Bu parçaya göre, edebiyat tarihçisinden aşağıdakilerden hangisi  istenmemektedir?

A)     Eserlerin sanatsal değerini kavrayabilmesi

B)      Eseri değerlendirirken nesnel olması

C)      Aynı dönemdeki eserlerin ortak özelliklerini saptayabilmesi*

D)      Eserlerle,dönemlerinin özellikleri arasındaki bağlantıyı incelemesi

 

 

 

604.             Dostlarım,bu türkü çocuklar içindir gök mavisi

Ben en güzel günleri onlarda görüyorum,

Onlarla, gelecek kardeş dünyaya selam gönderiyorum.

Onlarla gelecek bahar günlerimizin sevgilisi

Yukarıdaki dizelerin teması aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Barışa özlem

B)      Çocuklara güven*

C)      Geleceğe güven

D)      Çocukluğa özlem

605.Yazar, ben yazmaya başlamadan önce yarım saat Medeni Kanun okurum, der.  Kendimi onun üslubuna hazırlarım. Onun içinde gereksiz tek sözcük yoktur. Kişiler arasındaki ilişkiler kesin, yalın dille anlatılır. Özneyle yüklem arasında aracı öğeler kullanılmaz.

 Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Yazarın dili yalın olmalıdır.

B)      Yazar, eseri için ön hazırlık yapmalıdır.*

C)      Dilin sınırları yasalarla belirlenmelidir.

D)      Sanat yapıtlarında cümleler dilbilgisi kurallarına uygun kurulmalıdır.

 

 

606.Ben de edebiyata şiirle başladım. Şiiri çok seviyorum. Fakat bir yere gelince o kaynak kuruyor. Artık yazdıklarımı beğenmez oldum. Şiir senden kaçıyorsa bırakmalıdır onu. En ince, en çabuk kırılan sanat dalıdır şiir. Ardından gidip hırpalamamalı.

Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A)     Şiir kaynağının zamanla kuruduğu

B)      Sanatçının şiir sanatıyla ilgilendiği

C)      Sanatçının özeleştiri yaptığı

D)      Şiir yazmayı sürdürdüğü*

 

 

607.        Gözlerimde parıltısı bakır bir tasın,

           Kulakalrım komşuların ayak sesinde

           Varsın gene bir yudum su veren olmasın,

           Baş ucumda biri bana “su yok”desin de!

Yukarıdaki dizelerin teması aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Mutluluk

B)      Yalnızlık*

C)      Can sıkıntısı

D)      İnsanlardan kaçış

 

 

 

 

 

608.Romancı, kendini en çok etkileyen çevreyi, o çevrenin insanlarını ele alır. İstanbul’da büyümüş bir yazarın, İstanbul’u yazması ne kadar doğalsa; köyden gelen bir yazarın da köyü anlatması o denli doğaldır. Çünkü algıları,izlenimleri o çevre ile ilgilidir.

Paragrafla ilgili olarak asıl söylenmek istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Her yazar en iyi tanıdığı çevreyi anlatır.*

B)      Bazı yazarlar İstanbul’u anlatmaktan hoşlanırlar.

C)      Kırsal kesimin sorunları edebiyata konu olmuştur.

D)      Edebiyat yığınların sorunlarıyla ilgilenmelidir.

 

 

 

609.Benim için sanat bir yaşam zenginleşmesidir. İnsan, yaşayarak doğayı, insanı, insan kültürünü  öğrenir. İnsan yaşamı kısıtlanırsa sanatı da kısıtlanır. İlişkiler, insanı hem zenginleştirir hem de insana derinlik kazandırır.

Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

A)     İlişkilerin sınırlılığı sanatı kısırlaştırır.

B)      İnsan birçok şeyi yaşayarak öğrenir.

C)      Sanat, konu aldığı insanı derinliğine inceler.

D)      Sanat, insan yaşamında bir hazinedir.

 

 

 

610.Türk romancılığı dilde ve biçimde büyük aşamalar geçirmiş ama yapaylıktan kurtulamamıştır. Bu, yazarın yazdıklarını yaşaması, duyması, gözlemlemesiyle sağlanabilir. İçtenlikli bir yazar, konu aldığı olayları yaşamak zorundadır. Roman yazarı kendini olaylardan soyutlayarak, masa başında hayale dayalı yazı yazmamalıdır. Roman, toplumdan, bireyden soyutlandırılamayan tek sanattır.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Türk romancılığı başarılı bir çizgiye ulaşmıştır.

B)      İyi bir eser yaşananlara, gözlemlere dayandırılarak elde edilir.*

C)      Romanın temel malzemesi insandır, insan yaşamıdır.

D)      Toplumsal içerikli romanlar, başarılı romanlardır.

 

 

611.      “Geleceğim bekle beni

Bütün gücünle bekle

Soluk sıkıntılarla ağırlaşan

Yağmurlar içinde bekle beni

Karlar tozarken bekle

Ortalık ağarırken bekle

Kimseler beklemezken bekle beni.

Bu şiiri İkinci Dünya Savaşı’nda çarpışan Sovyet askerleri, üzerlerinde taşıyorlar. Geride bıraktıklarına mektup yazdıklarında, bu şiiri de satırlarına ekliyorlar. Vurulup öldüklerinde üstlerinden bu şiir çıkıyor.

Bu parçadan aşağıdaki sonuçların hangisi çıkarılamaz?

A)     Şiirin insan yaşamında önemli bir yeri olduğu

B)      Sovyet askerlerinin şiire yakınlığı

C)      Askerlerin yuvaya dönme özlemi taşıdığı

D)      Savaşın insanları bunalıma sürüklediği*

 

 

 

 

 

 

 

612.      Bir bıçak saplı durur göğsünde,

Hangi su tasına uzansan boş;

Hangi pencereye koşarsan koş

Aynı siyah güneş gökyüzünde

Of... hep aynı şey, aynı şey, aynı şey,

Aynı, aynı,aynı,aynı, aynı....

Bu şiirin teması aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Yalnızlık

B)      Doğaya özlem

C)      Can sıkıntısı

D)      Geçmişe özlem

 

 

 

 

613.Güzelliklerle doludur dünya. Ama yaşama telaşından ne öbek öbek bulutları ne gün batımı saatlerinde eflatunlaşan Kız Kulesi’ni ne de simitçi çocuğun ömre bedel gözlerini görürüz. Hırstan bir örtü örtmüşüzdür dünyaya sanki,. İşte bu örtüyü yırtabilmek için sanatçıya ihtiyacımız vardır.

Parçaya göre sanatçıya niçin ihtiyacımız vardır?

A)     Yaşam telaşını hafifletmek için

B)      Dostlara da zaman ayırabilmek için

C)      Dünyayı daha iyi tanıyabilmek için

D)      Dünyadaki güzelliklerin farkına varabilmek için.

 

 

 

 

 

614.Gazeteyle birlikte gelişmiştir karikatür. Niteliği gereği gazete, hızla yansıtmayı ister Karikatür de buna ayak uydurmuş, hızla yansıtır bir sanat olmuştur. Bu da onun politik bir sanat olmasına yol açmıştır. Aysa karikatür, sanatlar içinde yaşama en yakın olanıdır.

Yaşama yakın bir sanat olan karikatürden nasıl bir değişim beklenmektedir?

A)     Gazetenin boyunduruğundan kurtulması

B)      Gazetecilikle bütünleşerek eleştiren özellik kazanması

C)      Politik yönünün toplumu eğitmek amacıyla kullanılması

D)      Hızla yansıtma özelliğinin güncelle bütünleşmesi

 

 

 

 

615.Sanatçı, bu eserinde  insanı çok yönlü dünyası ile sevinçleri, özlemleri, beklentileri ve bunalımlarıyla, saplantılarıyla, tüm korkularıyla çözümlemeye çalışır.

Bu eserin konusu nedir?

A)     Sevinçler

B)      Korkular

C)      İnsan

D)      Evren

616.      Aşağı kattaki teyze, çiçeklerini

Canı gibi seviyor,çocuk gibi bakıyor onlara

Ama biz bahçede oynarken horluyor bizi

Çiçekleri gibi davranmıyor çocuklara

Bu dizelerde yakınılan durum aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Çocuklara büyükler gibi davranılmaması

B)      Çiçeklere gerekli özenin gösterilmemesi

C)      Oynayan çocuklara müdahale edilmesi

D)      Çocuklara çiçekler kadar özen gösterilmemesi*

 

 

 

617.Gelecek kuşaklara kalacak eserler yalnız iyi yazılmış olanlardır. Bilgilerin doğruluğu, buluşların yeniliği eseri ölümsüz yapmaya yetmez. Çünkü bilgiler, buluşlar kolaylıkla o eserden başka esere konabilir. Bilgiler eserin dışında olan şeylerdir; oysa üslup eserin kendisidir. Üslup kalıcıdır, değiştirilemez.

Bu parçaya göre eserin başarısını belirleyen aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Bilimselliği

B)      Üslubu

C)      Konusu

D)      Sanatsallığı

 

 

 

618.Yaşam, dağını, tutarsız ayrıntılarla dolu, başı, sonu belli olmayan bir süreçtir. Büyük ölçüde rastlantılara dayanır. Roman ise seçme,düzenleme ve yoğunlaştırma yoluyla bu dağınıklığa biçim ve anlam kazandırma sanatıdır.

Parçada aşağıdakilerin hangisi karşılaştırılmaktadır?

A)     Yaşam-ölüm

B)      Yaşam-roman

C)      Roman-şiir

D)      Biçim-anlam

 

 

619.Atatürk’ün Söylev’i Türkiye’de gerçekleşen Kurtuluş Savaşı’nın öyküsüdür. Bu anıtsal öykü, ezilmiş diğer ulusları  etkileyip onların bağımsızlık savaşlarına da önderlik etmiştir. Böylece Atatürk “mazlum halkların evrensel önderi” nitelemesine hak kazanmıştır. Söylev, Gazi Mustafa Kemal’in yaşamının en önemli bölümünü anlatır.

Aşağıdakilerden hangisi Söylev’in özelliklerinden biri değildir?

A)     Atatürk’ün yaşamından izler taşıması

B)      Konusunu Kurtuluş Savaşı’ndan alması

C)      Yalın bir dille kaleme alınmış olması

D)      Bağımsızlık savaşı veren ulusları etkilemiş olması

 

 

 

 

620.         Atatürk deyince aklıma

Çalışmak gelir.

Zorlu savaşlara, çetin işlere

Alışmak gelir.

Kavgaların, öfkelerin üstüne

Barışmak gelir.

İnsanca, uygarca yaşamak için

Kendi kendimizle yarışmak gelir.

Atatürk, aşağıdakilerden  hangisini anımsatmaz?

A)     Mücadeleciliği

B)      Barışçılığı

C)      Uygarlaşmayı

D)      Akılcılığı

 

 

 

621.Çocuklarınız büyüdüklerinde, erdemden başka şeylerin peşlerine düşerlerse, ben sizleri nasıl uyarmışsam, siz de onları öylece uyarın. Hiçbir şey değillerken, kendilerini bir şey sanırlarsa, sorumluluklarına boş verip görevlerini savsaklarlar.

Kendilerini bir şey sanan insanları nasıl bir tehlike bekler?

A)     Sorumlulukları anımsayamamak

B)      İnsan ilişkilerini öğrenmemek

C)      Büyüklere saygı gösterememek

D)      Kararsızlığa düşme

 

 

 

622.Dil, kusurlu olursa sözcükler düşünceyi anlatamaz. Düşünce iyi anlatılamazsa, yapılması gerekenler doğru yapılmaz. Bu durumda töre ve kültür bozulur. Değer yargıları alt üst olur. Değer yargıları yozlaşırsa, şaşkınlık içine düşen toplum ne yapacağını bilemez. Bu nedenle dil çok önemlidir.

Dili bozulmasının en önemli sonucu aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Töre ve kültürün yozlaşması

B)      Sözcük seçiminin başarısızlığı

C)      Nitelikli eserler verilememesi

D)      Okuma alışkanlığı kazanılamaması

 

 

 

 

623.Sinema, işlenen konularda genişleme sağlamıştır. Tiyatro, doğrudan doğruya insanı anlatan bir sanattır. Tiyatrodan insanı kaldırırsanız, geriye hiçbir şey kalmaz. Oysa ki hiç insan katmadan , böcekler alemini anlatan nefis bir film yapılabilir.

Bu parçada sinema ile tiyatro hangi yönleriyle karşılaştırılmıştır?

A)     Etkinliği

B)      Kalıcılığı

C)      Konusu

D)      Zorluğu

 

624.Türk edebiyatında sıfatları Sait Faik kadar ustaca kullanan pek az yazar vardır. Sait’in yazılarında her sıfat canlı ve somut varlığın  bir parçasıdır. Yazar sözünü ettiği şeyleri öyle bir betimler ki, âdeta onlara dokunmuş gibi oluruz.

Parçaya göre Sait Faik’in en başarılı yönü aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Olay örgüsünün şaşırtıcılığı

B)      Betimlemelerinin canlılığı

C)      Dilinin akıcılığı

D)      Konu seçimindeki ustalığı

 

 

 

625.Bir yapıtta saklı bir ahlak dersi olmamalı. Yapıt hiçbir şey kanıtlamadan yaşamı sergilemeli. Yazar, kişileri yargılamak, suçlamak ya da bağışlamak hakkına sahip değildir. Yazar, ne denli geri palanda kalırsa, eserin kişileri o denli yaşama şansı kazanır.

Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A)     Sanat eserinin görevi yargılamak değildir.

B)      Sanat yapıtında mesaj aranmaz.

C)      Eserin kalıcılığı karakterlerin güçlülüğüne dayanır.

D)      Başarılı eserler, topluma sırtını çevirmeyen eserlerdir.

 

 

 

626.Romancı ve öykücü, her zaman yaşanmış ve denenmiş gerçeklerden yola çıkmayabilir. Kurgulama yöntemiyle gerçeği yeniden kurar. Gazetecilik için asparagasçılık (uydurma habercilik)sayılan yöntem  romancı ve öykücü için yasal, estetik haktır.

Romancı öykücü için estetik, yasal hak olan yöntem nedir?

A)     Kurgulama yöntemini kullanmak*

B)      Gerçekleri değiştirmeden yazmak

C)      İnsan gerçeğini yansız yazmak

D)      Yaşanmış olayları yazmak

 

 

627.        Okşarken ellerin el

Vururken değil

Sular akarken güzeldir

Ayak yürürken

Daha küçükken sağalmalı yaram

Ur urken değil

Üstündeyken yâr olmalı toprak dediğin

Er geç altında

Çürürken değil

Şiirin teması aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Toprak her zaman güzeldir.

B)      Güzelliklerden zamanında yararlanılmalıdır.*

C)      Doğayla yarışmak gerekir.

D)      Yaşama sevinci hiç yitirilmemelidir.

 

 

628.Bakış açısı, bir romanda, öyküde olayların kimin gözüyle ulaştığı sorusuyla ilgili kavramdır. Roman, bir anlatı sanatıdır. Bu nedenle roman, anlatılacak olayla, bunu kendi sözleriyle okuyucuya ulaştıracak bir anlatıcıdan oluşur.

Parçaya göre romanda hangi öğeler bulunur?

A)     Olay-anlatıcı*

B)      Olay-kişiler

C)      Çevre-kişiler

D)      Çevre-anlatıcı

 

 

 

628.        Dolu sofra, gülen anne, gülen çocuklar

Bire on, bire beş yüzle akşama gebe

Şafakla doğan iş gücü

Yalanım yok, sözüm erkek sözüdür

Ol kitapta böyle yazılıdır.

Şiirde aşağıdakilerden hangisi üzerinde durulmuştur?

A)     Ailnin mutluluğu

B)      Çocukların mutluluk kaynağı olduğu

C)      Emeğin mutluluk getirdiği*

D)      Erkeklerin yalan söylemediği

 

 

629.Kendi aklını kullanamayan insan kitapların en güzeline de inansa, özgür düşünemiyor demektir. Buna karşılık yalnız kendi aklını beğenen insan da özgür düşünüyor sayılmaz. Özgür düşünce durmadan gelişmek,değişmek isteyen düşüncedir.

Parçaya göre özgür düşünce nedir?

A)     Kendi aklını beğenen düşüncedir.

B)      Kitaplara başvuran düşüncedir.

C)      Sanata önem veren düşüncedir.

D)      Sorgulayan,değişimden,yana olan düşüncedir.*

 

 

 

 

 

630.Bütün sanatların temelinde insan gerçeği vardır ve amaç onu tüm boyutlarıyla verebilmektir.

Bu cümle aşağıdakilerin hangisiyle yakın anlamlıdır?

A)     İnsanın çeşitli boyutları vardır.

B)      Sanatın temel işlevi insanı,çeşitli yönleriyle ele almaktır.*

C)      Sanatların temelini insan kurar.

D)      İnsanı işleyen sanatlar başarıya ulaşır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

631.Çocuğunuza kararlı davranmaktan çekinmeyin. Yoldan saptığını görünce onu sınırlayın. Koyduğunuz kuralların hepsi sağlıklı olmayabilir. Ancak hiç kısıtlamazsanız ne yapacağını şaşırır. Tutarsız davranırsanız çocuğunuz hem bocalar hem de bundan yararlanır.

Parçaya göre aşağıdakilerden hangisi ana babaların yapmaları gerekenlerden biri değildir?

A)       Gerektiğinde çocuğa dur diyebilmek

B)        Kurallar koyabilmek

C)        Kurallar karşısında tutarlı davranmak

D)       Çocuk bocaladığında yardım etmek*

 

 

632.Bilimsel yaşamın içinde olmayanlar için bilim, çok iyi bilinen kesin bilgilerdir. Bilim adamları için ise bilim, geçici olarak doğrulanmış varsayımlar bütünüdür. Bilimsel bilgi, sürekli olarak yenilenir, evrilir, gelişir. Bilim, özünde bir arayıştır.

Aşağıdakilerin hangisi bilim adamlarının savunduğu bilginin özelliklerinden değildir?

A)     Geliştirilebilmesi

B)      Kendini yenileyebilmesi

C)      Doğruluğunun kesin olması*

D)      Geçici olarak doğrulanmış varsayımlar olması

 

 

633.Gazete bir kalkandır. İnsanları budalalıktan korur. Kağıdı ekmek gibidir, hamurdan yapılır. Sözcükler su gibi dizilir sütunlarına. Gözlerle içilir, akılla okunur. Resmi tarihi yargılar, peşin yargıları sorgular, kuşku duymayı öğretir, düşünmeye yöneltir.

Parçada gazetenin hangi işlevinden söz edilmemiştir?

A)     Düşünmeye yönelttiğinden

B)      Sorgulayıcı bakış açısı kazandırdığından

C)      Haberleri halka ilettiğinden*

D)      Peşin yargılara karşı olduğundan

 

 

 

 

634.Bir sanatçı tüm varlığı ile tepki göstermelidir. Sanatçı, acıklı, mutlu olaylar karşısında her an bilinçli olmalıdır. Ressamsa yalnız gözleri, müzikçi ise yalnız kulakları,ozansa yalnız kalbinin her katında lir çalan biri olmalıdır.

Bu parçaya göre sanatçıdan istenen nedir?

A)     Dikkatli olması

B)      Bilinçli olması*

C)      İşini iyi yapması

D)      Sanatı iyi yorumlaması

 

 

 

 

 

 

635.Kubbesi suyun yüzünden on, on iki metre kadar yüksekte büyük bir mağara içindeyiz. Her şey, sular, kayalar masmavi...Buz gibi  suyun içinde parlayan taşlar var. Sular o kadar şeffaf ki deniz ormanlarını, bunların içinde kıpır dayan deniz yıldızlarını, yosunları, diğer kabuklu hayvanları bile görebiliyoruz. Bu bir doğa harikası.

Paragrafta sözü edilen yerle ilgili hangisi söylenemez?

A)     Mağaradan suya zor uaşıldığı*

B)      Taşların parladığı

C)      Mavi rengin hakim olduğu

D)      Suyun soğuk olduğu

 

 

636.Kayseri, büyük, ağır, güzel yapıların memleketidir. Selçuklu taşı oya gibi işlemiş. Kümbetleri, kervansarayları, hanları, camileri, kalesi, surları... Sanatçı kafası taşa biçim vermiş sonra da Erciyes’in düzlüğüne bu yapıtları oturtmuş.

Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir?

A)     Taşın ustaca işlenmesinden

B)      Yapıların sanatsal değerinden

C)      Eserlerin Selçuklulardan kaldığından

D)      Eserlerin turizm açısından öneminden*

 

 

637.Şiir, yaşayan  ve yaşayacak olan bir dille yazılırsa gerçek sanat eseri olur ve ölümsüzlüğe hak kazanır. Her gün değişen bir dille şiir yazmaya çabalayanlar, kayan bir arazi üzerinde bina yapan mimarlara benzerler. Eserlerinin ömrü, kullandıkları dil kadar kısa sürer.

Bu parçada anlatılmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Şiir, her gün değişen bir dille yazılmalıdır.

B)      Bir eserin ölümsüzlüğü, çok okunmasına bağlıdır.

C)      Şiir zaman içinde kalıcı olacak bir dille yazılmalıdır.*

D)      Şiirin kalıcılığı işlediği konuya bağlıdır.

 

 

 

638. Söğüt dallarının çevrelediği bir düzlükte, gözleri kapalı iki beygir boyuna dönüp duruyor. Bu dönüşe bağlı dingille birlikte büyük bir su dolabı, taşıdığının daha çoğunu gürültüyle etrafa serpiştirerek bir su oluğuna dereden aktarmalar yapıyor. Salkım söğütlerin hemen yanındaki kavak ağaçlarının gümüş yaprakları, ikindi vaktinin serin rüzgarıyla oynaşırken musikili bir ses, köpüklü bir dökülüş insanı ne kadar de dinlendiriyor.

 Bu paragrafın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmıştır?

A)  Öyküleme *                B) Karşılaştırma

C) Açıklama                      D) Örneklendirme

 

 

639.Kim olursa olsun, bir yazarın samimiliğinden şüphe etmek bana tuhaf gelir. Ben bunu ne bileyim, bir anlayışsızlık, bir hayal yoksunluğu diye karşılarım. Bir yazarın samimiliğinden niçin şüphe ederiz? “Ben şöyleyim, ben böyleyim, şunu severim, bundan hoşlanmam demiş.” Biz bunu kendi düşüncemize, kendi beğenimize, kendi huyumuza uygun bulamayız.

Yukarıdaki paragrafa, aşağıdakilerden hangisi başlık olabilir?

A)     Yazarlık

B)      Samimilik*

C)      Yazarın  Başarısı

D)      Kendi   Zevklerimiz

 

 

640.Her çağda örnekleri görülen hikâye, en eski sanatlardan biridir.  İnsanlığın öteden beri birbirine anlatacak hikâyeleri olagelmiştir. Henüz yazılı metinler ortaya çıkmadan bir araya gelen insanların   yaşadıkları olayları birbirine nakletmeleri hikâye sanatının çekirdeğini oluşturmuş olmalıdır. Sözlü hikâye sanatları zamanla efsaneleri, destanları, fıkra ve kıssaları meydana getirmiştir. Hatta ilk mağara resimlerinde, heykel sanatının ilk örneklerinde, eski Mısır, Hitit ve Yunan kabartmalarında anlatılanlar da birer hikâyedir.

Paragrafta aşağıdakilerin hangisinden söz edilememiştir?

A)     Hikâye en eski  sanatlardan biridir.

B)      Yazılı metinler ortaya çıkmadan önce de hikâye sanatı vardır.

C)      Sözlü hikâye sanatı çağımızda geçerliliğini kaybetmiştir.*

D)      Sözlü hikâye sanatı zamanla efsaneleri, fıkraları doğurmuştur.

 

 

641.Parçaya göre hikâye sanatının ilk çekirdeğini oluşturan nedir?

A)     Her çağda görülen efsaneler ve destanlar

B)      Hitit veya Yunan kabartmalarında anlatılanlardır.

C)      Yazılı metinlerde anlatılanlar.

D)      Bir araya gelerek insanların yaşadıklarını birbirine nakletmeleri*

 

 

 

642.          Rüzgâr eser dallarınız atışır,

Kuşlarınız birbiriyle ötüşür,

Ören yerler bu bayramdan çok üşür,

Sümbül niçin yaslı bakışır dağlar.

Bu dörtlükte kişileştirilen varlıklar aşağıdakilerden hangisidir?

A)     rüzgâr- dallar

B)      ören yer- sümbül*

C)      kuşlar-dallar

D)      dağlar- sümbül

 

643.Hta yapıldığında özür dilemek kişiyi alçaltmaz, aksine yüceltir. Kusurun hoşgörülmesi, dostlukların sağlamlaştırılmasını, hatta yeni dostlukların kurulmasını kolaylaştırır.

Parçaya göre dostluk kurmanın temel koşulu nedir?

A)     Akıllı olmaktır.

B)      Yücelmesini bilmektir.

C)      Hoşgörülü olmaktır.*

D)      Yardımsever olmaktır.

 

 

 

644.       Ummaktır yaşamak

Çık bu saatte evinden

Kilitle seni evde bulmasın,

Pişmanlık geri dönsün kapından

Doğacak günü yolda karşıla

Yeni umutlarla başlar yeni gün

Tahammül umuttan doğar.

Aşağıdakilerden hangisi umudu olumsuz etkileyenlerden biri değildir?

A) Keder                          B) Pişmanlık

C) Tahammül *                   D) Bedbinlik

 

 

 

645.On yıl öncesine kadar Ege ya da Akdeniz’in kıyı kasabalarında, o büyük kentleri kuşatan gürültüden eser bulamazdınız. Denizin ve yaprakların hışırtısından süzülen sessizliği yaşardınız. Şimdi müziğin gürültüye dönüştüğü bir işitsel çirkinlik yaşıyoruz.

Yazarın yakındığı konu aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Kasabaların hızla kalabalıklaşması

B)      Gürültünün rahatsız edici boyutlara ulaşması*

C)      Kıyılarımızda çevre kirliliğinin baş göstermesi

D)      Çarpık kentleşmenin doğayı tahrip etmesi

 

 

646.İnsan, sürekli bir öğrenme ve öğretme süreci içindedir. Kişi yaşamının her döneminde bu istek sürüp gider. Bu nedenle bir bilgiyi, bir gözlemi, bir durumu karşımızdakine aktarma, insanda doğal bir süreçtir.

Parçaya göre inanın en belirgin özelliği nedir?

A)     Diğer insanlara yardım etmesi

B)      Öğrenmesi ve öğrendiğini aktarması*

C)      İnsanlarla bir arada yaşaması

D)      Aklını çok iyi kullanması

 

 

 

 

 

 

 

 

647.Yazmak genellikle göz korkutucu bir iştir. Eğitimden geçmiş kişiler bile, eğer alışık değillerse, bir şey yazmaları gerektiğinde sinirlenirler, aksileşirler,anlaşılmayan korku belirtileri gösterirler.

Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

A)     Yazmak, insanı sinirlendiren bir eylemdir.

B)      Yazmak, belirli bir birikimi gerektirir.*

C)      Yazmak, insanlara güç gelen bir eylemdir.

D)      Sakin insanlar, yazma eylemini daha kolay becerir.

 

 

648.İnsanalr eşit yaradılışta değillerdir. Onları anlamak için dışlarına değil,içlerine bakmalıdır. Ayrıca daima tedbirli davranmak gerekir. Eğer böyle yapılmasa beklenilmeyen durumlarla karşılaşılabilir.

İnsan ilişkilerinde niçin tedbirli davranmamız gerekir?

A)     İnsnalrı daha iyi tanımak için

B)      İnsanlara daha kolay yardımcı olmak için

C)      İnsanların farklılıklarını görebilmek için

D)      Beklenilmeyen durumlarla karşılaşmamak için*

 

 

649.Ben şiir çalışmalarımda ansiklopedilere bakmayı alışkanlık edinmişimdir. Hayvan adları, çiçek adları kafamda yeni ufuklar açar. Bunları bir yere yazarım, sonra şiirlerimde kullanırım. Bunlar sözcük sevgisidir, ad sevgisidir.

Bu parça şairin hangi yönünü ortaya çıkarıyor?

A)     Araştıtırıcılığını*

B)      Titizliğini

C)      Unutkanlığını

D)      Ustalığını

 

 

650. Pazarda üç papağan satılıktır. İngilizce bilen papağan bir milyona, hem İngilizce hem Fransızca bilen papağan iki milyona  satılıktır. Diğer tarafta tüyleri dökülmüş, süklüm püklüm duran papağan ise ikisinden de pahalıdır. Sebebi sorulduğunda sebebini bilmiyoruz ama diğer iki papağan  ona “üstat” diye sesleniyor derler.

Bu fıkradan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A)     Dil bilmek önemlidir.

B)      Dış görünüş değerlendirme için yeterli değildir.*

C)      Usta olan kişiler değerlidir.

D)      Papağan değerli bir kuştur.

 

 

 

 

 
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol